Soru 25 : Doğu'da ve Batı'da, iskolastik'ten aynı anlamda söz edilebilir mi?
|
Ortaçağ düşüncesinin genel olarak bir iskolastik olduğu kabul edilir. İskolastiğin amacı ve temel problemi, dinin ilkeleri (dogmaları, nasları) ile düşünen insan aklını uzlaştırmaktır. Başka bir deyişle inanç (iman) ile bilgiyi uzlaştırmaktır, iskolastik, fikir alanında konulmuş belli temellere ve ilkelere uygun olarak düşünmektir; yani özgür, araştırıcı ve eleştirici düşüncenin karşıtıdır. Soyut ve derine inmeyen bir karşılaştırma yapacak olursak, doğu (islâm) düşüncesinin de tıpkı batı (hıristiyan) düşüncesi gibi bir iskolastik olduğu ileri sürülebilir. Ama islâm düşüncesi, islâm uygarlığının gelişmesi devrinde, hür düşünce olarak başlamıştır.
Bu düşünce, çeşitli tarihî ve toplumsal nedenlerden ötürü dünya ile ilintisini kesmek ve kendi içine kapanmak zorunda kaldığı zamandır ki, iskolastik bir düşünce halini almıştır. («İslâm Düşüncesi», H. Z. Ülken, s. 5. istanbul, 1946). Bu bakımdan, islâm düşüncesi ile hıristiyan iskolastiği arasında belli bir fark vardır. Ayrıca, islâm düşüncesinin Ortaçağda ele aldığı problemler de hıristiyan iskolastiğinin problemlerinden farklıdır. İslâm felsefesi üzerinde yapılan son araştırmalarda, bu felsefeyi, batı felsefesi gibi üç döneme yani İlkçağ, Ortaçağ ve Yeniçağlara ayırmanın doğru olmadığı, bunun batı düşüncesi için geçerli sayılabileceği ve islâm felsefesinin ise farklı dönemler geçirmiş olan kendine has bir «düşünce türü ya da tipi» olduğu üzerinde durulmuştur («Histoire de la philosophie islamique», Henry Corbin, 5-11, İdees).
Bu düşünce, çeşitli tarihî ve toplumsal nedenlerden ötürü dünya ile ilintisini kesmek ve kendi içine kapanmak zorunda kaldığı zamandır ki, iskolastik bir düşünce halini almıştır. («İslâm Düşüncesi», H. Z. Ülken, s. 5. istanbul, 1946). Bu bakımdan, islâm düşüncesi ile hıristiyan iskolastiği arasında belli bir fark vardır. Ayrıca, islâm düşüncesinin Ortaçağda ele aldığı problemler de hıristiyan iskolastiğinin problemlerinden farklıdır. İslâm felsefesi üzerinde yapılan son araştırmalarda, bu felsefeyi, batı felsefesi gibi üç döneme yani İlkçağ, Ortaçağ ve Yeniçağlara ayırmanın doğru olmadığı, bunun batı düşüncesi için geçerli sayılabileceği ve islâm felsefesinin ise farklı dönemler geçirmiş olan kendine has bir «düşünce türü ya da tipi» olduğu üzerinde durulmuştur («Histoire de la philosophie islamique», Henry Corbin, 5-11, İdees).