Soru 26 : islâm düşüncesinin temel özellikleri ve ana problemleri nelerdir?
|
Yunan düşüncesi, ıher şeyden önce «varlığın» ne olduğu problemi üzerinde duruyordu. Evreni bir düzenin yönettiğini, varlıkların belli düzenlere ve biçimlere bağlı olduğunu ileri sürüyordu. Phytagoras'ın sayıları, Platon'un ideaları, Aristoteles'in madde ve form'u, varlığın temeli olan değişmez gerçeklerdi. Bu felsefede, değişmeyen, değişene oranla genel olarak ağır basıyordu. Evren değişmez gerçeklere göre şekillenmiş ve düzenlenmişti.
Modern çağların batı düşüncesinde ise, «gelişme» ve «oluş» fikrinin genellikle ağır bastığı söylenebilir. Duyuların ve oluşun dünyası, batı düşüncesini sürekli olarak ilgilendirmiş bir konudur. Bu ilgiyle birlikte, batı düşüncesinin ana problemi de ortaya çıkıyordu. 'Bu problem insan bilgisinin «hangi kaynaktan geldiği», «sınırının ve değerinin ne olduğu» sorularını ortaya çıkarıyordu. Başka bir deyişle, «bilgi teorisi» ön plana geçiyordu.
İslâm düşüncesinde ise formsuz, değişme, ve hareketsiz, tam bir dinginlik (sükûn) içindeki ezelî an fikri ağır basar («İslâm Düşüncesi», H. Z. Ülken, s. 7). Bu temel fikir, «İnsan ile bu mutlak varlık arasında ne gibi ilişki vardır?» sorusunu ortaya çıkarmıştır. Yani insan iradesinin özgür olup olmadığı sorusu, islâm düşüncesinin ana problemidir, insan iradesinin özgürlüğü (hürlüğü), hayatın anlamı, doğru ve gerçek yaşamanın yolları, islâm dininin ilkeleri gözönünde tutularak çeşitli şekillerde çözülmeye çalışılmıştır. Bundan ötürü, islâm düşüncesinde, her şeyden önce din ve ahlâk felsefesinin önplana geçtiği görülür.
Modern çağların batı düşüncesinde ise, «gelişme» ve «oluş» fikrinin genellikle ağır bastığı söylenebilir. Duyuların ve oluşun dünyası, batı düşüncesini sürekli olarak ilgilendirmiş bir konudur. Bu ilgiyle birlikte, batı düşüncesinin ana problemi de ortaya çıkıyordu. 'Bu problem insan bilgisinin «hangi kaynaktan geldiği», «sınırının ve değerinin ne olduğu» sorularını ortaya çıkarıyordu. Başka bir deyişle, «bilgi teorisi» ön plana geçiyordu.
İslâm düşüncesinde ise formsuz, değişme, ve hareketsiz, tam bir dinginlik (sükûn) içindeki ezelî an fikri ağır basar («İslâm Düşüncesi», H. Z. Ülken, s. 7). Bu temel fikir, «İnsan ile bu mutlak varlık arasında ne gibi ilişki vardır?» sorusunu ortaya çıkarmıştır. Yani insan iradesinin özgür olup olmadığı sorusu, islâm düşüncesinin ana problemidir, insan iradesinin özgürlüğü (hürlüğü), hayatın anlamı, doğru ve gerçek yaşamanın yolları, islâm dininin ilkeleri gözönünde tutularak çeşitli şekillerde çözülmeye çalışılmıştır. Bundan ötürü, islâm düşüncesinde, her şeyden önce din ve ahlâk felsefesinin önplana geçtiği görülür.