Soru 40 : ibni Haldun'un tarih felsefesi maddeci bir tarih görüşü müdür?
|
Batı düşüncesi üzerinde etki yapmış bir başka islâm bilgin ve düşünürü de İbni Haldun'dur (1332-1404). Toplumların ortaya çıkış, gelişme ve çöküş kanunlarını araştırmış olan ibni Haldun, tarih bilimi ve felsefesi alanında önemli buluşlar ortaya koymuştur. Toplumları ve tarihî olayları incelerken, tanrı ya da herhangi bir gizli gücün etkilerini değil, incelenmesi, gözlenmesi mümkün olan tabiî olayları işin içine sokan ve açıklamalarını sadece bu olaylara dayanarak yapan İbni Haldun, modern anlamda tarih biliminin ve tarih felsefesinin kurucusudur.
İbni Haldun, toplumları, biyolojik varlıklar, ya da organizmalar gibi görür. Yani, toplumlar da, tıpkı organizmalar gibi doğar, büyür ve ölürler. Bu bakımdan ele alınınca, filozofun sürekli gelişmeye inanmadığı, kaderci ve kötümser bir tarih felsefesi ileri sürdüğü görülür. Bununla birlikte, toplumların temelinde coğrafya şartlarının ve ekonomik şartların bulunduğunu söylemesi bakımından, ibni Haldun, zamanının çok ötesine uzanan; günümüzde geçerli olan görüşler ileri sürmüş bir filozoftur.
İnsanları toplumlar kurmaya yönelten neden, tek başına üretim yapamamaları ve insanın içgüdülerinin hayvana oranla daha zayıf olması; insanların birlikte yaşamak zorunda bulunmasıdır. Toplumların aralarındaki farklar ise, coğrafya şartlarının farkından ileri gelmiştir. Ayrıca, ekonomik şartların ve olayların da toplumlar üzerinde köklü bir etkisi vardır, ibni Haldun, kavimleri ve toplum biçimlerini, ekonomik üretim tarzlarına göre ayırır ve sınıflandırır. Ayrı ayrı kavimlerin törenlerinde (örf ve adetlerinde) ve kurumlarında (müesseselerinde) görülen farkları, bu kavimlerin- geçimlerini sağlayış tarzlarının farklı olmasıyla açıklar. Toplumun manevî hayatını ve insanın ruhî özelliklerini, o toplumdaki geçimin sağlanış tarzına, üretimin biçimine, ekonomik şartlara, yani maddî şartlara bağlar. Bilindiği gibi, maddeci tarih felsefesi, toplumların şekillenmesini, toplumsal olayları, toplumun kurumlarını ve insanın manevî hayatını, ekonomik şartlarla, üretim tarzları ile açıklar. Bu açıdan ele alınınca, İbni Haldun'un maddeci bir tarih görüşü öne sürmüş olduğunu ve Marx'a öncülük ettiğini kabul etmek gerekir (Ülken, s. 341; R. Ga-raudy, «Sosyalizm ve İslâmiyet», D. Avcıoğlu - E. Tüfekçi, s. 55-64, Yön Yayınları).
İbni Haldun, toplumları, biyolojik varlıklar, ya da organizmalar gibi görür. Yani, toplumlar da, tıpkı organizmalar gibi doğar, büyür ve ölürler. Bu bakımdan ele alınınca, filozofun sürekli gelişmeye inanmadığı, kaderci ve kötümser bir tarih felsefesi ileri sürdüğü görülür. Bununla birlikte, toplumların temelinde coğrafya şartlarının ve ekonomik şartların bulunduğunu söylemesi bakımından, ibni Haldun, zamanının çok ötesine uzanan; günümüzde geçerli olan görüşler ileri sürmüş bir filozoftur.
İnsanları toplumlar kurmaya yönelten neden, tek başına üretim yapamamaları ve insanın içgüdülerinin hayvana oranla daha zayıf olması; insanların birlikte yaşamak zorunda bulunmasıdır. Toplumların aralarındaki farklar ise, coğrafya şartlarının farkından ileri gelmiştir. Ayrıca, ekonomik şartların ve olayların da toplumlar üzerinde köklü bir etkisi vardır, ibni Haldun, kavimleri ve toplum biçimlerini, ekonomik üretim tarzlarına göre ayırır ve sınıflandırır. Ayrı ayrı kavimlerin törenlerinde (örf ve adetlerinde) ve kurumlarında (müesseselerinde) görülen farkları, bu kavimlerin- geçimlerini sağlayış tarzlarının farklı olmasıyla açıklar. Toplumun manevî hayatını ve insanın ruhî özelliklerini, o toplumdaki geçimin sağlanış tarzına, üretimin biçimine, ekonomik şartlara, yani maddî şartlara bağlar. Bilindiği gibi, maddeci tarih felsefesi, toplumların şekillenmesini, toplumsal olayları, toplumun kurumlarını ve insanın manevî hayatını, ekonomik şartlarla, üretim tarzları ile açıklar. Bu açıdan ele alınınca, İbni Haldun'un maddeci bir tarih görüşü öne sürmüş olduğunu ve Marx'a öncülük ettiğini kabul etmek gerekir (Ülken, s. 341; R. Ga-raudy, «Sosyalizm ve İslâmiyet», D. Avcıoğlu - E. Tüfekçi, s. 55-64, Yön Yayınları).
1 Yorum
ÇOK DOĞRU SÖYLEMİŞ;kısaca "coğrafya insanın kaderidir" demekle Haldun insanın yaşadığı bölgenin onun için cenneti yada cehennemi olduğu ve olacağıdır.kitabımızda insanların kötüyse yüzü karartılacak,iyilerdense ağartılacak der.10/26-10/ 33 te de derki rabbinin "Onlar asla iman etmezler"sözü gerçekleşti. bu da Haldun'un sözünün doğruluğunu gösteriyor.AFRİKADA OLMAK İSTERMİYDİNİZ? AYET "DÜNYANIN OMUZLARINDA dolaşın dedik sözü kuzeyde yaşayın demektir.kıyamet suresindede can köprücük kemiğine dayandığında-Bizi kurtaracak kimdir derler ayetide köprücük demekle omuz bölgesini işaret etmektedir.MOM 14 (20)