Soru 54 : Locke «doğuştan fikirler»i nasıl eleştirdi?
|
ingiliz filozofu Locke'un (1632-1704) bilgi teorisi, iki temele dayanır. Bunlardan biri, ruhumuzda, doğuştan fikirler denilen şeylerin mevcut olmadığının; ikincisi de, bütün bilgilerimizin duyulardan, algılardan ve deneylerden geldiğinin ileri sürülmesidir. Birinci görüş, Descartes'ın «doğuştan fikirler» teorisinin eleştirilmesidir.
Bu filozofun, meselâ tanrı kavramı gibi bazı fikirlerin, ruhumuzda doğuştan bulunduğunu ileri sürdüğünü görmüştük. Descartes bu çeşit fikirlerin, ruhumuzda duyuların verilerinden ve deneyden - önce var olduğunu; açık ve seçik bir şekilde bilinip tanındıklarını söylemişti. Felsefeciler bu çeşit deney - öncesi fıkir ve bilgilere «a priori» derler. Matematiğin ilkeleri ve formel mantığın temelleri de Descartes'a göre, ruhumuzda doğuştan bulunan fikirlerdir. Meselâ «bir şey ne ise odur» yani «A A'dır» diye dile getirilen ve formel mantığın temeli olan «özdeşlik ilkesi» ya da «bir şey aynı zamanda hem kendisi hem de kendisinden başka bir şey olamaz» diye dile getirilen «çelişmezlik ilkesi», Descartes'a göre ruhumuzda doğuştan bulunan fikirlerdir. Bu ilkeler, herkes tarafından kabul edilmişlerdir; bundan ötürü doğuştan fikirlerdir. Locke, Descartes'ın bu iddialarını kabul etmez. Çünkü çocuklar ve budalalar, mantığın temelleri olan bu ilkeleri bilmezler; demek ki bunlar bütün insanlar için geçerli değildir. Bunların, doğuştan mevcut olduğu ama ancak insanların akıllarını kullandıkları zaman ortaya çıktıkları da söylenemez. Çünkü, bunlar, birçok bilgiler elde edildikten ve aklın kullanılmasına başlandıktan çok sonra ortaya çıkan fikirlerdir. Çocukların, bu ilkeleri farketmeden önce akıllarını kullandıkları birçok davranışlarında açıkça görülür. Çocuk, acı ile tatlıyı, ya da kırmızı ile sarıyı birbirinden ayırd etmesini, çelişmezlik ilkesini öğrenmesinden çok daha önce öğrenir ve bilir. Oysa, matematik ve mantıkta gördüğümüz bu tümel fikirler doğuştan olsalardı, çocuğun bilincinde önce onların ortaya çıkmaları gerekirdi.
Ahlâk alanında da herkes için geçerli tümel fikirler olduğu ileri sürülmektedir. «İyi» nin ve «kötü» nün herkes tarafından aynı şekilde bilindiği, insanlara göre değişmediği, bunların da doğuştan fikirler olduğu iddia edilmektedir. Oysa, bu çeşit fikirler tek tek insanlara ve toplumlara göre büyük değişiklikler göstermektedir. Bundan ötürü doğuştan oldukları söylenemez.
Bu filozofun, meselâ tanrı kavramı gibi bazı fikirlerin, ruhumuzda doğuştan bulunduğunu ileri sürdüğünü görmüştük. Descartes bu çeşit fikirlerin, ruhumuzda duyuların verilerinden ve deneyden - önce var olduğunu; açık ve seçik bir şekilde bilinip tanındıklarını söylemişti. Felsefeciler bu çeşit deney - öncesi fıkir ve bilgilere «a priori» derler. Matematiğin ilkeleri ve formel mantığın temelleri de Descartes'a göre, ruhumuzda doğuştan bulunan fikirlerdir. Meselâ «bir şey ne ise odur» yani «A A'dır» diye dile getirilen ve formel mantığın temeli olan «özdeşlik ilkesi» ya da «bir şey aynı zamanda hem kendisi hem de kendisinden başka bir şey olamaz» diye dile getirilen «çelişmezlik ilkesi», Descartes'a göre ruhumuzda doğuştan bulunan fikirlerdir. Bu ilkeler, herkes tarafından kabul edilmişlerdir; bundan ötürü doğuştan fikirlerdir. Locke, Descartes'ın bu iddialarını kabul etmez. Çünkü çocuklar ve budalalar, mantığın temelleri olan bu ilkeleri bilmezler; demek ki bunlar bütün insanlar için geçerli değildir. Bunların, doğuştan mevcut olduğu ama ancak insanların akıllarını kullandıkları zaman ortaya çıktıkları da söylenemez. Çünkü, bunlar, birçok bilgiler elde edildikten ve aklın kullanılmasına başlandıktan çok sonra ortaya çıkan fikirlerdir. Çocukların, bu ilkeleri farketmeden önce akıllarını kullandıkları birçok davranışlarında açıkça görülür. Çocuk, acı ile tatlıyı, ya da kırmızı ile sarıyı birbirinden ayırd etmesini, çelişmezlik ilkesini öğrenmesinden çok daha önce öğrenir ve bilir. Oysa, matematik ve mantıkta gördüğümüz bu tümel fikirler doğuştan olsalardı, çocuğun bilincinde önce onların ortaya çıkmaları gerekirdi.
Ahlâk alanında da herkes için geçerli tümel fikirler olduğu ileri sürülmektedir. «İyi» nin ve «kötü» nün herkes tarafından aynı şekilde bilindiği, insanlara göre değişmediği, bunların da doğuştan fikirler olduğu iddia edilmektedir. Oysa, bu çeşit fikirler tek tek insanlara ve toplumlara göre büyük değişiklikler göstermektedir. Bundan ötürü doğuştan oldukları söylenemez.
1 Yorum
değerli bilgileriniz için teşekkürler.