Soru 49 : Descartes, tanrının varlığını nasıl ispatlar?

Filozofun, bütün şüphelerden sonra, düşünce ve bilincin varlığından şüphe edilemeyeceği sonucuna vardığını gördük. Ama, sadece bilincimiz hakkındaki bu apaçık ve kesin bilgiyle yetinemeyiz; bilinçten dışarı çıkmak ve dışdünyadaki nesnelerin varlığı ve kendileri hakkında keşin bilgiler edinmemiz zorunludur. Descartes, bilinç ile dışdünya arasında köprü kurabilmek için tanrı fikrinden yararlanır.

Filozofa göre, insan ruhunda doğuştan bulunan (yani doğuştan sonra, duyular aracılığı ile dışardan gelmemiş olan) fikirler vardır; tanrı fikri de yani «sonsuz ve mükemmel» bir varlık hakkındaki fikir de, bu türdendir. Bu «en mükemmel» ve «en gerçek varlık» fikri bize nereden gelmiştir? Bu fikir, duyularımız yoluyla bize gelmiş olamaz, çünkü duyularımızın bize tanıttığı şeyler mükemmel ve kusursuz varlıklar değildir. Biz kendimiz de mükemmel bir yaratık değiliz; eksik ve sınırlı bir varlığız, öyleyse, bu fikri bizim ruhumuza koyan tanrının bizzat kendisidir; demek ki tanrı mevcuttur.

Descartes, tanrının varlığını ispatlamak için, ikinci bir kanıt (delil) daha kullanır. Bu kanıt, felsefe tarihinde «ontolojik kanıt» yani «varlıkbilimsel kanıt» diye ün kazanmış ve Ortaçağda Anselmus tarafından ileri sürülmüştür. H. Z. ülken'e göre, ontoloj'ik kanıtı ilk kullanan filozof İbni Sina'dır («İslam Düşüncesi», s. 257). Bu kanıtı şöyle özetleyebiliriz: Tanrıyı «en mükemmel», «en gerçek» varlık olarak kavrıyoruz. Tanrının varolmadığını düşünürsek, ondan bir özellik eksilmiş olur; varlığa sahip olmamakla, mükemmel olmaktan çıkmıştır o; çünkü mükemmel olanda, hiç bir şeyin eksik olmaması, varlığın da bulunması gereklidir. Demek ki, «en gerçek ve en mükemmel varlık» kavramını, varlığı da olan bir şeyi gösteren kavram olarak düşünmek zorundayız. Bu kavramı «varlığı olmayan bir şey» olarak düşünürsek kavramda bir çelişme ortaya çıkar. «En mükemmel ve gerçek varlığın varoiamaması» düşüncesi, mantık bakımından bir çelişme olduğuna göre, bunun karşıtının yani «en mükemmel varlığın varolması» düşüncesinin doğru olması zorunludur; demek ki tanrı vardır.

Tanrının ispatlanması, Descartes'ın felsefesi açısından büyük önem taşır. Çünkü dışdünyanın varlığını kabul etmek için, filozofun, tanrının varlığını ispat etmeye çalışması zorunludur. Böylece, düşüncenin ve kendi varlığımın kesinliğinden ve apaçıklığından, dışdünyanın varlığına geçebilirim; dışdünyanın varolduğunu, hakkında sağlam bilgiler edinebileceğimi söyleyebilirim. Descartes, tanrının insanı yanıltabileceğinden korkmuştu. Bu korkusu her şeyden şüphe ettiği zaman ortaya çıkmıştı. Ama mükemmel bir tanrının varolduğunu ileri sürüp temellendirdikten sonra, filozof, bu mükemmel varlığın yanıltıcı olamayacağını ileri sürer; çünkü yanıltıcı olsa mükemmel olmaz. Öyleyse, dışdünya vardır ve hakkında sağlam bilgiler elde edebilirim. Böylece,filozof, felsefesinin öteki araştırma alanlarına geçer.

3 Yorumlar

13 Kasım 2012 20:09  

burada adı geçen delil sadece ontolojik delil midir ? ikinci kanıt diye başladığı sözünden hareketle ilk kanıt hangisi? genel olarak bunun cevabı ontolojik kanıt mı oluyor ?

Adsız
14 Ağustos 2013 01:22  

Doğaya geçişi tam bağlantıyla anlatılmamış

Adsız
25 Mayıs 2015 16:57  

Descarte in metafizik üzerine düşüncelernde ayrıntılı olarak bilgi bulablirsniz

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP