Soru 28 : Kelâm nedir?

Kelâm, islâm dininin çeşitli inanç ve mezheplere karşı savunulması ihtiyacından doğmuş bir fikir ve araştırma çabasıdır. Başka bir deyişle, islâm dininin aklî temellere oturtulması çabasıdır, yani islâm ilahiyatıdır (teolojisidir). Kelâmcılar, dinin temelleriyle ve tanrı ile ilintili kavramları akılla işler, akıl süzgecinden geçirirler. Bundan ötürü, kelamda, islâm düşüncesinin başka alanlarında rastlanan mistik ve kapalı bir bilgi, ancak yaşamakla ve duymakla ulaşılabilecek bir «içbilgi» ya da «gönül bilgisi» söz konusu değildir, islâm filozoflarından Farabî ve ifoni Sina'nın belirttiği gibi, kelâmcılar (mütekellimin),, her şeyden önce, islâm dinini akıl yoluyla savunmaya çalışan düşünürlerdir. Kuran'ın metninden tutarlı bir fikir bütünü çıkarmak; bu kutsal kitapta birbiriyle çelişen yargıları (hükümleri) yorum* layarak uzlaştırmak ve tutarlı bir sistem haline getirmak kelâmcıların amacıydı.

Din sorularını akıl yoluyla çözmeye ilk çalışanlar, kelâmcîların «mutezile» adı verilen bölüğüdür. Bu düşünürler, bilgi, teorisinde şüpheciliğe varacak kadar ileri gitmişler ve iman edilecek şeyi iman edilmeyecek şeyden ayıran ölçünün ne olduğunu araştırmışlar; ferdiyetçi ve liberal bir dünya görüşünü savunmuşlardı. Ayrıca, Demokritos, Zenon, Epikuros ve Empedokles'in düşüncelerinden yararlanmışlardı, özellikle Demokritos'un atomculuğu, bu düşünürler üzerinden büyük etki yaptı. Ama atomları, Demokritos'ta olduğu gibi her zaman varolagelmiş ezelî ve ebedî varlıklar olarak görmediler. Onların gözünde, atomlar, yaradılmışlardı ve ortadan kaldırılabilirlerdi. Ezelî ve yaratıcı yegâne varlık, Allah'tı.

Kelâm düşüncesi içinde ortaya çıkan en etkili ve yaygın akım «Eşari»liktir (X. y. y.). Bu akıma göre, insan aklı, varlığın ne olduğu hakkındaki soruya cevap verecek güçte değildir. Eşariler, aklın bilgi gücüne inanmak konusunda mutezile'den ayrılırlar. Aklın, birbirine karşıt olan birtakım genel yargılara varmaktan başka şey yapamadığını; hakikate ulaşmasının imkânsız olduğunu söylerler. Akıldan çok, dine ve inanca (imana) önem veren bu akım, yüz yıllar boyunca, islâm düşüncesi üzerinde derin bir etki yapmıştır.

5 Yorumlar

Adsız
25 Mart 2010 17:33  

ÇOK YARDIMCI OLDU VALLA KOYANIN ELLERİNE SAĞLIK

Adsız
31 Mart 2010 10:29  

Bu konu hakkında kısa ama gayet açıklayıcı bir yazı olmuş. Kendi adıma teşekkür ederim.

1 Nisan 2010 22:57  

aynen katılıyorum öz ve anlaşılır bir yazı

teşekkürler

unfabulous
25 Mayıs 2010 10:25  

tesekkur ediyorum,yazılıya calıscaktım ve gayet yardımcı oldunuz.siteniz gercekten cok güzel :)

Adsız
1 Kasım 2010 11:45  

ancak bu kadar az ve anlaşılır olabılır cok tsk ettım

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP