BİLİM NEDİR ?

TDK sözlüğünde bilim şöyle tanımlanıyor:

Bilim: "Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi."

"Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi."

"Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci."

Bilim ile uğraşan bir kişinin bu tanımları yeterli bulmayacağını söylemeye gerek yoktur. Bu nedenle, bilimin eksiksiz bir tanımını yapmaya kalkışmak yerine, onu açıklamaya çalışmak daha doğru olacaktır.

İnsan doğaya egemen olmak ister!

Derler ki insanoğlu varoluşundan beri doğayı bilmek, doğaya egemen olmak istemiştir. Bu nedenle, insan varoluşundan beri doğayla savaşmaktadır. Son zamanlarda, bu görüşün tersi ortaya atılmıştır: İnsan doğayla barış içinde yaşama çabası içindedir.Bence bu iki görüş birbirlerine denktir. Bazı politikacıların dediği gibi, sürekli barış için, sürekli savaşa hazır olmak gerekir.

Gök gürlemesi, şimşek çakması, Ay'ın ya da Güneş'in tutulması, hastalıklar, afetler, vb. doğa olayları bazen onun merakını çekmiş, bazen onu korkutmuştur.

Öte yandan, bu olgu, insanı, doğa korkusunu yenmeye ve merakını gidermeye zorlamıştır. Korkuyu yenebilmenin ya da merakı gidermenin tek yolunun, onu yaratan doğa olayını bilmek ve ona egemen olmak olduğunu, insan, önünde sonunda anlamıştır. Peki, insanoğlunun doğayla giriştiği amansız savaşın tek nedeni bu mudur? Başka bir deyişle, bilimi yaratan güdü, insanoğlunun gereksinimleri midir?

Elbette korku ve merakın yanında başka nedenler de vardır. İnsanın (toplumun) egemen olma isteği, beğenilme isteği, daha rahat yaşama isteği, üstün olma isteği vb. nedenler bilgi üretimini sağlayan başka etmenler arasında sayılabilir. İnsanın korkusu, merakı ve istekleri hiç bitmeden sürüp gidecektir. Öyleyse, insanın doğayla savaşı (barışma çabası) ve dolayısıyla bilgi üretimi de durmaksızın sürecektir.

Bilim neyle uğraşır?

Bilimin asıl uğraşı alanı doğa olaylarıdır. Burada doğa olaylarını en genel kapsamıyla algılıyoruz. Yalnızca fiziksel olguları değil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel vb. bilgi alanlarının hepsi doğa olaylarıdır. Özetle, insanla ve çevresiyle ilgili olan her olgu bir doğa olayıdır. İnsanoğlu, bu olguları bilmek ve kendi yararına yönlendirmek için varoluşundan beri tükenmez bir tutkuyla ve sabırla uğraşmaktadır.

Başka canlıların yapamadığını varsaydığımız bu işi, insanoğlu aklıyla yapmaktadır.

Bilimin gücü

Bilim, yüzyıllar süren bilimsel bilgi üretme sürecinde kendi niteliğini, geleneklerini ve standartlarını koymuştur. Bu süreçte, çağdaş bilimin dört önemli niteliği oluşmuştur: çeşitlilik, süreklilik, yenilik ve ayıklanma.Şimdi bunları kısaca açıklamaya çalışalım.

Çeşitlilik:Bilimsel çalışma hiç kimsenin tekelinde değildir, hiç kimsenin iznine bağlı değildir. Bilim herkese açıktır. İsteyen her kişi ya da kurum bilimsel çalışma yapabilir. Dil, din, ırk, ülke tanımaz. Böyle olduğu için, ilgilendiği konular çeşitlidir; bu konulara sınır konulamaz. Hatta, bu konular sayılamaz, sınıflandırılamaz.

Süreklilik:Bilimsel bilgi üretme süreci hiçbir zaman durmaz. Krallar, imparatorlar ve hatta dinler yasaklamış olsalar bile, bilgi üretimi hiç durmamıştır; bundan sonra da durmayacaktır.

Yenilik:Bir evrim süreci içinde her gün yeni bilimsel bilgiler, yeni bilim alanları ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, bilime, herhangi bir anda tekniğin verdiği en iyi imkânlarla gözlenebilen, denenebilen ya da var olan bilgilere dayalı olarak usavurma kurallarıyla geçerliği kanıtlanan yeni bilgiler eklenir.

Ayıklanma:Bilimsel bilginin geçerliği ve kesinliği her an, isteyen herkes tarafından denetlenebilir. Bu denetim sürecinde, yanlış olduğu anlaşılan bilgiler kendiliğinden ayıklanır; yerine yenisi konulur.

Bilimsel Bilginin Özellikleri

-Bilim olgusaldır. Olgusal olmak demek bilimin gözlenebilir olgulara dayanması demektir.
-Bilim mantıksaldır. Araştırma sonuçlarının kendi içerisinde tutarlı olması gerekir.
-Bilim genelleyicidir. Bilim tek tek olgularla değil olgu türleriyle uğraşır.
-Bilim nesneldir (Objektif). Bilimsel bilgi, bireyin kişisel görüşünden bağımsızdır.
-Bilim eleştiricidir.

Bilimin Değeri

Bilim, doğal ve sosyal gerçekliğin daha iyi anlaşılmasını ve belirli ölçüde de olsa denetlenmesini sağlar. Toplumun itici gücünü, üretim biçimini ve gelişmesini belirler. Bir toplumun bilim düzeyi, onun geri, az gelişmiş ya da gelişmiş olduğunun ölçütüdür.

Bilim üç bakımdan değerlidir :

1. Bilimin her şeyden pratik bir değeri vardır. Başka bir deyişle bilim bize hem bireysel ve hem de toplumsal yaşantımızda, teknoloji yoluyla büyük yararlar sağlar. Bilim sayesinde teknoloji üreten insan, dünyadaki yaşantısının süresini uzatabilir, temel problemlerini çözebilir, yaşamını niteliksel olarak ve manevi bakımdan geliştirilebilir. Bilim bundan dolayı, bir toplumun itici gücüdür. Toplumun üretim tarzını ve itici gücünü belirler.

2. Entelektüel değeri vardır. Yani bilim insanın bilme isteğini, merakını tatmin eder. İnsana evreni anlama olanağı sağlar. İnsan bilim sayesinde doğal ve toplumsal gerçekliği anlayabilir.

3. Ahlaki değeri vardır. Buna göre bilim insana belirli bir dünya görüşü oluşturma, belli ilkelere göre düşünme, dünyaya bilimin sağladığı verilere göre bakma olanağı verir. Yani bilim insanlara bilimsel bir zihniyet kazandırır. Bilimsel zihniyet ise, insanlara dürüst ve tarafsız olmayı, karşılaşılan problemleri sabırlı, ayrıntılı ve uzak görüşlü bir biçimde ele almayı öğretir ki bunlar ahlak ve erdemin en önemli özellikleri arasındadır.

Bilimsel zihniyetin, insanların daha erdemli ve yüksek ahlaklı olmalarını sağlayacağını düşünmek boş bir hayal değildir. İnsan sahip olabileceği bilimsel zihniyet yoluyla hem kişisel yaşayışını ve hem de toplumsal yaşayışını düzenleyebilir; insan bu sayede, içinde yaşadığı toplum için çalışmayı öğrenebilir.

Bilim Tarihi Nedir ?

Bilim tarihi kısaca bilimin doğuş ve gelişme öyküsüdür. Amacı nesnel bilginin ortaya çıkma, yayılma ve kullanılma koşullarını incelemektir. Bilim çoğu kez sanıldığı gibi ilk defa ne Rönesans’tan sonra, ne de Batı dünyasında ortaya çıkmıştır. Bilim; insanlığın kafa ürünüdür. Kökleri ilkel toplumların yaşamına kadar uzanır.

Bilimsel yöntem

Amacı evreni anlamak ve açıklamak olan bilimin, bu amaca ulaşmak için izlediği yola bilimsel yöntem adı verilir. Bilimsel yöntem, bilim adamlarının ortaklaşa olarak kullandıkları betimleme ve açıklama yollarını kapsayan bir süreçtir.

  • ESKİÇAĞ'DA BİLİM


  • YUNANLILAR DÖNEMİNDE BİLİM


  • ROMALILAR DÖNEMİNDE BİLİM


  • ORTAÇAĞ'DA BİLİM


  • YENİÇAĞDA BİLİM


  • YAKINÇAĞDA BİLİM

  • 13 Yorumlar

    30 Aralık 2008 00:02  

    Felsefeyle ilgilenen değerli arkadaşlar, bilim tarihiyle ilgili daha fazla bilgiye ulaşmak isteyenler tübitak yayınları'ndan çıkan "bilim tarihi" adlı kitaptan yararlanabilirler.Bilginize.
    Saygılar

    Adsız
    16 Mart 2009 10:43  

    bilımı etkınlık olarak gorenlerın güroslerı hakkında bılgı verırmısınız

    Adsız
    29 Haziran 2009 22:29  

    "İnsan doğaya egemen olmak ister!"
    anlasilan o ki, bu kadar "genel" konusan birisi "yalnizca" bati filozoflarini okumus Müslüman, Hindli, Çinli filozoflarinin düsüncelerine deger verilmeden, Avrupa'yi basina tac etmek isteyen bir düsünce. Yazik! Oysa dünya bu günlere yalnizca Avrupa'nin düsünceleri ve görüsleri ile gelmedi...

    MAHİR KANIK
    2 Ağustos 2009 13:10  

    DEGERLI ADSIZ YORUMUNU COK BEGENDIM HAKLISIN SANA KATILIYORUM..BU ARADA YENIDEN BU SITEYE KVAUSACAK OLMAK DA BENI SEVINDIRIYOR 45 GUN SONRA DOYA DOYA OKUYACAGIM HAZINE BU SITE ASKERDE UZAK KALDIM.IYI GUNLER ARKADASLAR SAGLICAKLA KALIN...

    Adsız
    1 Eylül 2009 10:18  

    sanırım bu ömer demirin bilim felsefesi adlı kitabından alıntı yanılmıyorsam tübitak değil vadi yayınları.
    sevgili adsız bu yazı kısa bir alıntı olduğu için sadece belirli konulara değinilmiş.yoksa bilimin sadece avrupa görüş ve düşünceleriyle şekillendiği savunulmamakta.fakat bilimin gelişmesine avrupalıların katkılarının her alanda ne kadar yüksek olduğunu gözden kaçırmamak da gerektir.ben siyaset bilimi öğrencisiyim ve bu kitap siyasi tarih dersinde üniversitede ilk okuduğumuz kitaptı...müslümanlar, hindular yeni dünya çerçevesinde 3.dünya ülkeleri sıfatıyla anılmaktadırlar ve çin, nüfusu dolayısıyla abd'nin ve avrupanın korkulu rüyasıdır ve sindirilmeye çalışılmaktadır bu uzun bir konu.ayrıca bizim bilim konusunda nerede olduğumuz da ortadadır.kısaca ve açıkçası hor görülmekteyiz, belki görmezlikten gelinmekteyiz, belki üstümüzde avrupa düşünürleri kadar durulmamaktadır...ama kimse inkar da etmemektedir.bu yüzden batıya yönelme var yoksa kimse ibn-i haldun'u farabi'yi konfiçyüs'ü budha'yı kaspaya'yı............................. unutmuş değil.

    Adsız
    1 Eylül 2009 10:20  

    tesadüf müdür ki ilk alt başlık çin'de hindistan'da ortaasya'da anadolu'da bilim diye başlasın;)

    Adsız
    25 Aralık 2012 20:49  

    hiç güzel degil senin fikrini anlamadım ben abi

    Adsız
    16 Aralık 2013 19:55  

    bilimin evrensel olarakk kabul. edilmesi gerekiyo.

    Ege
    11 Şubat 2016 10:11  

    Aga çok güzel bi şekilde anlatılmış zaman kaybı etmedım

    7 Nisan 2016 21:54  

    Bilim tarihi ile ilgili daha geniş bilgi için yararlanmam gereken kaynakları önerir misiniz

    6 Haziran 2016 21:21  

    Bilimin ne olduğu doğru tanımlaamıyor. Bilim bence bilgi üretmek işidir. Bilgi ise bir öznenin nesne hakkındaki hulog olması halidir ki bunun için nesneye ellemek koklamak v.b gerekir...

    Adsız
    20 Eylül 2017 01:01  

    Onemli bilgiler gercekten.Bilim icin ve insanlik icin ugrasan herkese tesekkurler. Bilim bir toplumun glismisliginin belgesidir. Urettiginiz dusunceyle ve bilimsel dussunceyle varsiniz. Hayatta en guzel sey bilgiye duyulan asktir. Bilim bu yuzden benim icin cok degerlidir. Bilimin oldugu yerde progress,ilerleme, olmadigi yerde cehalet ve hurafe dogmalari vardir.

    Adsız
    1 Aralık 2020 14:30  

    Bilimsel bir çalışmada bulunması gereken temel özelliklerini söyleyebilirmi siniz?

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP