FİLOZOFLARDAN KISA METİNLER
|
Kişiliğin Ortaya Çıkışı
- EMİLE DURKHEIM
[Farklılaşmamış toplumlarda], bireyin özel uğraşlarının kendi için göreceli olarak çok az değeri vardı; bunun nedeni kişiliğinin ve buna dayanan herşeyin ancak çok zayıf bir ahlaksal değeri olması. Kişisel fikirleri, kişisel inançlan, her tür kişisel özlemleri gözardı edilebilir niceliklerdi. Herkesin gözünde değeri olan şeyler, kollektif inançlar, kollektif özlemler, ortak gelenekler ve bunları ifade eden sembollerdi.... Toplum tarafından emilen birey, toplumun eğilimlerini uysalca izliyor ve kendi yazgısını kollektif varlığın yazgılanna tabi kılıyordu; çünkü onun gözünde kendi yazgısının, bugün ona atfettiğimiz anlamı ve büyük önemi yoktu.
Ama tarihte ne kadar ileri gidersek, herşeyin o kadar çok değiştiğini görürüz. Öncelikle toplumsal kitlenin içinde kaybolmuş olan kişilik ortaya çıkmaktadır. Daha önce sınırlı ve az saygı gösterilen bireysel yaşamın alanı genişlerye ahlaksal saygının önemli konusu haline gelir. Birey, kendisine verilen şeyleri kendi kendine kulanmak, dünya için kendine en uygun gelen betimlemeleri yapmak, yapısını özgürce geliştirmek üzere gitgide daha çok genişleyen haklan kazanır.... Bireye bu tapınmanın kendimizi kurtarmamız gereken bir boşinanç olduğunu söyleyecek miyiz? Ama bu tarihin öğretilerine karşı gelmektir; çünkü ne kadar ileri gidilirse kişiliğin saygınlığı o kadar ileri gidiyor. Bundan daha iyi yerleşmiş başka bir yasa yok. Böylece, toplumsal kurumlan bunun zıttı bir ilke üzerine oturtma girişimi gerçekleşemez ve yalnızca günlük basanlara sahip olabilir. Çünkü şeylerin olduklanndan başka bir şey olmaları sağlanamaz. Bireyin olduğu şey haline gelmesi yani etkinliğin otonom bir merkez, enerjisinin kosmik güçlerin enerjisi gibi yokedilemez olduğu kişisel güçlerin dayatıcı bir sistemi haline gelmesi önlenemez.