Hümanist Sosyalizm ( ... devam )

Eğitim, yalnızca çocukluk ve gençlik dönemiyle sınırlı olmamalıdır. Yetişkin eğitiminin mevcut biçimleri, büyük ölçüde genişletilmelidir. Herkese, istediği anda mesleğini veya işini değiştirme imkânını vermek özellikle önemlidir. Toplum, bireylere hiç olmazsa temel maddi ihtiyaçlarını sağladığı takdirde, böyle bir yenilik arayışı, ekonomik olarak da kabul edilebilir bir hale gelecektir.

Kültürel etkinlikler yalnızca entellektüel eğitimle sınırlı kalmamalıdır. İnsanlığın insanca gelişebilmesi açısından sanatsal anlatımın her türlüsü (müzik, dans, tiyatro, resim, heykel, mimarlık, vs.) büyük bir öneme sahip olmaktadır. Sanatsal etkinliklerin düzenlenmesi, yararlı ve güzel programların yapılmasıyla ilgili olarak toplumda büyük bir yaratıcılık fırtınasına gidilmelidir. Bu etkinlikler ve çalışmalar, öteki önemsiz tüketim mallarından yapılan tasarruflarla sağlanabilecektir. Öte yandan, bir yaratımda bulunan sanatçının bağımsız olmasına büyük bir önem verilmeli, toplumsal bir sorumluluk taşıyan sanatın, bürokratik bir yapıya bürünmesine veya "devlet" sanatı haline gelmesine mutlaka karşı çıkılmalıdır. Sanatçının, meşru olan toplumu etkileme hakkıyla, toplumun sanatçıyı etkileme olgusu arasında sağlıklı bir denge kurulmalıdır. Sosyalizm, sanat alanında üretici ile tüketici arasındaki mesafeyi daraltmaya çalışmalıdır. Bu mesafenin ortadan kalkmasını sağlayabilirse, her bireyin yaratıcı güçlerini, istediğinde dışa vurabilecek bir ortam yaratacaktır. Sosyalizm, önceden belirlenmiş hiçbir üslûp veya şekle bağlı değildir. Bu konu üzerinde günümüzde yapılanlardan daha ayrıntılı ve derin araştırmalara gerek duyulduğu da ortadadır.

Sosyalist bir toplumda bütün ırkların ve cinsiyetlerin mutlak bir eşitlik içinde olması, tabiîdir. Fakat bu eşitlik, aynı olmakla eş tutulmamalıdır. Bu nedenle her ırka, ulusal gruba ve cinsiyete özgü olan özel hüner ve yeteneklerin geliştirilmesi için büyük bir çaba harcanmalıdır. Herkesin istediği dini serbestçe uygulama hakkı garanti edilmelidir. Devlet ve din, tümüyle birbirinden ayrılmalıdır.

Burada açıklanan hareket programı, sosyalizmin ilke ve hedeflerini açıklayan bir kılavuz şeklinde değerlendirilmelidir. Sosyalizmin bütün ilke ve hedeflerini somut ve ayrıntılı bir biçimde ortaya koyabilmek içinse, çok büyük bir araştırma ve tartışmaya ihtiyaç vardır. Bir sosyalist partinin en önemli görevi, böyle bir araştırmayı yaparak, somut ve ayrıntılı bir sonuca ulaşabilmek olmalıdır. Böyle bir araştırma ve inceleme, pratikteki uygulamaların ve sosyal bilimlerin sunabildiği bütün bilgilerin yeniden gözden geçirilmesini de gerekli kılmaktadır. Ama her şeyden önce, bu işi başarmak ve eski düşünce geleneklerinden kopabilmek için, hayal gücüne ve yeni imkânları görebilme cesaretine ihtiyaç duyulacaktır.

Bütün bunların yanında, Amerika Birleşik Devletlerindeki çoğu insanın, söz konusu sosyalist ilke ve hedeflerin geçerliliğine inanmaları için, yine de uzunca bir zamana gerek duyulacaktır. Bir sosyalist partinin bu süre içindeki ödevi ve işlevi ne olmalıdır?

SP-SDF (Sosyalist Parti - Sosyal Demokrat Federasyon) kendi yapı ve etkinliklerini, partinin temsil ettiği idealler doğrultusunda düzenlenmelidir. Sosyalizmin ileride gerçekleşebilmesi için mücadele vermenin yanında, böyle bir ortamın kendi içinde yaratılması için harekete geçmelidir. Bu açıdan SP-SDF, insanları bu parti programını desteklemeleri için ikna etmek amacıyla, akla aykırı duygulara, hipnotize edici telkinlere veya "karizmatik kişiliklere" başvurmamalı, gerçekçilik ve doğruluk zemini üzerinde kalarak ekonomik, sosyal, politik ve insanî durum hakkında çarpıcı ve derinlemesine analizler sunmalıdır. SP-SDF, Amerika Birleşik Devletleri'nin ahlâkî ve entellektüel sağduyusu olmalıdır. Yaptığı analizleri ve vardığı yargıları, insanlara yaygın biçimde tanıtmalıdır.

SP-SDF'nin etkinlikleri, en uygun derecede merkezciliği yok etme anlayışına ve üyelerinin tartışma ve karar alma düzeyinde faal ve sorumlu bir katılımına dayanmalıdır. Öte yandan, azınlıkta kalan görüşlerin tam anlamıyla dile getirilip tanıtılması için, büyük bir gayret gösterilmelidir. Bu nedenle, sosyalist parti programı, kesin bir çalışma plânı şeklinde algılanmamalı, parti üyelerinin devamlı etkinliği, gayreti ve ilgisiyle büyüyüp gelişmelidir.

Öyleyse SP-SDF, bütün diğer siyasî partilerden farklı olmalıdır. Bu fark, programlar ve idealler düzeyinde kalmamalı, partinin yapısı ve işleyişi açısından da belirginleşmelidir. Parti, insana özgü gerçeklik ve sağduyu ruhuyla birleşmiş bütün üyeler için manevî ve sosyal bir yuva niteliğine kavuşmalıdır. İnsanlığın ortak inançları ve kendi geleceğine yönelik gayret ve dayanışması, parti üyelerini birleştiren en önemli faktör olmalıdır.

SP-SDF'nin kısa bir zamanda zafere ulaşmasını beklememek gerekir. Buna rağmen parti, en geniş biçimde sosyal bir etki yaratmayı ve güç kazanmayı hedeflemelidir. Sürekli artan sayıda insanın desteğini kazanmaya gayret etmeli ve bu insanların, parti aracılığıyla Amerika Birleşik Devletleri içinde ve bütün dünyada seslerini duyurabilmeleri sağlanmalıdır.

SP-SDF, sosyalizmin insancı geleneğine dayanmaktadır. Geleneksel sosyalist hedeflerin geliştirilip, yirminci yüzyıl toplumlarının içinde bulunduklan şartlara uygun hale getirilmesi için gayret etmektedir. Hedeflerinin, güç ve şiddet kullanarak veya herhangi bir diktatörlük kurarak gerçekleştirilebileceği fikrine özellikle karşıdır. Partinin elindeki tek silâh, görüşlerindeki gerçekçiliktir. Bu görüşlerin, insanlann temel (aslî) ihtiyaçlanna seslendiği gerçeğidir. Bu nedenle, boş olmayan ve gerçek bir göneç (refah) sağlayan bir hayat tarzına özlem duyan insanların, günümüzdeki masalları, kurgulanrı ve hayallerin ne kadar anlamsız olduğunu görmeleri sağlanmalıdır.

SP-SDF üyelerinin ortak bir ideale inanmaları yeterli değildir. Böyle bir inanç, gerçek hayata aktarılamadığı sürece, boş ve verimsiz kalacaktır. Partinin hayatı, her üyesine kendi kaygılarını anlamlı ve âcil bir etkinliğe dönüştürme imkânını sunabilecek şekilde düzenlenmelidir. Acaba bu nasıl gerçekleştirilebilir?

Sosyalizmin temel hedeflerinin (özellikle dev işletmelerin çalışanlar, sendikalar ve tüketici temsilcileri tarafından idare edilme yöntemi, demokratik sürecin yeniden canlandırılması,her vatandaşa sağlanan temel hayat standardı gibi), uygulanması son derece güç olan ayrıntılı ve büyük sorunlar yarattığı unutulmamalıdır. Bunların çözümü için ekonomi, iş organizasyonu, psikoloji ve benzeri alanlarda bazı temel kuramsal araştırmaların yapılması gerekecektir. Buna ilâve olarak, pratik plânlara ve bu alanlardaki tecrübelere ihtiyaç duyulacaktır. Ancak bütün bu problemler, doğa bilimcilerinin ve teknisyenlerin kendi alanlarındaki problemleri çözmede gösterdikleri inanç ve hayal gücüne benzer şekilde ele alındığı takdirde, kolayca çözülebilecektir. Varılacak sonuçlar, belki günümüz için hayal gibi olabilir. Ama yirmi yıl öncesinde (1940lardan söz ediyor. Çev.) de uzay yolculukları insanlar için fantastik bir niteliğe sahipti. Sağlıklı ve insanî bir toplumsal organizasyona ulaşabilmek için aşılması gereken problemler, kuramsal ve uygulamalı doğa bilimlerinde karşılaşılan problemlerden pek de zor değildir.

Buna göre bir sosyalistin birinci görevi, uygulamalı sosyalizmle ilgili sorunları kendi tecrübelerine bakarak incelemesi ve bu tecrübeler ile önerileri SP-SDF kapsamında oluşturulan çalışma gruplarında birer sosyalist çözüm önerisi olarak ortaya koymasıdır. Bu grup çalışmasına destek olacak şekilde, söz konusu sorunları inceleyen daimî komiteler de bulunacaktır. Bu komiteler; ekonomi, sosyoloji ve psikoloji, dış politika gibi alanlarda uzmanlaşmış kişilerden kurulu olacak, diğer çalışma gruplarıyla çok yakın temas içinde bulunarak inceleme ve araştırmalarını sürdürecek, fikir ve tecrübe alışverişinde bulunacak, böylece hem çalışma grupları, hem de komiteler birbirlerini destekleme konusunda teşvik edeceklerdir.

SP-SDF üyelerinin etkinlikleri, teorik düşünce ve plânlamalarla sınırlandırılmamalıdır. Zira başarıya ulaşabilmek için somut faaliyetlere gerek duyulmaktadır. Her üyenin, sosyalist hayat tarzını benimsemiş olduğunu, çalıştığı yerde açıkça göstermesi çok önemlidir (bu durum, her türlü iş yerleri için geçerlidir; fabrikalar, daireler, okullar, laboratuarlar, hastaneler ve benzerleri.) Öte yandan her üyenin, sosyalist açıdan sorunlara yaklaşma ve çözüm bulma yöntemlerini bizzat kendisinin de uygulaması gerekmektedir. Aynı zamanda bir sendikaya mensup olan SP-SDF üyelerinin, sendikalarda üye etkinliğini arttırmak ve katılımı sağlamak yönünde faaliyetlerde bulunmaları özellikle önem taşımaktadır. SP-SDF üyeleri, sendikalara mensup olsun veya olmasınlar, yerinden yönetimi, yaygın katılımcılığı ve bürokrasiyle mücadeleyi daima destekleyeceklerdir.

SP-SDF, toplumun insanileştirilmesi konusuna ilgi duyan erkek ve kadınlara, ayrıca bu sorunların çözümüne yönelik çalışmalarda bulunan, bu yönde zaman ve para konusunda özverili bir çalışmaya hazır olanlara çağrıda bulunmaktadır.

SP-SDF, etkinliğinin ana konusunu programında sayılan konular olarak görse bile, toplumumuzun gelişimi için çok önemli olan bütün siyasî gruplara ve bireylere destek verip, işbirliği yapmayı da kabul etmektedir. Partinin hedeflerinden bazıları şöyle sıralanabilir:

1-Siyası hayatın mevcut olgularına gerçekçi biçimde yaklaşan sağlıklı ve aklı başında bir dış politika.

Bu; akılcı bir uzlaşma yönünde olan, mevcut blokların kendi ekonomik ve siyasî konumlarını kabul etmeleri ve söz konusu konumlarını hiçbir zaman güç ve şiddet kullanarak değiştirmeyeceklerine söz vermeleriyle savaşın önleneceğine inanan bir dış politikadır.

2-Silâhlanma yolu ile güvenliğin artacağını iddia eden yaklaşımlarla mücadele. Mutlak yok oluşu önlemenin tek yolu, toptan silâhsızlanmadır.

Buna göre, silâhsızlanma görüşmeleri, gerçek bir silâhsızlanmayı önlemek için yürütülmeyecektir. Gerçek bir silâhsızlanmaya varabilmek için, risk alma cesareti göstermek gerekecektir.

3-Az gelişmiş ülkelere yönelik ve halen uygulanan yardım programlarının çok daha ilerisinde olan bir yardım programı hazırlanması.

Böyle bir programın gerçekleştirilebilmesi için kendi vatandaşlarımızın önemli bir özveride bulunmaları gerekecektir. Yabancı ülkelerde Amerikan sermayesinin çıkarlarına hizmet eden bir siyasete karşıyız. Amerika Birleşik Devletleri'nin, küçük ülkelerin bağımsızlıklarına aykırı düşen bütün dolaylı müdahalelerine de olumlu bakmıyoruz.

4-Birleşmiş Milletler, güçlendirilecektir.

Uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde ve büyük çaplı dış yardımların düzenlenmesinde Birleşmiş Milletler'in yardımına başvurulmalıdır.

5-Çoğunluğun yararlandığı maddî hayat standardının altında bulunan halk kesimine destek verilecek, onların da aynı seviyeye gelmeleri sağlanacaktır.

Bu, hem ekonomik, hem de bölgesel veya ırksal etkenler nedeniyle ortaya çıkmış olan seviye farkları için geçerlidir.

6-Merkezcilikten vazgeçilmesi (yerinden yönetim) ve yaygın bir halk katılımını sağlayan bütün etkinliklerin desteklenmesi.

İşletmelere, hükümetlere ve sendika bürokrasilerine verilen bütün sorumsuz yetki ve güçleri azaltmaya çalışan faaliyetler desteklenmelidir.

7-İşsizlik, hastalık veya yaşlılık durumlarında ortaya çıkan sorunları en aza indirebilmek için, yaygın bir sosyal güvenlik ağı geliştirilecektir.

Sağlık alanında sosyalizasyon desteklenmeli, hekim tercihi hakkı ve tıp hizmetlerinde düzeyin yükselmesi sağlanmalıdır. Tarımsal kapasitemiz ve artı değerimizden tam olarak yararlanabilmek için gereken ulusal ve uluslararası ekonomik önlemlerin alınması sağlanacak, tıbbf standardın yükseltilmesine önem verilecektir.

8-Sanayi, ticaret, sendika ve tüketici temsilcileri ile ekonomistlerden oluşan bir ekonomik komisyonun kurulması yönündeki bütün çabalar desteklenecektir.

Bu komisyon, ekonomimizin ihtiyaçlarını düzenli aralıklarla belirlemek ve ulusal düzeydeki değişimi sağlayabilmek için gerekli olan plânları geliştirmekle görevlendirilecektir. Bu komisyonun en önemli görevi, silâh sanayiinden barış sanayiine geçişi sağlayabilecek olan bütün plânları tartışmak ve hazırlamaktır. Bu komisyonun bütün raporları, yayımlanmalı ve geniş kitlelerin dikkatine sunulmalıdır. Benzer komisyonlar; dış politika, kültür ve eğitim alanında da kurulmalıdır. Söz konusu komisyonların üyeleri, ülke nüfusunun geniş bir yelpazesini temsil etmeli, bilgi ve kişilikleri halk tarafından genel kabul görmüş olmalıdır.

9-Konut, yol ve hastane yapımı gibi temel ihtiyaçları ve müzik, tiyatro, dans ve resim gibi kültürel etkinlikleri gerçekleştirebilmek için, hükümetin büyük yatırımlar yapması gerekir.

10-Amerika Birleşik Devletlerinin zenginliği sayesinde, bazı toplumsal deneyler başlatılabilir Örneğin kamuya ait işletmelerde yönetime işçilerin de katıl¬ması bunlara bir örnek olabilir.

11-Temel bir toplumsal öneme sahip olan sanayi kollarında hükümet, örnek işletmeler kurmalı, bunların özel sektörle rekabet etmesi ve özel sektörün kendi standartlarını bu seviyeye yükseltmesi sağlanmalıdır. Bu etkinlikler önce radyo, televizyon ve sinema alanında gerçekleştirilmeli, istendiğinde başka alanlarda da örnek işletmeler kurulmalıdır.

12-Büyük işletmelerde yönetimlere işçilerin katılımını sağlamak üzere çalışmalara başlanmalıdır. Karar organlarında oyların yüzde yirmibeşi, işçi ve memurlara ayrılmış olmalıdır. Bu işçi ve memur temsilcileri, her işletmede serbest biçimde seçilmelidir.

13-Sendikaların önemi ve etkileri yalmzca ücretler konusunda değil, çalışma şartları ve benzer konularda da arttırılmalıdır. Aynı zamanda sendikaların içinde demokratikleşme süreci sürdürülmelidir.

14-Ticarî ve siyasî propaganda ile reklâmlarda hipnotize edici telkin yöntemlerinin kullanılmaması için çaba harcanmalıdır.

Yukarıdaki hareket plânının, Kuzey Amerika ve Avrupa'daki sanayi ülkeleri için geçerli olduğunun farkındayız. Bu program, diğer bütün ülkeler için kendi özel şartlarına uygun biçimde geliştirilmelidir. Ancak, üretimin toplumsal kullanım için olması, etkili bir demokratik sürecin hem siyasette, hem de sanayide kuvvetlendirilmesi gibi genel ilke ve kurallar, bütün ülkeler için aynı derecede geçerlidir.

Her bir vatandaşa sesleniyoruz. Herkesin kendi hayatıyla, çocuklarıyla ve bütün insanlık ailesiyle ilgili sorumluluklarını artık üstlenmesini istiyoruz. İnsanoğlu, tarihte eşine rastlanılmamış bir karar aşamasına gelmiştir: Ya beynini ve becerilerini kullanıp, kendisinin gerçekleştirebileceği bir dünya ve hattâ bir cennet (ya da en azından insanların becerilerini tam olarak uygulayabildikleri, mutlu ve yaratıcı olabildikleri bir yer) yaratacak ya da nükleer bombalar veya can sıkıntısı ve boşluk hissiyle kendisini yok edecektir.

Gerçekten de sosyalizmin diğer parti programlarından en büyük farkı, bir görüşe, bir fikre ve şimdikinden daha iyi ve daha insanî bir topluma yönelik bir ideale sahip olmasıdır. Sosyalizm, kapitalizmin şu ya da bu eksiğini gidermeye veya onarmaya çalışan bir yaklaşım değildir. Sosyalizm, henüz gerçekleşmemiş olan bir idealin peşindedir. Hedefi, mevcut sosyal gerçekliği aşan ve gerçekleşme potansiyeline sahip olan bir toplumdur. Sosyalistler, büyük bir vizyona sahiptirler. "Bizim arzu ettiğimiz ve uğrunda mücadele verdiğimiz şey budur" diyebilmektedirler. Bu vizyon, hayatın mutlak ve nihaî bir şekli değildir elbette. Ama yine de, şimdikinden daha iyi ve daha insanî bir hayat şeklidir. Böyle bir hayat, Batı ve Doğu kültürlerinin en büyük eserlerine esin kaynağı olan hümanizm ideallerinin gerçekleştirilmesidir.

Pek çok kişi, buna bir karşılık olsun diye, insanların hayat tarzlarını değiştirmek istemediklerini iddia edecektir. Biz sosyalistler ise, bu iddianın doğru olmadığını söyleyeceğiz. Tam aksine, insanlar, uğrunda mücadele edecekleri ve inanacakları bir ideale çok derin bir özlem duymaktadırlar. İnsanların bütün canlılıkları, varlıklarının rutin kısmını aşabilme ve henüz varılmamış bile olsa gerçekleştirilmesi mümkün olan vizyonlara ulaşabilme gayretinde saklıdır. İnsanlar, akılcı ve insanî bir vizyon peşinde koşma imkânından yoksun bırakıldıklarında, hayattan duydukları sıkıntı ve boşluk nedeniyle, diktatör ve demagogların akıl dışı ve şeytanî vaadlerine boyun eğebilmektedirler. Çünkü bu türlü toplumların en büyük eksikliği, bireylere hiçbir ideal sunamamalarıdır. Çağdaş toplumlar, inançsız ve görüşsüz bireyleri yeğlemektedirler. Tek hedefleri, aynı tipten çok sayıda insan yaratmaktır. Biz sosyalistler ise, insanoğluna büyük bir inanç ve güven duyduğumuzu açıklamaktan ve vizyonumuzun yeni ve insanî bir toplum olduğunu ilân etmekten çekinmeyiz. Bütün vatandaşların inançlarına, ümitlerine ve hayallerine seslenerek, bu geleceğe bakış biçimini bizimle paylaşmaları ve gerçekleştirilmesi yönünde çaba göstermeleri çağrısında bulunuyoruz. Sosyalizm sadece sosyoekonomik ve siyasî bir program değildir. Aynı zamanda insanî bir düzenlemedir. Amacı, bir sanayi toplumunun içinde bulunduğu şartlarda hümanizm ideallerini gerçekleştirebilmektir.

Sosyalizm, radikal olmalıdır. Radikal olmak ise, köklere inmek demektir ve bu kök, insanın kendisidir.

1 Yorum

Adsız
24 Ocak 2013 15:35  

tek bir söz söylemek gerekirse MÜKEMMEL...!!!!!!

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP