TALİH ÜSTÜNE
|
Francis Bacon
Tarihte, kayırmalar, fırsatlar, başkalarının ölümü, yeteneğin gösterilebileceği bir durumun hiç umulmadık bir anda ortaya çıkması gibi dış etkenlerin payı küçümsenemez. Ancak, talihi biçimlendirecek kalıp her şeyden önce insanın kendi elindedir. "Faber quisque fortunae suae,"1demiş ozan. Bu dış etkenlerin başlıcası, bir insanın çılgınlığının başka birinin talihi olmasıdır, çünkü başkalarının işlediği bir yanlışla başarıya konmak en kestirme yoldur. "Serpens nisi serpentem comederit non fit draco."2 Gizli kalmayan, gözle görülen üstünlükler övgü toplar, gizli kalan, görünmez üstünlükler ise talih getirir; insanın gerçek benliğinde taşıdığı birtakım niteliklerdir bunlar, İspanyolca "desemboltura"3 sözcüğü birazcık dile getirir bu nitelikleri: insanın yaradılışında hiçbir çekingenlik, hiçbir katı direniş bulunmaması, ruhunun
tekerlekleri ile talihininkilerin uyum içinde dönmesi. Livius da büyük Cato'yu 4 "in illo viro, tantum robur corporis et animi fuit, ut quocunque natus esset, fortunam sibi facturus videretur,"5 sözleriyle anlattıktan sonra, onun "versalite ingenum" (kıvrak bir deha), olduğunu ekler, insan gözünü açar, çevresine iyice bakarsa talihi bulabilir, çünkü talih kör olsa bile görünmez değildir. Talih yolu, gözle tek tek ayırt edilemeyen sayısız küçük yıldızın bir araya gelip kümeleşerek hep birlikte ışık vermesinden ortaya çıkan samanyolunu andırır. Tıpkı bunun gibi, insan talihini de oluşturan bir sürü, gözle seçilmesi güç küçücük erdemler, daha doğrusu yetenekler, alışkanlıklar vardır. İtalyanlar bunların, hiç akla gelemeyecek olan türlerinden söz etmişlerdir. Sözgelişi hiçbir işte başarısızlığa uğramayan bir adamın, başka nitelikleri yanısıra biraz da kaçık, "poco di matto", olduğunu ileri sürerler. Gerçekten de talihin en önemli iki yolu, insanın biraz kaçık olması, aşırı dürüst davranmamasıdır. Bundan dolayı, ülkeleri ya da efendilerini çok seven kimseler hiçbir zaman talihli olamamışlardır, olamazlar da; çünkü insan benliğini başkalarına adadı mı, kendini düşünemez artık. Apansız başarılar insanı serüvenci, tedirgin yapar (Fransızların "entreprenant" ya da "remuant" sözcükleriyle daha güzel belirtilir bu), ama çabayla erişilmiş bir başarı, insanı yetenekli kılar. Talihe, hiç değilse, onun kızları olan güven ile ün uğruna saygı göstermek, yücelik tanımak gerekir, çünkü güven ile ün mutluluk doğurur, birincisi insana bir iç mutluluk, ikincisi de başkalarının düşüncelerinden gelen bir mutluluk sağlar. Bütün bilge kişiler, üstünlüklerini, başkalarında doğacak çekememezliği önlemek için ya alınyazısına ya da talihe bağlarlar, böylece daha çok tadına varırlar o üstünlüğün. Ayrıca, yüce güçlerin kendisiyle ilgilendiğini benimsemek de insan için bir büyüklüktür. Bu nedenle, Caesar bir fırtına sırasında dümenciye: "Caesarem portas et fortunam ejus,"6 demiş. Sulla da kendine "Magnus" (büyük) değil, "Felix" (mutlu) sanını vermiş.7 Başarılarında kendi bilgelikleriyle tutumlarının çok büyük payı olduğunu ileri sürenlerin, sonunda mutsuzluğa uğradıkları sık sık görülmüş bir şeydir. Atinalı Timotheus'un,8 yönetimiyle ilgili uygulamaların hesabını devlete verirken ikide bir "işte bunda talihin payı yoktur" dediğini, sonra bir daha da üzerine aldığı hiçbir işi başaramadığını yazar eskiler. Hiç kuşkusuz, kimi insanların talihi, Homeros'un başka ozanlarınkinden daha akıcı, daha pürüzsüz dizelerini andırır. Plutarkhos bu benzetmeyi, Timoleon'un9 savaştaki talihini Agesilaos'un10, Epaminondas'ın11 talihiyle karşılaştırırken kullanır. Ama bunun böyle olmasında, insanın kendisinin büyük payı vardır.
Notlar :
1- "Herkes kendi talihinin yapıcısıdır." Sallustius'a göre (De Republica Ordinonda, I, 1) yapıtları yitmiş olan Romalı ozan Appius Claudius Caecus'tan kalma sözlerden biri bu.
2- "Bir yılan başka yılanları yutmadan ejderha olamaz." Çok eski bir Yunan atasözü. Erasmus Adagia'da tiksinerek anar bu sözü.
3- Çekinmezlik. Her duruma kolaylıkla uyabilme yeteneği.
4- Cato (İ.Ö. 234-149), Romalıları Kartacalılara karşı kışkırtmış ünlü bir askerdi. Roma senatosunda "Delenda est Carthago" (Kartaca yıkılmalıdır) diye biten sözleriyle ünlüdür.
5- "Bu adamda öyle bir ruhsal, bedensel yetenek vardı ki, başka bir tabakada doğmuş olsaydı bile, talihini dilediğince yaratabilirdi." Livius, XXXIX, 40.
6- "Caesar ile Caesar'ın talihini taşıyorsun." Plutarkhos, Caesar, 38.
7- Plutarkhos, Sulla, 34. Sulla, başarılarında, koruyuculuğuna inandığı Herkules'in büyük payı olduğunu söylüyordu.
8- Timotheus, Atinalı ünlü bir komutandı. Büyük başarılar kazanmış, sonra bir yolsuzlukla suçlanarak sürülmüş, İ.Ö. 354'te sürgünde ölmüştü. Platon'un büyük dostu olduğu söylenir.
9- Timoleon İ.Ö. 400'de Korinth'te doğmuş, ünlü bir Yunanlı komutandı. Syracusa'lılara Kartaca boyunduruğundan kurtulmalarında yardım etmiş, bütün Sicilya adasını barışa mutluluğa kavuşturmuş, İ.Ö. 337'de ölmüştü. Bkz. Plutarkhos, Timoleon, 36.
10- Isparta Kralı Agesilaos, Atinalılarla Thebai'lilere karşı başarıyla savaşmış, sonra talihi dönmüş, Leuktra'da büyük bir yenilgiye uğramış. 1.0. 360'ta, yurdundan uzakta, Afrika'da ölmüştü.
11- Epaminondas da Thebai'li ünlü bir komutan, bir devlet adamıydı. Leuktra savaşını kazanmış, sonra da Mantinea'da çarpışırken ölmüştü.
Tarihte, kayırmalar, fırsatlar, başkalarının ölümü, yeteneğin gösterilebileceği bir durumun hiç umulmadık bir anda ortaya çıkması gibi dış etkenlerin payı küçümsenemez. Ancak, talihi biçimlendirecek kalıp her şeyden önce insanın kendi elindedir. "Faber quisque fortunae suae,"1demiş ozan. Bu dış etkenlerin başlıcası, bir insanın çılgınlığının başka birinin talihi olmasıdır, çünkü başkalarının işlediği bir yanlışla başarıya konmak en kestirme yoldur. "Serpens nisi serpentem comederit non fit draco."2 Gizli kalmayan, gözle görülen üstünlükler övgü toplar, gizli kalan, görünmez üstünlükler ise talih getirir; insanın gerçek benliğinde taşıdığı birtakım niteliklerdir bunlar, İspanyolca "desemboltura"3 sözcüğü birazcık dile getirir bu nitelikleri: insanın yaradılışında hiçbir çekingenlik, hiçbir katı direniş bulunmaması, ruhunun
tekerlekleri ile talihininkilerin uyum içinde dönmesi. Livius da büyük Cato'yu 4 "in illo viro, tantum robur corporis et animi fuit, ut quocunque natus esset, fortunam sibi facturus videretur,"5 sözleriyle anlattıktan sonra, onun "versalite ingenum" (kıvrak bir deha), olduğunu ekler, insan gözünü açar, çevresine iyice bakarsa talihi bulabilir, çünkü talih kör olsa bile görünmez değildir. Talih yolu, gözle tek tek ayırt edilemeyen sayısız küçük yıldızın bir araya gelip kümeleşerek hep birlikte ışık vermesinden ortaya çıkan samanyolunu andırır. Tıpkı bunun gibi, insan talihini de oluşturan bir sürü, gözle seçilmesi güç küçücük erdemler, daha doğrusu yetenekler, alışkanlıklar vardır. İtalyanlar bunların, hiç akla gelemeyecek olan türlerinden söz etmişlerdir. Sözgelişi hiçbir işte başarısızlığa uğramayan bir adamın, başka nitelikleri yanısıra biraz da kaçık, "poco di matto", olduğunu ileri sürerler. Gerçekten de talihin en önemli iki yolu, insanın biraz kaçık olması, aşırı dürüst davranmamasıdır. Bundan dolayı, ülkeleri ya da efendilerini çok seven kimseler hiçbir zaman talihli olamamışlardır, olamazlar da; çünkü insan benliğini başkalarına adadı mı, kendini düşünemez artık. Apansız başarılar insanı serüvenci, tedirgin yapar (Fransızların "entreprenant" ya da "remuant" sözcükleriyle daha güzel belirtilir bu), ama çabayla erişilmiş bir başarı, insanı yetenekli kılar. Talihe, hiç değilse, onun kızları olan güven ile ün uğruna saygı göstermek, yücelik tanımak gerekir, çünkü güven ile ün mutluluk doğurur, birincisi insana bir iç mutluluk, ikincisi de başkalarının düşüncelerinden gelen bir mutluluk sağlar. Bütün bilge kişiler, üstünlüklerini, başkalarında doğacak çekememezliği önlemek için ya alınyazısına ya da talihe bağlarlar, böylece daha çok tadına varırlar o üstünlüğün. Ayrıca, yüce güçlerin kendisiyle ilgilendiğini benimsemek de insan için bir büyüklüktür. Bu nedenle, Caesar bir fırtına sırasında dümenciye: "Caesarem portas et fortunam ejus,"6 demiş. Sulla da kendine "Magnus" (büyük) değil, "Felix" (mutlu) sanını vermiş.7 Başarılarında kendi bilgelikleriyle tutumlarının çok büyük payı olduğunu ileri sürenlerin, sonunda mutsuzluğa uğradıkları sık sık görülmüş bir şeydir. Atinalı Timotheus'un,8 yönetimiyle ilgili uygulamaların hesabını devlete verirken ikide bir "işte bunda talihin payı yoktur" dediğini, sonra bir daha da üzerine aldığı hiçbir işi başaramadığını yazar eskiler. Hiç kuşkusuz, kimi insanların talihi, Homeros'un başka ozanlarınkinden daha akıcı, daha pürüzsüz dizelerini andırır. Plutarkhos bu benzetmeyi, Timoleon'un9 savaştaki talihini Agesilaos'un10, Epaminondas'ın11 talihiyle karşılaştırırken kullanır. Ama bunun böyle olmasında, insanın kendisinin büyük payı vardır.
Notlar :
1- "Herkes kendi talihinin yapıcısıdır." Sallustius'a göre (De Republica Ordinonda, I, 1) yapıtları yitmiş olan Romalı ozan Appius Claudius Caecus'tan kalma sözlerden biri bu.
2- "Bir yılan başka yılanları yutmadan ejderha olamaz." Çok eski bir Yunan atasözü. Erasmus Adagia'da tiksinerek anar bu sözü.
3- Çekinmezlik. Her duruma kolaylıkla uyabilme yeteneği.
4- Cato (İ.Ö. 234-149), Romalıları Kartacalılara karşı kışkırtmış ünlü bir askerdi. Roma senatosunda "Delenda est Carthago" (Kartaca yıkılmalıdır) diye biten sözleriyle ünlüdür.
5- "Bu adamda öyle bir ruhsal, bedensel yetenek vardı ki, başka bir tabakada doğmuş olsaydı bile, talihini dilediğince yaratabilirdi." Livius, XXXIX, 40.
6- "Caesar ile Caesar'ın talihini taşıyorsun." Plutarkhos, Caesar, 38.
7- Plutarkhos, Sulla, 34. Sulla, başarılarında, koruyuculuğuna inandığı Herkules'in büyük payı olduğunu söylüyordu.
8- Timotheus, Atinalı ünlü bir komutandı. Büyük başarılar kazanmış, sonra bir yolsuzlukla suçlanarak sürülmüş, İ.Ö. 354'te sürgünde ölmüştü. Platon'un büyük dostu olduğu söylenir.
9- Timoleon İ.Ö. 400'de Korinth'te doğmuş, ünlü bir Yunanlı komutandı. Syracusa'lılara Kartaca boyunduruğundan kurtulmalarında yardım etmiş, bütün Sicilya adasını barışa mutluluğa kavuşturmuş, İ.Ö. 337'de ölmüştü. Bkz. Plutarkhos, Timoleon, 36.
10- Isparta Kralı Agesilaos, Atinalılarla Thebai'lilere karşı başarıyla savaşmış, sonra talihi dönmüş, Leuktra'da büyük bir yenilgiye uğramış. 1.0. 360'ta, yurdundan uzakta, Afrika'da ölmüştü.
11- Epaminondas da Thebai'li ünlü bir komutan, bir devlet adamıydı. Leuktra savaşını kazanmış, sonra da Mantinea'da çarpışırken ölmüştü.