Onuncu Esas - Allah Rızası İçin İş Yapmak

Halkın idaresini üstlenen kimse, dine aykırı hareket ederek insanlardan hiç birinin hoşnutluğunu aramamalıdır. Zira dine aykırı hareket eden kişiye kızılmasında bir sakınca yoktur. Çünkü sana nefsi için kızan kimsenin, bu kızmasının bir zararı olmaz.

Hz. Ömer (r.a): "Ben, her sabah, insanların yarısının bana öfkeli olduğu halde sabahlarım" derdi.

Hakkı olan herkesin kızması doğrudur. İdarecinin, kendisine gelen iki hasmı (davacı ve davalıyı) razı etmesi mümkün değildir. İnsanların çoğu cahil olduklarından, halkın hoşnutluğu için Cenab-ı Hakk'ın razı olduğu şeyi terk ederler.

Allah her ikisinden de razı olsun, Hz. Muaviye, Hz. Aişe'ye bir mektup yazarak, kendisine kısa bir nasihat yazmasını istedi. O da mektubunda Hz. Peygamberden (s.a.v) işittiği şu hadisi yazdı:

Ümmetimin en hayırlı idarecileri; sizlerin onları, onların da sizi sevdiği idarecilerdir. İdarecilerin en kötüleri ise sizlerin onlara, onların da sizlere kızdığı ve lanet ettiği kimselerdir.

"Halkı kızdırma pahasına da olsa Allah'ın (c.c) rızasını arayan kimseden Allah da, insanlar da razı olur. Hakk'ın gazabını çeken işlerle halkın hoşnutluğunu arayan kimseden, Allah da (c.c) insanlarda razı olmaz.

Mesela, Allah'a itaati emretmemek, din işlerini öğretmemek, onlara haram yedirmek, çalışanın ücretini vermemek, kadının mehrini vermemek gibi işleri yapanlara, hem Hak hem de halk kızar.

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP