NİETZSCHE'DEN SEÇMELER ( devam )
|
1-günahtan kurtulduğuna inanmak mutluluk veriyorsa, bunun için gerekli olan, insanın günahkar olması değil, kendini günahkar hissetmesidir.
2-Güçlü bir umut, yaşam için, ortaya çıkmış herhangi bir tek gerçek mutluluktan çok daha büyük bir uyarıcıdır.
3-Sevgi, insanın şeyleri en olmadıkları gibi gördüğü durumdur.
4- Nedir Yahudi ahlakı, nedir Hristiyan ahlakı? Rastlantının suçsuzluğunun katledilmesi, mutsuzluğun «günah» kavramıyla kirletilmesi; kendini iyi hissetmenin tehlike, «ayartı» olması; kendini fizyolojik olarak kötü hissetmenin vicdan kurdunca zehirlenmesi...
5-Kilise'yi de filozoflar izledi: «Ahlaki dünya düzeni» yalanı, yeni felsefenin gelişmeleri içinde bile boydan boya uzanır. Ne anlama gelir «ahlaki dünya düzeni»? İnsanın neyi yapması, neyi yapmaması gerektiği konusunda bütün zamanlar için tek bir defada ortaya konmuş bir tanrı iradesi olduğu; bir halkın, bir bireyin değerinin, tanrının iradesine ne kadar çok ya da az boyun-eğildiğiyle ölçüldüğü; bir halkın bir bireyin kaderinde, tanrının iradesinin egemen, yani boyuneğiş derecesine, göre, ödeklendirici ve ödüllendirici olacağı.
6-Rahip doğayı değersizleştirir,kutsal-dışı kılar: bunun pahasına sürdürür kendi varlığını. -Tanrıya, yani rahibe, «Yasa»ya itaatsizlik, artık «günah» adını alır; «tanrıyla barışmanın yolu», bilindiği gibi, rahibe boyuneğmenin daha da temelden sağlanmasının yoludur: ancak rahip «kurtara»bilir... Psikolojik olarak hesaplanınca, rahipler çevresinde örgütlenmiş her toplumda, «günahlar» olmadan edilemez: onlar, gücün sahici tutamaklarıdır; rahip, günahlar sayesinde yaşar, «günah işlenmesi» bir gerekliliktir onun için... Baş ilke: «Kim ki nedamet getirir, Tanrı onu affeder» -çevirirsek: kim ki rahibe boyuneğer,...
7-Hristiyanca olan ile soylu olan değerler: ilkin biz, biz özgürleşmiş tinliler, bunu, varolan en büyük değer karşıtlığını, yeniden kurduk!
8-Bugünün insanı -boğuyor beni onun pis kokulu nefesi...
9-Eskiden yalnızca hastalık olan, bugün namussuzluktur, -bugün Hristiyan olmak, namussuzluktur.
10-Dürüstlükle en ufak alışverişi olan kişi, bugün bilmek zorundadır ki, bir Tanrıbilimci, bir rahip, bir papa, söylediği her tümceyle, yalnızca yanılıyor değil, yalan söylüyordur, -artık elinde de değildir, «masumca», «cahilce» yalan söylemek. Rahip de herkes gibi bilir artık «Tanrı»nın olmadığını, «günahkar»ın, «kurtarıcı»nın olmadığını, -«özgür istem»in, «ahlaksal dünya düzeni»nin yalanlar olduğunu : -tinin içinde bulunduğu sıkıntı, derin kendini aşma gereksinimi, artık hiçkimsenin bunları bilmemesine izin vermiyor.
11-Kilisenin bütün kavramlarının ne olduğu artık ortaya çıkmıştır, en berbat kalpazanlıklar oldukları, doğayı, doğal değerleri değersizleştirmek amacını taşıdıkları; rahibin kendisinin de ne olduğu ortada, en tehlikeli asalak türü, yaşamın sahici zehirli örümceği...
12-Biliyoruz, vicdanımız biliyor bugün-, rahiplerin ve Kilise'nin bu korkunç buluşlarının değerinin ne olduğunu, neye yaradıklarını, nasıl, insanlığın iğrenç bir görünüm kazanabilmesine yol açan bu kendini aşağılama durumuna ulaşılmasını sağladıklarını- «öte dünya», «yargı günü», «ruhun ölümsüzlüğü» kavranılan, «ruh» kavramının kendisi: bunlar, rahibin egemen olmasına, egemen kalmasına yarayan işkence aletleridir, acımasızlık düzenekleridir... Herkes biliyor bunları: ve gene. de herşey eskisi gibi duruyor.
13-Kimdir Hıristiyanlığı değilleyen? ne demektir «dünya»? Asker olmak, yargıç olmak, vatansever olmak; kendini korumak; onuruna bağlı kalmak; kendi yararına olanı istemek; gururlu olmak... Bugünün her anının her pratiği, her içgüdüsü, eylem olan her değerlendirmesi, Hristiyanlığa karşıdır : modern -insan nasıl bir sahtelik garibesi olmalı ki, bütün bunlara karşın utanmıyor, kendine hâlâ Hristiyan demekten!
14-Daha «Hristiyanlık» sözcüğü bile bir yanlış anlamadır -aslında, tek bir Hristiyan vardı, o da çarmıhta öldü.
15- Gerçekte, Hristiyan diye birisi yoktur. «Hristiyan», iki binyıldır Hristiyan adını taşıyan şey, psikolojik bir kendini yanlış anlamadan başka birşey değildir.
16-bütün Hristiyanlık hiçliğin içine yuvarlanır gider!
17-Hristiyan, masum olma kertesindeki sahteliğiyle, maymunun çok üstündedir, -Hristiyan açısından, iyi bilinen bir köken kuramı sadece bir nazik iltifat haline geliyor...
1-Akıllandık artık. Her bakımdan daha alçakgönüllü olduk, insanı artık «tin»den, «Tanrısallık»tan türetmiyoruz. Onu, geri, hayvanların arasındaki yerine koyduk. En güçlü hayvandır o bizim için, çünkü en kurnazıdır: bunun bir sonucudur tinselliği.
2-Gerçeklikten yalanlar yoluyla kaçıp kurtulmak için nedenleri olan kim? Gerçeklikten acı çeken.
3-öfkeyi, öcü, kıskançlığı, alayı, kurnazlığı, şiddeti tanımayan bir tanrı, neye yarardı ki?
4-Kişi Yeni Ahit'i okuyacaksa, eldiven giymesi iyi olur...
5-Yeni Ahit'te canayakın olabilecek tek bir çizgi aradım; boşuna —bunda, özgür, iyilikli, açık yürekli, doğru-dürüst olabilecek hiçbirşey yok. insanlık burada daha ilk başlangıcına bile ulaşmamış, temizlik içgüdüsü eksik...Yeni Ahit'te yalnızca kötü içgüdüler vardır, bu kötü içgüdülerle ilgili bir cesaret bile yoktur. Herşey korkaklık, herşey görmezlikten gelme ve kendini aldatmadır burada.
6-her ne ki belirgindir, öldürür.
7-Hristiyanlığın yazgısı, ona inanmakla doyuma ulaşacak gereksinimler ne denli hastalıklı, ne denli aşağı ve bayağı ise, ona olan inancın da o denli hastalıklı, aşağı ve bayağı hale gelmek zorunda olmasında yatar.
8-«ilk Hristiyan»ın ağzından çıkan her söz, yalandır; bulunduğu her eylem içgüdüsel bir sahteliktir, —bütün değerleri, bütün erekleri zararlıdır, oysa, kimden nefret ediyorsa, neden nefret ediyorsa, o, değerlidir...
9-Bizi ayırdeden, ne tarihte, ne doğada, ne de doğanın arkasında herhangi bir tanrı bulmamamız değildir, —tanrı diye saygı duyulanı, «tanrısal» birşey olarak değil, açması birşey, saçma birşey, zararlı birşey olarak duymamızdır, yalnızca işlenmiş bir hata olarak değil, yaşama işlenen bir suç olarak duymamız...
10-Tanrıyı tanrı olarak yadsıyoruz. Bize birisi Hristiyanların bu Tanrısını kanıtlasaydı, ona daha da az inanırdık.
11-Paulus «dünya bilgeliği»ni rezil-rüsfa etmek istemektedir : düşmanları, İskenderiye'de yetişmiş iyi filologlar ve hekimlerdir—; onlara savaş açar. Sahiden de, kişi filolog ve hekim olup da, aynı zamanda Deccal olmadan edemiyor. Çünkü, filolog olarak «kutsal kitaplar»ın ardına bakıyor, hekim olarak da tipik Hristiyanın fizyolojik çarpıklığının ardına... Hekim «iflah olmaz» diyor; filolog da, «düzenbazlık»...
12-Yaşlı Tanrı, tümüyle «tin», tümüyle yüce rahip, tümüyle yetkin, bahçesinde zevk-ü safa gezisindedir: ama, canı sıkılıyordur. Can sıkıntisıyle Tanrılar bile başedemez. Ne yapsın? İnsanı icadeder,—insan eğlendiricidir... Ama, gelin görün ki, bu kez de insanın canı sıkılmağa başlar. Tanrı bütün cennetlerin tek derdi konusunda son derece anlayışlıdır: hemen başka hayvanlar yaratır. Tanrının ilk hatası: İnsan için hayvanlar eğlendirici değildir,—onlar üzerinde egemenlik kurar, kendisi «hayvan» olmaya yanaşmaz. —O zaman da tanrı kadını yaratır. Ve sahiden de, işte, artık can sıkıntısının sonu gelmiştir,—ama başka şeylerin sonuyla birlikte! Kadın, tanrının ikinci hatasıdır.
13-Mutluluk ve aylaklık, düşünce üretir...
14-Dertler, insanın düşünmesine izin vermez...Ve bütün bunlara rağmen! heyhat! bilgi yapıtı kule. olur yükselir, gökleri kuşatır, tanrıların sonunu haber vermeğe başlar, —ne yapmalı! —Yaşlı tanrı, savaşı icadeder, halkları birbirinden ayırır, insanların biribirlerini karşılıklı olarak yoketmelerini sağlar (—rahipler için savaş her zaman gerekli olmuştur...). Savaş, başka şeyler yanında, bilim barışını da bozan birşeydir! —Ama, inanılası değil! Bilgi, rahipten bağımsızlaşma, savaşa rağmen artmaktadır. —Ve son bir karar verir yaşlı tanrı: «İnsan bilimsel oldu çıktı, — başka çare yok, onu sulara boğup gidermek gerek!...»
15-bilim, ancak mutlu koşullarda yetişir.
16-bütün «ahlaksal dünya düzeni», bilime karşı icad edilmiştir.
17-Günah, bir kez daha söyleyelim, bu, insanın kendini aşağılamasının par excellence biçimi, bilimi, kültürü, insanın her türlü yücelme ve soylulaşma durumlarını olanaksız kılmak için icadedilmiştir; rahip, günahı icadederek, egemen olur.—
13 Yorumlar
:D
Ne yazik ki böyle bir kisinin kitaplarini gec tanidim ama sükürler olsun ki okudum. Kimi satirlarini zevk ile 2-3 defa tekrar tekrar okudugum kisi...
Ben de diyorum ki iyiki nietzscheyle erken tanışmışım:D
güç istenci çok yüksek.kadınlar konusunda haklı :)hayranıyım...
Bu kadar realist olması, gelenekçi yapıdan gelen Türkiye toplumu için ne yazık ki nerdeyse hiç fark edilmemesine sebep olmuştur.
Bilginin ve değişimin sonsuzluğuna inanmış olup olmaması en büyük merak konum olmuştur.....
16 yasindayim ve Neitzsche hayraniyim. Bu yasda onu tanimak zevk veriyor bana
düzeni tutuş biçimi bana aykırı.buradan ''düzen ve düzensizlik yaklaşımının zıtlığı düzensizlik içerisinde zıtlıklar olmayacağı anlamına gelmiyor'' anlamını çıkarabiliyorum
Tanrı yoksa her şey meşrudur.
-Dostoyevski
Ve bu adam Tanrı'yı görse dahi inanmayacağını söylüyor Kur'an da bunun ayeti var.
İçlerinden seni dinleyenler de vardır, fakat biz, onu anlamalarına engel olmak için kalblerinin üstüne örtüler, kulaklarının içine de ağırlık koyduk. Onlar, bütün delilleri görseler bile yine ona inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde seninle tartışırlar. Ve o kâfirler: "Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" derler.
Enam Suresi 25.Ayet
Dünya üzerinde öyle şeyler oluyor ki bazı insanların aklı bunu reddediyor. İşte Nietzsche de bunlardan biri. İnsanın en büyük sınavı kendisiyle tanrıya inanıyoruz ama dünya da neden bu kadar acı var neden insanlar arasında bu kadar sınıf farkı var bunu aklımız almıyor. En azından benim için öyle . Birileri sonu gelmeyen zenginlik içerisinde yaşarken başka birileri de sefalet yokluk acılar ölümler hastalıklar içerisinde yaşıyor. Tüm bunlar insana şoruyu sorduruyor: Neden? ve bu Adaletsiz düzende adalet nasıl sağlanacak?
Haklisiniz:)
Nice hayraniyimmmm
Beğenmiyorsan sg her inanmayana ayet atma zorunluluğunuz mu var aq
Nietzsche benim idolum...(Doğru düşün...Güzel Söyle ...sağlam yap)