."İlk Felsefe" ve Varlık Olarak Varlık.

- ARÎSTO

A) Tanımak ve bilmek için tanımak ve bilmek: en üst bilinebilir bilimin temel özelliği budur; çünkü bilmek için bilmek isteyen kişi tercihen tam bilimi yani en üst derecedeki bilinebilirin bilimim seçecektir. Oysa, en üst derecedeki bilinebilir olan ilkeler ve nedenlerdir; diğer şeyler onlar aracılığıyla ve onlardan sonra bilinir ve ilkeler ve nedenler, onlara tabi olan diğer şeyler tarafından bilinmezler. En üst ve her bağımlı bilime üstün olan bilim, herşeyin hangi amaçla yapılmasının gerektiğini bilen bilimdir. Ve bu amaç her varlığın iyiliğidir ve genel olarak bu doğanın bütününde egemen iyilik'dir. Tüm bu düşüncelerin içinden Felsefe adının bu bilime uygulanması sonucu çıkar. Felsefenin aslında ilk ilkelerin ve ilk nedenlerin kuramsal bilimi olması gerekir; çünkü iyilik yani amaç bu nedenlerden biridir.

B) Varlık olarak Varlık üzerinde kuramlar oluşturma işi yalnızca bir tek bilime aittir. Aslında tüm varlıklar veya karşıtları veya karşıtların bileşkeleri ve karşıtların ilkeleri Bir'dir ve Birçok'tur. Oysa, bir tek terimle ifade edilsinler veya edilmesinler bu kavramlar aynı bilimin içine girerler. Bununla birlikte, "Bir", birçok anlamın yerine kullanılsa bile, diğer anlamlar ilk bir terime dayanırlar ve bu "Bir"in karşıdan için de aynıdır. Bu durum, tüm bireylerde Varlık ve Bir evrensel ve özdeş değilse bile veya muhtemelen gerçekte ayrılmadığı gibi bireylerden ayrılmamış ise, ama birlik yalnızca ya tek bir terime karşı bir ilişkiyi ya da bir zincirlemenin birliğini gösteriyorsa oluşur. İşte bu sebepten, karşıtın veya tamın veya Varlık'ın veya Bir'in veya aynının veya başka olanın ne olduğunu incelemek geometriciye düşmez, ama bunların varlığını usavurumun ilkesi olarak ortaya koymakla yetinecektir. O halde bu şekilde, Varlık'ı varlık olarak ve Varlık'ın niteliklerini varlık olarak incelemenin tek bir bilime ait olduğu açıktır; ve aynı zamanda bu kuramsal bilim, yalnızca tözleri değil, niteliklerini, daha önce sözünü ettiğimiz kavramlar olan öncesini ve sonrasını, cinsi ve türü, bütünü ve parçayı ve bu tür diğer kavramları inceleyecektir.

Şimdi, tözü olduğu gibi matematikte aksiyom olarak adlandırılan gerçekleri incelemenin tek bir bilime mi yoksa farklı bilimlere mi ait olduğunu söylememiz gerekiyor. Kuşkusuz bu ikili inceleme filozofun bilimi olan tek bir bilimin de konusudur. Aslında aksiyomlar, diğerlerinin dışta tutulmasıyla tek özel lürü değil mutlak olarak tüm varlıkları kapsarlar. Ve tüm insanlar aksiyomlardan yararlanırlar, çünkü aksiyomlar Varlık olarak Varlık'a aittirler ve her cins varlıktır. Ama onlardan onlara uygun olduğu yani kanıtlarının gerçekleştiği cins onu içerdiği ölçüde yararlanırlar. Aynı şekilde, aksiyomlar tüm varlıklara varlık olarak uygulanmaları açık olduğu için (çünkü Varlık tüm şeylerin içinde ortak olan şeydir) bu gerçeklerin incelenmesinin dayandığı şey varlık olarak Varlık'ın bilgisidir. İşte bu sebepten özel bir bilimin incelenmesi ile uğraşanların hiçbiri, ne geometrici, ne de aritmetikçi, ne olursa olsun bu aksiyomların doğruluğu veya yanlışlığı üzerine konuşmaya çalışmazlar. Buna yeltenenler, davranışlarının nedeninin anlaşılması kolay olan birkaç fizikçiydi, çünkü kendilerini doğanın tümünü ve genel olarak Varlık'ı inceleme konusunda tek olarak görüyorlardı. Ama fizikçinin de üstünde biri olduğuna göre (çünkü doğa yalnızca Varlık'ın belirli bir cinsidir), evrenseli ve ilk tözü inceleyen kişinin bu gerçekleri de incelemeye hakkı vardır. Fizik felsefenin bir türüdür ama temel Felsefe değildir.

1 Yorum

Adsız
31 Ağustos 2009 17:32  

felsefe metinlerinin alındığı kitap ve çevireni hakkında da bilgi vermeniz gerekmez mi?

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP