KONFÜÇYÜSÇÜLÜK’TE KUTSAL METİNLER - 2

Li King, muhtemelen ilk Han Hanedanlığı döneminde yazılmıştır. Fakat bir çok kısmı daha eski devirlere aittir . Özellikle beşinci bâbı, M.Ö. 164’te imparator olan Vang-Ti’nin emriyle bir araya getirilmiş olan imparator fermanlarından oluşturulmuştur. Tarihi M.Ö. dördüncü asra kadar götürülen Li King'in pek çok sahifesinin, en azından üçüncü sülaleye kadar varan âdet ve düşünceleri ihtiva ettiği de belirtilmektedir .

Diğer bir anlatıma göre, M.Ö. ikinci asırda Prens Hsien (öl. 131), Li King’in bir nüshasını elden ele dolaştırmış ve pek çok kısım ona daha sonra ilave edilmiştir. M.Ö. birinci asrın ilk yarısında bir Tai Te , 85 bölümlük tek bir nüsha oluşturmak için 204 bölümü sistematize etmiş ve azaltmıştır. Bu eser, Ta Tai Chi (Büyük Tai’nin Kayıtları) olarak bilinmeye başlamıştır. Onun genç kuzeni Tai Sheng, Ta Tai Chi’nin en iyi bölümleri olarak kabul ettiği kısımları seçmiş ve Hsiao Tai Chi (Genç Tai ’nin Kayıt ları) adını verdiği , ancak daha çok "Li Chi" diye bilinen 49 bölümlük yeni bir çalışmayı meydana getirmiştir. Bu çalışmaya M.S. 175’ten itibaren Li Chi adı verilmiştir .

Li King, geniş çapta krallığa ait düzenlemeler, âyinin gelişimi, âyinle ilgili konular, kadınlara ve gençlere rehber, eğitim, sihir, ahlâkî yasaklar, dînî kurbanın anlamı, cenaze töreninde giyilecek kıyafetler ve bir bilim adamının davranışları gibi konular hakkındaki metinlerin bir tasnifini içerir. Ayrıca metinlerin çoğu, Konfüçyüs ve öğrencileri hakkındaki diyalogları ele alır. Böylece Konfüçyüsçü ahlâk hakkındaki tartışma zenginliğini ihtiva eder. Li King’deki tamamen felsefî metinler arasında Dört Kitab'ın bir kısmını teşkil eden Büyük Bilgi ve Orta Yol Doktrinine de yer verilmiştir .

İlk Han Hanedanlığı döneminden itibaren Yi Li (Âyinler Kitabı) ile Chou Li (Chou’nun Âyinleri) adlı diğer iki kitap, Li King ile birleştirilmiştir. Yani bir anlamda Li King, Li (Âdetlere Uyma Merasimleri) hakkındaki üç kitabın bir derlemesidir . Bu üç kitap birlikte San Li (Âyinler Hakkında Üç Kitap) olarak biliniyordu. Yi Li, muhtemelen ilk Han Hanedanlığı döneminde (M.Ö.206-M.S.8) derlenmiş olup o dönemde bir klasik olarak göz önünde bulundurulabilecek yegâne âyin metniydi.

Yi Li, feodal aristokrasinin evlilik törenlerinde, resmî ziyafetlerde, cenaze törenlerinde, okçuluk, müsabaka ve âyinle ilgili diğer durumlarda nasıl davranılacağı konusunda detaylı, sistematik bilgiler ihtiva ediyordu. Ayrıca, bazı hizmetli sınıfının yerine getirmesi gereken görevleri de gösteriyordu. Chou Li ise, Chou’lar devrine ait hükümet idaresinden bahseder . Bu iki kitaptan Yi Li , Harlez ve Chou Li de Biot tarafından tercüme edilmişlerdir .

Li King 46 bölümden oluşur. Bazı bölümler Konfüçyüsçülüğün incelenmesi açısından son derece önemlidir . Herkese ait görevleri ve bilhassa hükümdarlık âdâbını öğrettiğinden, Çin’in birinci derecede kutsal metinleri arasında yer almıştır. Aynı zamanda o; ibadet, sosyal münasebetler ve aile ilişkileri hakkında yazılmış bir kurallar kitabıdır. Li King, Çin medeniyet ve ahlâkı hakkında etkili bir rehber olarak günümüze kadar gelmiştir. Bununla birlikte, Li King’in 46 babtan oluşan muhteviyatı arasında ahkâm ve dînî inançlara dair kesin esaslara rastlanmaz. Bu eser, alışkanlık ve geleneklerin desteklediği âdâp ve durumları içeren kaidelerden başka bir şey değildir . Asırlar boyunca eser hakkında sayısız ve ciltler dolusu yorumlar meydana getirilmiştir.

Eser, J. Legge tarafından İngilizce’ye çevrilmiştir .

5. İlkbahar ve Sonbahar Vekayinameleri (Ch'un Ch'iu):

Konfüçyüsçülüğe ait beş klasikten beşicisidir ve bizzat Konfüçyüs’e atfedilmiş ve Konfüçyüs’ün kendi çalışması olduğuna inanılmıştır. Ch'un Ch'iu, M.Ö. 722-481 tarihleri arasında Lu Devleti’nin tarihinin senelik bir özetidir . Diğer bir ifadeyle o, Lu Prensliği'nin vekayinâmesidir .

Ch’un Chi’u ilk Konfüçyüsyen tarih olup Konfüçyüs’ün doğduğu yer olan Lu eyaletinde, M.Ö. 480’de bizzat Konfüçyüs tarafından derlendiği söylenmektedir. Metin son derece özlü ve yer yer de kapalıdır . Bu özelliğinden dolayı, “sıradan bir okuyucu için o sadece olayların bir tarihi gibi görünecektir. Metnin anlamına yalnız eğitimli ve münevver bir araştırmacı nüfuz edebilir” denilmiştir . Çalışma hakkında Konfüçyüs’ten nakledilen şu sözler de metnin anlaşılmasının zor olduğuna işaret etmektedir:

“Bu olaylar Chi prensi Huan ve Chin prensi Wen devirlerine aittir; bu tarz tarihîdir, fakat ben burada anlamı kendim belirleme hürriyetine sahip bulunmaktayım”. Diğer bir ifadeyle müellif, çok sâde ve saf gibi görünen metni, yalnız bir grubun sır ve âdetlerini bilen kimsenin kavrayabileceği bir serî ahlâkî ve dînî hükümleri gizlice incelemiştir. Böylece o, bi r yerde: “ Wei halkı Chou Yu’yu öldürdü” ; fakat bir diğer yerde de: “Chu’nun Baş Hükümdarı, Shag Chen, prensini öldürdü” der.

Buradaki karışıklık şudur : Birinci cümlede öldürme kötü ve zalim bir idareci üzerinde tatbik edilen tam bir cezadır. İkinci cümlede ise, hem hükümdarın ve hem de hükümdar yakınının katli söz konusudur. Gerçekte öldürme son derece iğrençtir. Böylece bu kitap, İbraniler'in Krallar Kitapları gibi, “insanların işlerini En Yüce olanın idare ettiğine” inanan birisi tarafından tarihin bir parçası üzerine yapılmış bir yorumdur .

Ch'un Ch'iu'nun, geçmiş zamanların tarihî bir kaydı olarak değeri, Tso Chuan diye bilinen tefsir ile büyük çapta artırılmıştır. Daha sonra diğer iki kıymetli tefsir yapılmıştır. Bunlar: Ku-Liang Chuan ve Kung-Yang Chuan’dır. İlk devirlerden itibaren Ch’un Ch’iu, iyiliği teşvik edip kötülüğü tasvip etmemek konusunda, Konfüçyüsçü eğitim için bir ders konusu olmuştur .

Ch’un Ch’iu, m.ö.722-481 yılları arasında Lu’da görev yapan on iki idarecinin idarî görevlerini ve o dönemlere dair olayları kapsar. Bir nevi Lu eyaletinin bir vekayinâmesidir. Onda olaylar sadece tespit ve kaydedilmiş, açıklama ve tenkitlere girişilmemiştir. Bununla beraber Ch’un Ch’iu , Çinliler nazarında çok muteberdir . Çinliler Konfüçyüs’ün, zamanındaki ahlâkın bozulmasına karşı bu eseriyle mücadele etmiş oluğunu iddia ederler. Ch’un Ch’iu'nun büyük tefsirleri vardır. Bunlar da Çinlilerce yarı kutsal kitaplardan sayılmıştır .

Ch’un Ch’iu’nun, Konfüçyüs'ün tamamen veya kısmen yazdığını iddia ettiği, bununla beraber geri kalanını yeniden gözden geçirdiği yegâne klasik olduğu söylenmiş olmasına rağmen , metnin -yazarın ahlâkî yargısını açıklayan üslûbundan hareketle- Konfüçyüs’e ait olduğu kanaatine varılmıştır. Eserde Konfüçyüs’ün kanun ve geleneğe saygısından da bahsedilmiştir. Ayrıca Ch'un Ch'iu, tarih ve politikada ahlâkî yargı için bir ölçü durumundadır. Yukarıda da belirtildiği gibi Konfüçyüs, ahlâkın bozulmasına karşı bu eserle mücadele etmiştir .

Eski zamanların tarihî bir kaydı olarak Chun Ch’iu’nun değeri, Tso Chuan (Konfüçyüs’ün çağdaşı olan Tso Ch’iu-ming'e atfedilmiştir) diye bilinen yorumlarla büyük ölçüde artırılmıştır. On üç klasiğe dahil edilmiş bulunan üç yorumdan biri olan Tso Chuan, hem canlı hem de dramatik rivayetlerin detaylı anlatımıyla tarihin anahatlarını doldurur. Diğer iki yorum olan Kung-yang Chuan ve Ku-liang Chuan, Konfüçyüs’ün öğrencisi olan Tzu-hsia’nın talebeleri tarafından yazılmıştır. Onların yorumlarının da, orijinal tarihin Konfüçyüs tarafından yazılmış olduğu kanaatini destekler gibi göründüğü ifade edilmektedir .

Büyük Kingler’e veya Beş Klasik'e dahil edilen Yu King isminde bir kitap daha vardır. Yu King, Çince "Mûsikî Kitabı" demektir. Bu kitabın bir çok kısmı kaybolmuştur .

Konfüçyüsçülük'te dînî ve tarihî kitapların en kutsal olanları olarak kabul edilen "Beş Klasik (Wou King)" hakkında verilen bu bilgilerden sonra, onlara nazaran ikinci derecede kutsal sayılan "DörtKitab'a (Se Chou)" geçmek mümkün olacaktır.

B. DÖRT KİTAP (SE CHOU)

1. Konfüçyüs’ün Konuşmaları (Lun Yü)

İngilizce’de “Analects” kelimesiyle karşılanan ve “Seçme Eserler veya Parçalar, Tasnif Edilmiş Konuşmalar, Seçilmiş Sözler” gibi manalara gelen Lun Yü, Konfüçyüs’ün ölümünden bir müddet sonra öğrencileri tarafından derlenmiş olup onun şahsi öğretisini, özdeyişlerini ve kendisiyle yapılan konuşmaları ihtiva eder. Konuşmalar’da, Konfüçyanizm’in “Üstün İnsan” anlayışı en açık bir şekilde tanımlanmıştır. Çin klasiklerini İngilizce’ye tercüme eden İngiliz bilim adamı ve misyoner olan Prof. James Legge (1815-97), Konuşmalar’ın M.Ö. 5. yüzyıla ait olduğunu söylemiştir . Fakat diğer bilim adamları, kitabın muhtemelen M.Ö. 400’de derlendiğini ve mevcut şeklini M.S. 2. yüzyılda almış olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Konfüçyüsçülüğü inceleyen Çin okullarının asıl metinlerini oluşturan Dört Kitap’tan birisi ve Konfüçyüs ve öğretileri hakkında başlıca bilgi kaynağı olan bu eser, Chu Hsi’nin (M.S. 1130- 1200) kendine ait baskıyı ve şerhini derlediği dönem olan Sung Hanedanlığı döneminden itibaren Çin’de tüm eğitimin temelini teşkil etmeye başlamıştır. Kitap, değer ve güvenilirlik yönünden birbirine denk olmayan 20 bölüm halinde derlenmiştir. Konuşmalar’ın İngilizce ve diğer Avrupa dillerine mükemmel çevirilerinin yapıldığı belirtilmektedir. Eser, Muhaddere N. Özerdim tarafından Türkçe’ye çevrilmiş ve ilk defa 1963 yılında “Konuşmalar” adı altında Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları arasında neşredilmiştir. Hakan Arslan benzer tarafından, William Edward Soothill’e ait İngilizce aslından yapılan bir diğer çeviri de 1997 yılında Şule Yayınları arasında “Seçme Konuşmalar” adı altında Türkçe’ye kazandırılmıştır.

Çin Klasikleri ve özellikle Konfüçyüs’ün Konuşmalar’ı üzerine araştırma ve incelemeler yapan bilim adamları ve eserleri arasında James Legge’nin “The Chinese Classics”i (ikinci baskısı 1893), W. E . Soothill’in “The Analects of Confucius”u (1910) ve A. Walley’in “ The Analects of Confucius” u (1938) sayılabilir .

2. Mensiyüs’ün Kitabı (The Book of Meng-tse)

Bu kitap, Konfüçyüs’ün 150 yıl sonraki büyük halefi olan Mensiyüs’ün sözlerini ihtiva etmekte olup “Mensiyüs’ün Sözleri” olarak da bilinmektedir . Çince ismi Meng k’o olan ve M.Ö. 371-289 yılları arasında yaşadığı söylenen meşhur Çin filozof ve ediplerinden Mensiyüs, Sung Hanedanlığı döneminden itibaren genellikle Çin eğitiminin temelini teşkil eden “Dört Kitap”tan ikincisi sayılan “Mensiyüs’ün Kitabı” isimli eserin sahibidir . Onun eserlerinin derin bir insan sevgisini ve geniş bir müsamaha fikrini sergilediği belirtilmektedir .

Mensiyüs, Tsou’nun küçük bir eyaletinin yerlisi olup Konfüçyüs’ün erkek torunu Tzu Ssu’nun öğrencileri tarafından eğitildi. Ailesi ve özel hayatı hakkında çok şey bilinmemekle beraber, bir anne nasıl olmalıdır konusunda model olduğu söylenen annesi tarafından büyütüldü. Konfüçyüs gibi o da profesyonel bir öğretici idi ve zamanının prenslerinin pek çoğuna bir danışman olarak görev yapmak üzere resmi bir mevki elde etmenin yollarını araştırdı.

Nitekim Ch’i hükümeti zamanında bir süre resmi bir görevde de bulundu . Ayrıca , yetişkinlik döneminde, Konfüçyüs’ün yaptığı gibi bir genç araştırmacılar okulu kurdu ve 40 yaşları civarında, Konfüçyüsyen öğretiyi tatbik edebilecek bir idareci bulmak üzere yola koyuldu. 20 yıllık bir başarısız araştırmadan sonra, ölümüne kadar inzivaya çekildi. Daha sonra öğrencileri onun sözlerini ve öğretisini “The Book of Meng-tse (Mensiyüs’ün Sözleri)” şeklinde derleyip yayınladılar .

Mensiyüs, politik ve sosyal bir filozof olarak çevresinde derin bir etki meydana getirdi. Kendi zamanının toplumunun feodal yapısını kabul etmekle beraber, hükümetlerin öncelikli olarak halkın yararı için çalışması gerektigini savundu . O, hükümeti , bir “ bilge ” olan , toplumu ahlaki güçle veya faziletle idare eden ve “Krala Yaraşır Yol (Wang Tao)” adını verdiği yolu takip eden ideal bir “kral”la yüceltti. Bu yönden onun doktrininin Eflatun’un Cumhuriyet’i ile benzerlik arzettiği söylenmiştir. Bununla birlikte o, despotizme ve kaba kuvvetle yapılan idareye karşı çıkmış ve halkın zalimlere karşı ayaklanma hakkına sahip bulunduğunu söylemiştir.

Mensiyüs’e göre iyilik ve uyum insan tabiatında doğuştan vardır. Bu sebeple “ Kral’a Yaraşır Erdem ” ile yönetim mümkündür . Esasen bütün insanlar “sevgi, doğruluk, âdetlere uyma ve hikmet” gibi dört ana erdeme sahiptir . Böylece insanlar , iyi’ nin ( güzel ) tabii bilgisine sahip olup iyi olanı yapmaya doğuştan kabiliyetlidirler. Yine Mensiyüs’e göre bütün insanlar potansiyel olarak “bilge” olmaya müsaittirler ve bütün insanlarda “iyilik filizleri”ni harekete geçirmek, teşvik etmek , onları eğitmek ve öğretmek hükümetin amacı olmalıdır. Mensiyüs’e göre insanlık (jen) ve dürüstlük (i) hem devlet hayatında, hem de özel hayatta yol gösterici prensipler olup onların bilgisinin insan zihninde doğuştan mevcut olduğuna inanmıştır. Mensiyüs insan tabiatının doğuştan iyi olduğunu ileri sürmesine rağmen, “kaybolan iyi eğilim”i yeniden elde etmek için ahlâk eğitimine ve manevi düşünceye ihtiyaç olduğunu da vurgulamıştır. Böyle bir ahlâk eğitiminin Göğün İradesi’ne (T’ien Ming) uygun düşeceğini kabul etmiş; idarecilerin Göğün (T’ien) İradesi’ne göre ve halkın yararı için yönetimde bulunmaları gerektiği görüşünde de ısrar etmiştir.

Mensiyüs, Mo-tzu’nun ayırım yapmaksızın herkesi sevme doktrinine ve Yang-tzu’nun hedonizm (hayatın gayesini zevk kabul eden öğreti) doktrinine şiddetle karşı çıkmıştır. Yine o, Mo-tzu’nun, “faziletler faydalı oldukları için tatbik edilmelidir” şeklindeki faydacıl öğretisine de karşı çıkmıştır. Mensiyüs’e göre fazilet, kişinin insanlığının tabiî ifadesidir.

Mensiyüs, Konfüçyüs’e nazaran ikinci derecede bir “bilge” olarak kabul edilmiştir. Onun, “Ortododks Konfüçyüsçülük” olarak kabul edilen öğretisi idealistik bir tarzda gelişmiştir. Son bin yıllık dönem boyunca tüm Konfüçyüsçülük hareketi üzerinde derin bir etki meydana getiren Mensiyüs’ün asıl amacının, bütün insanlar tarafından takip edilebilecek bir hayat nizamı sunmaya çalışmak olduğu söylenmiştir .

3. Orta Yol Doktrini (Chung Yung)

Konfüçyüs’ün erkek torunu olan Tzu-szu’ya ait olduğu söylenen ve Türkçe’de “Orta Yol Doktrini ”şeklinde ifade edilen eserin İngilizce karşılığı “The Mean” veya “The Doctrine of the Mean”dir. Çince’de “Chung Yung” olarak bilinir. Chung, “merkezi olan şey”; Yung ise, “evrensel ve âhenkli olan şey” anlamına gelir. Orta Yol Doktrini, insanın ahlaki tabiatının temelini teşkil eden ve böylece insan tabiatında, tabiatta ve kâinatın her tarafında yürürlükte olduğu düşünülen âhenk demektir . Bu yüzden eser “ Denge ve Âhenk Hali ” diye de isimlendirilmektedir. Bu anlayıştan hareketle, “insan ve tabiat bir birlik oluşturur” şeklindeki teorinin Çin düşüncesine hakim olduğu belirtilmiştir.

Orta Yol Doktrini Konfüçyüsçü okulun küçük bir kitabı olup Chu Hsi (1130-1200) tarafından, 1135’ten 1305’e kadar Çin’de sivil memuriyet imtihanlarında esas alınan metinler haline gelen Dört Kitap’tan birisi olmak üzere seçilmiştir. Bu eserin, Konfüçyüsçülüğün incelenmesinde birinci derecede bir öneme sahip bir kitap olduğu; Gök ve İnsan, insani ilişkiler, ahlâki faziletler, tabiat ve kader, iki şeyin ortası ve âhenk gibi konuları ele aldığı kaydedilmektedir .

4. Büyük Bilgi (Ta Hsiah veya Ta Hsüeh)

Büyük Öğreti (The Great Learning) şeklinde de ifade edilen eser, diğer üç kitapla birlikte, Konfüçyüsçülüğün Dört Kitab’ın ve dolayısıyla son 800 yıldır Çin eğitim sisteminin temelini teşkil eden dokümanların sonuncusudur.

Büyük Bilgi, Konfüçyüs’ün öğrencisi Tseng-tzu’ya atfedilmiştir. Kısaca Konfüçyüs’ün eğitim, ahlâk ve politik düşünceler gibi konulardaki öğretisini ihtiva etmektedir. Eserin sahibi, amacının “meşhur erdemi örnek olarak göstermek, insanları sevmek ve en yüksek iyi’de kalmak” olduğunu belirtmiştir. Ayrıca bu kitapta, ahlakive sosyal hayatın hareket noktasının baştan sona kadar varlıkların incelenmesinde yattığını, onu bilginin yayılması, şahsi hayatın geliştirilmesi, âilenin düzenlenmesi, ulusal nizam ve evrensel barışın takip ettiğinin öğretildiği söylenmektedir. Buna rağmen, kitap üzerine şerhler yazan ve o zamandan beri Çin’de büyük etkiye sahip olan öğretilerini halkın rağbet edeceği şekle sokan Ssu-ma Kuang (1019-1086) zamanına kadar Büyük Bilgi’ye fazla önem atfedilmemiştir.

Büyük Bilgi’nin pek çok tercümesi arasında dikkate değer olanlarının J. Legge , E.R . Hugher , Lin Yu-t’ang ve W . T . Chan tarafından yapılanlar olduğu belirtilmektedir .
1 | 2

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP