BİLİMSEL DÜŞÜNME EĞİTİMİ
|
Bilimsel düşünme bir eğitim işidir. Normal olarak kişi bu eğitimi küçük yaşlardan itibaren alması gerekir. Çünkü bilimsel düşünme yeteneği, birdenbire oluşup gelişmez. O, her şeyden önce zamana, çalışmaya ve pratiğe dayanır. Bilimsel düşünme eğitimi demek, ikisinin düşünebilme yeteneğini, bilimsel bilgiler yoluyla, düşünme ilke ve yasaları doğrultusunda geliştirmesidir.
Bilimsel düşünmenin ilke ve yasaları mantık ve matematik bilimlerinde yer alır. Bilimsel bilgiler ise, bilimsel niteliğini taşıyan bilimlerde yer alan bilgiler birikimidir.
Mantık :
Bilimsel düşünmenin, ilke ve yasalarım açıklayan bilim mantıktır. Bu ilke ve yasalar doğru düşünmenin yollarını öğretir. Mantığın açıkladığı ilke ve yasalar, insanın çevresinde ve hayatta yer alan gerçeklerin bulunmasını sağlar. Mantık bilgilerinin güncel yaşamda ortaya çıkan pratik sorunların çözümünde, kişi davranışlarının bağlı olduğu inanç ve düşüncelerin eleştiri yoluyla aydınlatılmasında önemli rol oynar. Çevremizde kişilerle zaman zaman düştüğümüz anlaşmazlıkların, sürtüşmelerin, gerginliklerin ve hattâ kavgaların kökeninde çoğu kez kelime ve kavram kargaşalığı vardır. Mantık kişiye, bunların açık ve seçik bir biçimde üzerimde durmasını, içerikliklerinin anlaşılmasını, düşüncelerini bu yollarda sürdürerek doğruyu, iyi ve yararlı olan davranışların bulunmasını sağlar. Böylece mantık, insanların yanlış yorumlarda bulunmalarını önler, onları kötü yollara yönelmelerini, zararlı şeylerden ya da nesne ve olaylardan korur.
Bir çoğumuz zamanla edindiğimiz fikirlere sımsıkı bağlı kalırız. Bu fikirleri zaman zaman denetleyip üzerlerinde uzun uzadıya durmayız. Oysaki belleğimizde yer alan fikirleri çoğu hayat gerçekleri karşısında aciz kalırlar ve bizlere pek yararları da olmaz. Ayrıca mantık bilimi, yorumlamada ortaya koyduğumuz doğru yargıların ne tür koşullara bağlı olduğunu gösterir. Mantığını ele aldığı konulara güvenle bakabiliriz. Bir düşünce veya teori ne kadar açık ve parlak olursa olsun ve akla ne kadar yakın görünürse görünsün mantık ve pratiğim denetiminden geçmedikçe doğru sayılmaz Mantıklı kişî daima tutarlı olmalı, birbirleriyle bağdaşmayan düşünce ve inançlara yer vermemelidir.
Matematik :
Matematik bilimi, sürekli ve süreksiz niceliklerin ilke ve yasalarım açıklar. Nicelikler ise doğayı ve evreni kapsamına alır. Ayrıca, nicelikler arasındaki azalıp çoğalma ilkesi evrenseldir, yani tüm varlığı, var olanı etkiler. Bu etki, olguların, olayların ve nesnelerin değişim ve akışlarını oluşturur, öte yandan matematiğin azalıp çoğalması ilkesi, akıl yürütme yasasının doğmasına ve çalışmasına neden olur. Tümevarım, azdan çoğa bir geçiştir. Tümdengelim ise bunun tersidir. Yani çokluktan azlığa geçişte, bir azalma söz konusudur. Kısaca tümdengelim olan akıl yürütme yasası, büyük nicelikler kümesinden küçük nicelikler kümesine akıştır.
Matematiğin temel dört işlemi de azalıp çoğalma ilkesine bağlıdır. Çarpma ve toplama işlemleri azdan çoğa geçiş olup tümevarımdır. Bunun tersi olan tümdengelim ise, bölme ve çıkarma terimleriyle oluşur. Bu iki işlem de çokluktan azlığa doğru bir geçiştir. Aslında matematik eğitimi iki yönde olup birisi işlemler matematiği diğeri de eğitsel matematiktir. Okullarda ise sadece işlemler matematiği üzerinde durulmakta ve bu da ezbere yönelik dar kalıplar içinde formüllere dayanmaktadır. Bu tür matematik eğitimi kısır olup ikisinin yapıcı ve yaratıcı gücünü geliştirmekten uzak kalmaktadır.
Böyle bir matematik eğitiminin bilimsel düşünceyle ilgisi yoktur ve olamaz da. Bilimsel düşüncenin aradığı ve gereksinim duyduğu eğitsel matematiktir. Buradaki matematik eğitiminden amaç, mantık ve matematik yasa ve ilkelerine dayalı olarak sürekli ve süreksiz niceliklerin olgu ve olaylardaki yeri ve etkilerini (izlemek, çıkarımlar yapmak, gelişim ve oluşumlarını araştırmakla bilimsel düşünmeyi temelden kavrayabilmektir.
Matematik eğitimimin esas amacı insandaki bilimsel düşünmeyi oluşturmak ve geliştirmektir. Tarihte bilimsel düşüncenin kurucu olan Tales, bu yolları izleyerek bilimsel düşünmeyi sergilemiştir. Ayrıca bilimsel düşünmeye sahip olan bir zihin, işe ve tekniğe dayalı olan işlemler matematiğini daha iyi ve tutarlı olarak yürütebilir. Günümüzün ileri ve endüstri toplumları, eğitsel matematik sayesinde bilimsel düşünmenin doruğuma ulaşmaktadırlar.
Matematik, kesin ve ideal bir bilimdir. Yasa ve ilkeleriyle kesin sonuçlara dayanır. Ona bu kesinliği ağlayan sayı ve ölçü kavramlarıdır. Ayrıca, kesin olan şeyler, ancak sayılabilen ve ölçülebilen şeylerdir. Kısaca matematik, kişide düşünme yeteneğini geliştiren, aklı en iyi düzeyde çalıştıran, en mükemmel bir soyut bilimdir.
Yaşadığımız hayat, problemler ve engeller akışıdır. Güncel hayat problemler ve engeller yığınıdır. Oysaki varlık ve yaşamamız, bizi saran problem ve engellerin çözümüne bağlıdır. Bu yönden insan için hayat, bir nevi problem çözümüdür. Matematik problemleri ise, hayat problemlerinin en ideal biçimleridir. Bu nedenle matematiği iyi kavrayan, iyi öğrenen ve problemleri iyi çözen bir kimse, ayni zamanda hayat problemlerini de gerçeklere uygun bir biçimde çözebilir. Böyle bir zihin iyi ve doğru düşünür, geleceği iyi görür, gerçekçi olur, kolay kolay yanılgılara düşmez Hayatta gerçeklerin dışında olan her şey yanılgılar halindedir. Hayatta kişimin başına bunalımlar, sıkıntılar, kötülükler genellikle yanılgılardan ileri gelir. Yanılgılar ise düşünme gücünün zayıflığından doğarlar Ancak matematik düşünceden ve matematik kültüründen geçen bir zihin, güncel hayat sorun ve problemlerini doğru olarak çözebilir. Bunun dışında kalan bir zihin ,ne kadar kültürden geçerse geçsin, doğa ve hayat gerçeklerini görüp anlamaktan daima yoksun kalır.
Matematiksel Mantık Nedir?
Son zamanlarda, matematik ve mantık bilimleri, matematiksel mantık adı altında birleştirilmiştir. Böylece matematiksel mantık, bilimsel düşünmenin bilimi olmuştur. Bilimsel düşünme eğitiminde bu bilim kullanılmaktadır. O halde bilimsel düşünme eğitiminin oluşmasında birinci derecede matematiksel mantık, ikinci derecede de bilimsel bilgiler kullanılmaktadır. Bir kimse bilimsel düşünmeyi kendi kendine öğrenmek istediğinde bu iki alanda çalışarak kendini yetiştirebilir.
Bilimsel düşünmenin ilke ve yasaları mantık ve matematik bilimlerinde yer alır. Bilimsel bilgiler ise, bilimsel niteliğini taşıyan bilimlerde yer alan bilgiler birikimidir.
Mantık :
Bilimsel düşünmenin, ilke ve yasalarım açıklayan bilim mantıktır. Bu ilke ve yasalar doğru düşünmenin yollarını öğretir. Mantığın açıkladığı ilke ve yasalar, insanın çevresinde ve hayatta yer alan gerçeklerin bulunmasını sağlar. Mantık bilgilerinin güncel yaşamda ortaya çıkan pratik sorunların çözümünde, kişi davranışlarının bağlı olduğu inanç ve düşüncelerin eleştiri yoluyla aydınlatılmasında önemli rol oynar. Çevremizde kişilerle zaman zaman düştüğümüz anlaşmazlıkların, sürtüşmelerin, gerginliklerin ve hattâ kavgaların kökeninde çoğu kez kelime ve kavram kargaşalığı vardır. Mantık kişiye, bunların açık ve seçik bir biçimde üzerimde durmasını, içerikliklerinin anlaşılmasını, düşüncelerini bu yollarda sürdürerek doğruyu, iyi ve yararlı olan davranışların bulunmasını sağlar. Böylece mantık, insanların yanlış yorumlarda bulunmalarını önler, onları kötü yollara yönelmelerini, zararlı şeylerden ya da nesne ve olaylardan korur.
Bir çoğumuz zamanla edindiğimiz fikirlere sımsıkı bağlı kalırız. Bu fikirleri zaman zaman denetleyip üzerlerinde uzun uzadıya durmayız. Oysaki belleğimizde yer alan fikirleri çoğu hayat gerçekleri karşısında aciz kalırlar ve bizlere pek yararları da olmaz. Ayrıca mantık bilimi, yorumlamada ortaya koyduğumuz doğru yargıların ne tür koşullara bağlı olduğunu gösterir. Mantığını ele aldığı konulara güvenle bakabiliriz. Bir düşünce veya teori ne kadar açık ve parlak olursa olsun ve akla ne kadar yakın görünürse görünsün mantık ve pratiğim denetiminden geçmedikçe doğru sayılmaz Mantıklı kişî daima tutarlı olmalı, birbirleriyle bağdaşmayan düşünce ve inançlara yer vermemelidir.
Matematik :
Matematik bilimi, sürekli ve süreksiz niceliklerin ilke ve yasalarım açıklar. Nicelikler ise doğayı ve evreni kapsamına alır. Ayrıca, nicelikler arasındaki azalıp çoğalma ilkesi evrenseldir, yani tüm varlığı, var olanı etkiler. Bu etki, olguların, olayların ve nesnelerin değişim ve akışlarını oluşturur, öte yandan matematiğin azalıp çoğalması ilkesi, akıl yürütme yasasının doğmasına ve çalışmasına neden olur. Tümevarım, azdan çoğa bir geçiştir. Tümdengelim ise bunun tersidir. Yani çokluktan azlığa geçişte, bir azalma söz konusudur. Kısaca tümdengelim olan akıl yürütme yasası, büyük nicelikler kümesinden küçük nicelikler kümesine akıştır.
Matematiğin temel dört işlemi de azalıp çoğalma ilkesine bağlıdır. Çarpma ve toplama işlemleri azdan çoğa geçiş olup tümevarımdır. Bunun tersi olan tümdengelim ise, bölme ve çıkarma terimleriyle oluşur. Bu iki işlem de çokluktan azlığa doğru bir geçiştir. Aslında matematik eğitimi iki yönde olup birisi işlemler matematiği diğeri de eğitsel matematiktir. Okullarda ise sadece işlemler matematiği üzerinde durulmakta ve bu da ezbere yönelik dar kalıplar içinde formüllere dayanmaktadır. Bu tür matematik eğitimi kısır olup ikisinin yapıcı ve yaratıcı gücünü geliştirmekten uzak kalmaktadır.
Böyle bir matematik eğitiminin bilimsel düşünceyle ilgisi yoktur ve olamaz da. Bilimsel düşüncenin aradığı ve gereksinim duyduğu eğitsel matematiktir. Buradaki matematik eğitiminden amaç, mantık ve matematik yasa ve ilkelerine dayalı olarak sürekli ve süreksiz niceliklerin olgu ve olaylardaki yeri ve etkilerini (izlemek, çıkarımlar yapmak, gelişim ve oluşumlarını araştırmakla bilimsel düşünmeyi temelden kavrayabilmektir.
Matematik eğitimimin esas amacı insandaki bilimsel düşünmeyi oluşturmak ve geliştirmektir. Tarihte bilimsel düşüncenin kurucu olan Tales, bu yolları izleyerek bilimsel düşünmeyi sergilemiştir. Ayrıca bilimsel düşünmeye sahip olan bir zihin, işe ve tekniğe dayalı olan işlemler matematiğini daha iyi ve tutarlı olarak yürütebilir. Günümüzün ileri ve endüstri toplumları, eğitsel matematik sayesinde bilimsel düşünmenin doruğuma ulaşmaktadırlar.
Matematik, kesin ve ideal bir bilimdir. Yasa ve ilkeleriyle kesin sonuçlara dayanır. Ona bu kesinliği ağlayan sayı ve ölçü kavramlarıdır. Ayrıca, kesin olan şeyler, ancak sayılabilen ve ölçülebilen şeylerdir. Kısaca matematik, kişide düşünme yeteneğini geliştiren, aklı en iyi düzeyde çalıştıran, en mükemmel bir soyut bilimdir.
Yaşadığımız hayat, problemler ve engeller akışıdır. Güncel hayat problemler ve engeller yığınıdır. Oysaki varlık ve yaşamamız, bizi saran problem ve engellerin çözümüne bağlıdır. Bu yönden insan için hayat, bir nevi problem çözümüdür. Matematik problemleri ise, hayat problemlerinin en ideal biçimleridir. Bu nedenle matematiği iyi kavrayan, iyi öğrenen ve problemleri iyi çözen bir kimse, ayni zamanda hayat problemlerini de gerçeklere uygun bir biçimde çözebilir. Böyle bir zihin iyi ve doğru düşünür, geleceği iyi görür, gerçekçi olur, kolay kolay yanılgılara düşmez Hayatta gerçeklerin dışında olan her şey yanılgılar halindedir. Hayatta kişimin başına bunalımlar, sıkıntılar, kötülükler genellikle yanılgılardan ileri gelir. Yanılgılar ise düşünme gücünün zayıflığından doğarlar Ancak matematik düşünceden ve matematik kültüründen geçen bir zihin, güncel hayat sorun ve problemlerini doğru olarak çözebilir. Bunun dışında kalan bir zihin ,ne kadar kültürden geçerse geçsin, doğa ve hayat gerçeklerini görüp anlamaktan daima yoksun kalır.
Matematiksel Mantık Nedir?
Son zamanlarda, matematik ve mantık bilimleri, matematiksel mantık adı altında birleştirilmiştir. Böylece matematiksel mantık, bilimsel düşünmenin bilimi olmuştur. Bilimsel düşünme eğitiminde bu bilim kullanılmaktadır. O halde bilimsel düşünme eğitiminin oluşmasında birinci derecede matematiksel mantık, ikinci derecede de bilimsel bilgiler kullanılmaktadır. Bir kimse bilimsel düşünmeyi kendi kendine öğrenmek istediğinde bu iki alanda çalışarak kendini yetiştirebilir.
1 Yorum
haytımda okuduğum en etkili yazılardan birisi çok teşekkür ederim...