ESTETİK HAREKETİNİN GELİŞİMİ
|
Jay A. SEITZ
Çev: Birol ÇAĞAN
Çocuklar düşünce ve duygularını vücutlarıyla nasıl ifade ederler? Hareket sayesinde çocuğun kendisini estetik bir şekilde ifade "duygunun formları" olarak bize öğrettiği- çok önemli bir edebilme yeteneği -filozof ya da sanatçı Suzanne Langer' in "duygunun formları" olarak bize öğrettiği- çok önemli bir bilişsel yetenektir. Bu yetenek sadece çocuktaki hareket zeka gelişiminin de temelini oluşturmaktadır. Bu makalede bunun nasıl böyle olduğunu göstermek istiyorum.
Normalde günlük hayatta "vücut dili" yardımıyla düşünce ve duygularımızı ifade etmek için vücudumuzu kullanırız. Yani ifadesi, el hareketi ve bütün vücut hareketleriyle gerçekte ne hissediyor ve düşünüyorsak o şekilde iletişim kurarız. Fakat estetik hareket fiili bir jesttir. Küçük çocuğun gerçek hareketleri çocuğun iç dünyasını simgeleyen fiili bir dünya yaratmak için kullanılır. Bu fiili dünyada, estetik hareket yoluyla çocuğun ifade etmesiyle duygu ve düşünce de bir arada bulunur. Bu yüzden estetik hareket "bedensel formu" yani çocuğun öznel deneyimlerinin dış görünümünü zapteder. Bu şekilde estetik hareket -muhtemelen bütün sanatların en eskisi- bazı çocukların en derin zihni amaçlarının düşünceli bir ifadesidir.
Çocukların estetik hareket becerilerinin gelişimi. ilk sanatsal "kuvvet'in hareket yoluyla olduğu tartışılmaktadır (Martin, 1939). Çocuklar öncelikle kendilerini estetik olarak vücutları; yüz ifadesi, jest ve duruşlarıyla ifade ederler. Birinin düşünce ve duygularını hareket yoluyla ifade etme kapasitesi çok ehemmiyetli ama iyi anlaşılmayan bir yetenektir. O zaman soru şudur: Hangi beceriler vardır ve bunlar nasıl gelişirler? Çocukların ilk hareketlerinin duygusal çağrışımları olduğu biliniyor. Çünkü harekete işaret gönderen duygu alıcıları direkt olarak duyguyu meydana getiren beyinin bu parçalarıyla bağlantılıdır (Gellhorn, 1964). Başını eğerek cevap vermeyi öğrenmek ya da dini ve diğer toplantılarda çocuklar için duygusal anlamları vardır. Üç ya da dört yaş civarındaki çocuklar denge, ritim, yön, güç gibi daha dinamik hareket özelliklerine duyarlı olurlar (Werner&Kaplan, 1984). Kendilerini küçük bir sandalye üzerinde dengeleyebilir ve basit bir dans için doğru ritmi tutabilirler. Sağ-sol ve aşağı-yukarı hareketlerini örnekleyebilirler. Bunun yanında vücutlarının konteynır içinde yer kaplayan fiziksel bir nesne gibi olduğu düşüncesine de sahiptirler (Seitz, 1993). Böyle vücut jesti kabiliyetlerinin gelişimi oyun ve ayinleştirilmiş oyunlar yoluyla pekiştirilir (Bruner, 1973). Fakat altı yaşına geldiklerinde hareketlerin psikolojik temelleri olduğunu bilirler. Üzgünlüğü aşağı çevrilmiş bir kafa jestiyle ya da elini çenesinin altına koymuş düşünen bir adamı göstererek ifade edebilirler. Sonuç olarak,eğitimciler okul öncesi eğitiminde dans hareketlerinin öğretilmesinin çocuğun sosyal olarak gelişimine yardımcı olduğunu iddia ediyorlar. Ayrıca bu eğitimcilere göre bu hareketler duygu ve düşüncelerini ifade etme ve organize etme kabiliyetlerini kazanmaya da yol açıyor. (Seitz, 1992)
Estetik hareket ve düşünce. Estetik hareketi oluşturan, altı gereken kabiliyet küçük çocuğun diğer insanları taklit etme kabiliyetidir. Hareketi taklit etme kabiliyeti kası ya da "deyin- duyumsal" (kinestetik) hafızayı motor mantık, motor düzen ve kinestetik farkındalıkla birleştirir (Seitz, 1992, 1993). Kinestetik hafıza büyüyen çocuğun jest ve duruşunun daha ince farklarını anlamasının temelinin oluşturur. Zaman içinde bu hareketleri uygun düzene sokma yeteneği çocuğun "motor mantık" ını oluşturur. Kelimelerin kendi anlamları olduğunu söylediğimiz gibi hareketin de kendi içsel mantığı olduğu söylenebilir. Yani, iskelet yapısı ve temel kaslar yüzünden, bazı hareketler çocuk için daha 'doğal' dır ve bir hareketten diğerine daha 'mantıklı' bir yol izler. Bundan dolayı motor mantık hareketi birleştirmesi ve düzenlemesi bakımından çocuğun sinir kasları becerilerini meydana getirir. Fakat çocuk hareketi 'düzenleyebilir' de. Örgütsel yetenekler, bilişsel psikologlar ve diğerlerinin zekanın temeli olduğunu söyledikleri şeylerin uzun süre merkezi olmuştur. Çocuklar hareketleri başlangıç, orta ve son bakımından düzenlenen basit motor kalıplarından oluştururlar. Bu hareketler daha çok hikaye, , fikir ya da duygunun anlatılması bakımından çocuğun estetik hareketi oluşturmasında organize edilir.
Çocuğun hafıza, mantık ve düzenleme kapasitesinin yanında çocuğa alışılmadık bir altıncı his ya da 'kinestetik farkındalık' ihsan edilmiştir. Vücut dengesi ve direnç bilgisi, duruş ve nesnelerin ağırlığındaki değişikliklerin yanında hareketleri ve duruşu için çocuğa takdir bahşedilmiştir. Küçük çocuk duyusal geribildirimden elde ettiği 'bilgi' yi -yani dokunuştan, görünüşten ve duyuştan ve kaslarındaki ve sinirlerindeki kinestetik alıcılardan elde ettiği bilgiyi- bireysel hareketleri nitelemek ve uyarlamak için kullanır.
Sınıftaki uygulama aktiviteleri. Okul öncesi ortamlar estetik hareket aktiviteleriyle meşgul olması için çocuklara fırsatlar yapılan ayin jestleri gibi iki yaş civarındaki tasvirci jestlerin bile sunabilir. Bu estetik hareket aktiviteleri ise çocukların zekalarını, çeşitli 'bilgi alanları' arasındaki ilişkileri, diğer bireylerle iletişim. kurma yeteneğini, müzikal (ritmik) ve motor maharetleri ve sosyal kabiliyet ve anlayışlarını geliştiren aktivitelerdir. Örneğin anlamlı parça çocuğun düşünce ve duygularını hareket yoluyla ifade etmesine izin verir. Estetik hareketteki sınıf öğretmeni ya da bir uzman, bir model olup çocuğun vücuduyla belli bir ritmi (örn. marş adımlarla yürüme), bir şekli (örn. daire), basit bir duyguyu (örn. mutluluk) ya da bir fikri (örn. kurbağa olma) göstermeyi öğretebilir. Çocuklara hem aynı hem de farklı ritimler, şekiller, duygular ve fikirler gösterilebilir ve sonuçta oluşan grup etkileşimi iletişimsel becerilerini daha iyi geliştirmeleri için kullanılabilir. Bu aktiviteler yoluyla çocuklar duygu ve düşüncelerine erişmeyi, onlar üzerinde yorum yapmayı, arkadaşları arasındaki etkileşimde
bunları davranışlarına rehberlik için kullanmayı öğrenirler. Ayrıca bunların yanında diğer çocuklarla bir diyalog içinde iletişim kurmaları sonuçta onların dilbilimsel yeteneklerini güçlendirir. Kinestetik hafızalarını geliştirmek ve genişletmek için çocuklara basit hareket kalıpları gösterilebilir. Öğretmen pantomim oynayabilir ve isimlendirme yapabilirler. Örneğin, bir çiçeğin açması, bir çu-çu tren, 9 numara, bir fil ve bir kelebek. Kısa bir gecikmenin ardından, çocuktan hepsinin sırayla tekrar üretilmesi istenir. Aktiviteler öğretmen tarafından gösterilir ama çocuklar birbirlerinden öğrenir, motor 'limitler' ine meydan okur, ve jest ve duruşlarının artan inceliklerinin farkına varırlar. Aynı sebeple, kısa fakat tamamlanmamış hareket dizileri eğitimci tarafından pantomim olarak oynanıp isimlendirilebilir. Örneğin, bir okyanus dalgası, bir lolipop yalamak, topu fırlatmak, ağır bir nesneyi kaldırmak, bir kapıyı açıp kapamak. Daha sonra çocuktan bir hareket dizisini mantıksal olarak tamamlama kabiliyetini geliştirmesi için hareketi sonlandırması istenir. Bu aktivite, hareketi planlama ve birleştirme bakımından 'mantık becerileri'ni geliştirir. Kinestetik farkındalığı yerleştirmede küçük çocuklara kılavuzluk etmek için öğretmen çocuklara binaların, insanların, hayvanların ve nesnelerin resimlerini gösterebilir. Öğretmenin rehber katılımı, modeli ve direkt yönlendirmesi altında çocuk hareket, ağırlık, dayanıklılık, boşlukta duruş gibi çeşitli tasvirleri jest ve tüm vücut hareketini kullanarak pantomim oynayabilir. Kinestetik farkındalık önemlidir. Çünkü bu çocuğun bilinçli olarak vücutsal koordinasyon bakımından üç boyutlu boşlukta vücudunun duruşunu ve yönünü ayırt etme, bir kalem ya da fırçayı idare etmede nesneleri kullanma ve çevresindekilerle iletişim kurma becerilirini geliştirir. Özet. Okul öncesi yıllarda estetik hareket tecrübelerinin önemi motor becerilerinin gelişiminin, ritim hissinin, estetik üretim ve ayrımın, ve sosyal beceri ve algılayışın temelini oluşturmasının yanında çocuğun çeşitli beceri alanlarının bağlantısının da merkezi olmasıdır. Estetik hareket ilk bakışta okul öncesi eğitime yardımcı gibi gözükse de sonuç olarak çocuğun bilişsel, sosyal ve duygusal gelişiminde tamamen zorunlu bir görünümdedir.
Çev: Birol ÇAĞAN
Çocuklar düşünce ve duygularını vücutlarıyla nasıl ifade ederler? Hareket sayesinde çocuğun kendisini estetik bir şekilde ifade "duygunun formları" olarak bize öğrettiği- çok önemli bir edebilme yeteneği -filozof ya da sanatçı Suzanne Langer' in "duygunun formları" olarak bize öğrettiği- çok önemli bir bilişsel yetenektir. Bu yetenek sadece çocuktaki hareket zeka gelişiminin de temelini oluşturmaktadır. Bu makalede bunun nasıl böyle olduğunu göstermek istiyorum.
Normalde günlük hayatta "vücut dili" yardımıyla düşünce ve duygularımızı ifade etmek için vücudumuzu kullanırız. Yani ifadesi, el hareketi ve bütün vücut hareketleriyle gerçekte ne hissediyor ve düşünüyorsak o şekilde iletişim kurarız. Fakat estetik hareket fiili bir jesttir. Küçük çocuğun gerçek hareketleri çocuğun iç dünyasını simgeleyen fiili bir dünya yaratmak için kullanılır. Bu fiili dünyada, estetik hareket yoluyla çocuğun ifade etmesiyle duygu ve düşünce de bir arada bulunur. Bu yüzden estetik hareket "bedensel formu" yani çocuğun öznel deneyimlerinin dış görünümünü zapteder. Bu şekilde estetik hareket -muhtemelen bütün sanatların en eskisi- bazı çocukların en derin zihni amaçlarının düşünceli bir ifadesidir.
Çocukların estetik hareket becerilerinin gelişimi. ilk sanatsal "kuvvet'in hareket yoluyla olduğu tartışılmaktadır (Martin, 1939). Çocuklar öncelikle kendilerini estetik olarak vücutları; yüz ifadesi, jest ve duruşlarıyla ifade ederler. Birinin düşünce ve duygularını hareket yoluyla ifade etme kapasitesi çok ehemmiyetli ama iyi anlaşılmayan bir yetenektir. O zaman soru şudur: Hangi beceriler vardır ve bunlar nasıl gelişirler? Çocukların ilk hareketlerinin duygusal çağrışımları olduğu biliniyor. Çünkü harekete işaret gönderen duygu alıcıları direkt olarak duyguyu meydana getiren beyinin bu parçalarıyla bağlantılıdır (Gellhorn, 1964). Başını eğerek cevap vermeyi öğrenmek ya da dini ve diğer toplantılarda çocuklar için duygusal anlamları vardır. Üç ya da dört yaş civarındaki çocuklar denge, ritim, yön, güç gibi daha dinamik hareket özelliklerine duyarlı olurlar (Werner&Kaplan, 1984). Kendilerini küçük bir sandalye üzerinde dengeleyebilir ve basit bir dans için doğru ritmi tutabilirler. Sağ-sol ve aşağı-yukarı hareketlerini örnekleyebilirler. Bunun yanında vücutlarının konteynır içinde yer kaplayan fiziksel bir nesne gibi olduğu düşüncesine de sahiptirler (Seitz, 1993). Böyle vücut jesti kabiliyetlerinin gelişimi oyun ve ayinleştirilmiş oyunlar yoluyla pekiştirilir (Bruner, 1973). Fakat altı yaşına geldiklerinde hareketlerin psikolojik temelleri olduğunu bilirler. Üzgünlüğü aşağı çevrilmiş bir kafa jestiyle ya da elini çenesinin altına koymuş düşünen bir adamı göstererek ifade edebilirler. Sonuç olarak,eğitimciler okul öncesi eğitiminde dans hareketlerinin öğretilmesinin çocuğun sosyal olarak gelişimine yardımcı olduğunu iddia ediyorlar. Ayrıca bu eğitimcilere göre bu hareketler duygu ve düşüncelerini ifade etme ve organize etme kabiliyetlerini kazanmaya da yol açıyor. (Seitz, 1992)
Estetik hareket ve düşünce. Estetik hareketi oluşturan, altı gereken kabiliyet küçük çocuğun diğer insanları taklit etme kabiliyetidir. Hareketi taklit etme kabiliyeti kası ya da "deyin- duyumsal" (kinestetik) hafızayı motor mantık, motor düzen ve kinestetik farkındalıkla birleştirir (Seitz, 1992, 1993). Kinestetik hafıza büyüyen çocuğun jest ve duruşunun daha ince farklarını anlamasının temelinin oluşturur. Zaman içinde bu hareketleri uygun düzene sokma yeteneği çocuğun "motor mantık" ını oluşturur. Kelimelerin kendi anlamları olduğunu söylediğimiz gibi hareketin de kendi içsel mantığı olduğu söylenebilir. Yani, iskelet yapısı ve temel kaslar yüzünden, bazı hareketler çocuk için daha 'doğal' dır ve bir hareketten diğerine daha 'mantıklı' bir yol izler. Bundan dolayı motor mantık hareketi birleştirmesi ve düzenlemesi bakımından çocuğun sinir kasları becerilerini meydana getirir. Fakat çocuk hareketi 'düzenleyebilir' de. Örgütsel yetenekler, bilişsel psikologlar ve diğerlerinin zekanın temeli olduğunu söyledikleri şeylerin uzun süre merkezi olmuştur. Çocuklar hareketleri başlangıç, orta ve son bakımından düzenlenen basit motor kalıplarından oluştururlar. Bu hareketler daha çok hikaye, , fikir ya da duygunun anlatılması bakımından çocuğun estetik hareketi oluşturmasında organize edilir.
Çocuğun hafıza, mantık ve düzenleme kapasitesinin yanında çocuğa alışılmadık bir altıncı his ya da 'kinestetik farkındalık' ihsan edilmiştir. Vücut dengesi ve direnç bilgisi, duruş ve nesnelerin ağırlığındaki değişikliklerin yanında hareketleri ve duruşu için çocuğa takdir bahşedilmiştir. Küçük çocuk duyusal geribildirimden elde ettiği 'bilgi' yi -yani dokunuştan, görünüşten ve duyuştan ve kaslarındaki ve sinirlerindeki kinestetik alıcılardan elde ettiği bilgiyi- bireysel hareketleri nitelemek ve uyarlamak için kullanır.
Sınıftaki uygulama aktiviteleri. Okul öncesi ortamlar estetik hareket aktiviteleriyle meşgul olması için çocuklara fırsatlar yapılan ayin jestleri gibi iki yaş civarındaki tasvirci jestlerin bile sunabilir. Bu estetik hareket aktiviteleri ise çocukların zekalarını, çeşitli 'bilgi alanları' arasındaki ilişkileri, diğer bireylerle iletişim. kurma yeteneğini, müzikal (ritmik) ve motor maharetleri ve sosyal kabiliyet ve anlayışlarını geliştiren aktivitelerdir. Örneğin anlamlı parça çocuğun düşünce ve duygularını hareket yoluyla ifade etmesine izin verir. Estetik hareketteki sınıf öğretmeni ya da bir uzman, bir model olup çocuğun vücuduyla belli bir ritmi (örn. marş adımlarla yürüme), bir şekli (örn. daire), basit bir duyguyu (örn. mutluluk) ya da bir fikri (örn. kurbağa olma) göstermeyi öğretebilir. Çocuklara hem aynı hem de farklı ritimler, şekiller, duygular ve fikirler gösterilebilir ve sonuçta oluşan grup etkileşimi iletişimsel becerilerini daha iyi geliştirmeleri için kullanılabilir. Bu aktiviteler yoluyla çocuklar duygu ve düşüncelerine erişmeyi, onlar üzerinde yorum yapmayı, arkadaşları arasındaki etkileşimde
bunları davranışlarına rehberlik için kullanmayı öğrenirler. Ayrıca bunların yanında diğer çocuklarla bir diyalog içinde iletişim kurmaları sonuçta onların dilbilimsel yeteneklerini güçlendirir. Kinestetik hafızalarını geliştirmek ve genişletmek için çocuklara basit hareket kalıpları gösterilebilir. Öğretmen pantomim oynayabilir ve isimlendirme yapabilirler. Örneğin, bir çiçeğin açması, bir çu-çu tren, 9 numara, bir fil ve bir kelebek. Kısa bir gecikmenin ardından, çocuktan hepsinin sırayla tekrar üretilmesi istenir. Aktiviteler öğretmen tarafından gösterilir ama çocuklar birbirlerinden öğrenir, motor 'limitler' ine meydan okur, ve jest ve duruşlarının artan inceliklerinin farkına varırlar. Aynı sebeple, kısa fakat tamamlanmamış hareket dizileri eğitimci tarafından pantomim olarak oynanıp isimlendirilebilir. Örneğin, bir okyanus dalgası, bir lolipop yalamak, topu fırlatmak, ağır bir nesneyi kaldırmak, bir kapıyı açıp kapamak. Daha sonra çocuktan bir hareket dizisini mantıksal olarak tamamlama kabiliyetini geliştirmesi için hareketi sonlandırması istenir. Bu aktivite, hareketi planlama ve birleştirme bakımından 'mantık becerileri'ni geliştirir. Kinestetik farkındalığı yerleştirmede küçük çocuklara kılavuzluk etmek için öğretmen çocuklara binaların, insanların, hayvanların ve nesnelerin resimlerini gösterebilir. Öğretmenin rehber katılımı, modeli ve direkt yönlendirmesi altında çocuk hareket, ağırlık, dayanıklılık, boşlukta duruş gibi çeşitli tasvirleri jest ve tüm vücut hareketini kullanarak pantomim oynayabilir. Kinestetik farkındalık önemlidir. Çünkü bu çocuğun bilinçli olarak vücutsal koordinasyon bakımından üç boyutlu boşlukta vücudunun duruşunu ve yönünü ayırt etme, bir kalem ya da fırçayı idare etmede nesneleri kullanma ve çevresindekilerle iletişim kurma becerilirini geliştirir. Özet. Okul öncesi yıllarda estetik hareket tecrübelerinin önemi motor becerilerinin gelişiminin, ritim hissinin, estetik üretim ve ayrımın, ve sosyal beceri ve algılayışın temelini oluşturmasının yanında çocuğun çeşitli beceri alanlarının bağlantısının da merkezi olmasıdır. Estetik hareket ilk bakışta okul öncesi eğitime yardımcı gibi gözükse de sonuç olarak çocuğun bilişsel, sosyal ve duygusal gelişiminde tamamen zorunlu bir görünümdedir.