Egitim felsefe ilişkileri üzerine - 3
|
Reconstructionism
“Reconstructionism” ilk olarak 1920’lerde Dewey’nin “Felsefede Yeniden İnşa” adlı kitabının başlığında kullanılmıştır. Aslında reconstructionism kaynağını 1930 Amerikasının kargaşa ve hoşnutsuzluğundan almakta, çeşitli felsefelerle uygulamacılığı birleştirmektedir. Bu görüşe göre eğitimin ana amacı toplumu yeniden düzenlemek olarak kabul edilmektedir. Batı medeniyetinin temel değerleri, bilimsel bulguların ışığında, eğitimin gerçek amacım ortaya çıkarmak için kullanılmalıdır (Pounds-Garretson, s. 144, Brubacher, s. 317-318).
Reconstructionismin özünden gelen iki soru eğitimcileri uzun süre meşgul etmiştir. Bunlar; (Beckner-Cornett, s. 61-65). Eğitsel uğraşlar kültürün mü, yoksa bireyin mi ilgi ve özelliklerine ağırlık vermelidir?
Örgün eğitim kurumları, ister statik, ister değişken olsun, toplumun değerlerini yansıtmaya mı hizmet etmelidir ? Yoksa değerlerin, sosyal kavramların ve uygulamaların değişmesinde aktif olarak rol mü oynamalıdır?
Reconstructionist görüş, ikinci soru ile ilgili olarak, öğretmenlerin değişen toplumda okullar yolu ile aktif ve olumlu bir rol oynamaları gerektiğini savunmaktadır. Böylece okul; “sosyal eleştirinin yapıldığı ve inşa edildiği bir merkezi forum halinde, sosyal reformun ve yeniden inşanın yapıldığı bir kurum haline getirilmektedir” (Morris, 1963, s. 80).
Bu görüşü savunanların önde gelen isimlerinden Theodore Brameld, şu görüşleri ileri sürmektedir (Kneller, s. 248-250). Pounds-Garretson, s. 144,146).
1.Eğitim, modern dünyanın sosyal ve ekonomik güçleri ile kültürün temel değerlerini gerçekleştirecek yeni bir sosyal yapıyı uyumlu hale getirmelidir.
2.Yeni toplum, ana kurumları ve kaynakları toplumun kendisi tarafından kontrol edilen gerçek bir demokrasi olmalıdır.
3.Çocuk, okul ve eğitimin kendisi sosyal ve kültürel faktörler tarafından koşullandırılmalıdır!
4.Öğretmen, reconstructionist çözümün öncelik ve geçerliliğine öğrencileri inandırmalıdır. Böyle yaparken de demokratik kurallara titizlikle uymalıdır.
5.Eğitimin amaç ve sonuçları, davranış bilimlerinin bulguları ile uyumlu ve mevcut kültürel krizin taleplerini karşılamak için tamamen yeniden düzenlenmelidir.
Reconstructionism, heyecanlandırıcı bir şekilde ortaya konmuş bir görüştür. Çekiciliği ise, davranış bilimlerinin verilerine dayanmak istemesinden ileri gelmektedir.
Structuralism
Structuralist görüş, uygulamacılık ile yakından ilgilidir. Bu görüş, uygulamacılıktan türeyen çeşitli görüşler içinde “ders konuları” na belki de en fazla ağırlık veren görüştür.
Existantialism
Existantialism, öteki eğitim felsefeleri ile özellikle uygulamacılıkla bazı ortak yanları olmasına karşın, onlardan kesin olarak ayrılmaktadır. Bu görüşe göre eğitimin amacı, bireysel özgürlüklerin artırılmasıdır. Her öğrencinin kendi değerler sistemini özgürce ve yetişkinlerin zorlaması olmaksızın geliştirmesine izin verilmeli ve yardımcı olunmalıdır, öğretmen, inançlarının dayanağı olan ilkelerden söz etmeli fakat, öğrenciyi bunları benimsemesi veya reddetmesi konusunda özgür bırakmalıdır. Ahlâksal çöküntüyü önlemek için, öğrencinin inanç ve hareketlerinde kaçamayacağı gerçeklere inandırılmış olması gerekmektedir. Öğretmenin rolü, rekabet edilmesi gereken bir kişilik olarak hizmet etmek (idealcilik), bilgi vermek (gerçekçilik) , veya sorun yaratan durumlarda danışman olarak hizmet etmek (uygulamacılık) değildir. Öğretmen, yardıma gereksinme duyan, öğrencinin yardımına koşan ve kişiliğini geliştirmesine yardım etmek zorunda olan bir kişidir (Beckner Comnett, s. 61-65). Brubacher, s. 320-322).
Yukarıda değinilen yaklaşımlar genellikle iki gurupta toplanmaktadır. Bunlardan bir kısmı derslere ağırlık verirken, bir kısmı da öğrenciye ağırlık vermektedir. Öğrenciye ağırlık veren yaklaşımlarda, derslerin ya da konuların daha az önemli olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Bu yaklaşımlarda da dersler, eğitimin hayati bir parçası olarak kabul edilmekte, fakat eğitim amaçlarının gerçekleşmesinde uygun bir konumda tutulmak istenmektedir.
KAYNAKÇA:
Harold B. Alberty-Elsie J. Alberty, Reorganizing The High-School Curriculum, The MacMillan Co., New York, 1962,
George F. Kneller (Ed), Foundations of Educatioıı, John Wiley, New York, 1971,
Weldon Beckner-Joe D. Cornett, The Secondary School Curriculum, Intext Educational Puslications, Seranton, 1972.
Robert M. Hutchins, The Higher Learning in America, New Haven, 1963. Ralph L. Pounds-Robert L. Garretson, Principles of Modern Education, The Macmillan Co., New York, 1962,
Van Cleve Morris, Becoming An Educator, Boston, 1963.
John S. Brubacher, Modern Philosophies of Education McGraw-Hill, New Yorlc, 1962.
“Reconstructionism” ilk olarak 1920’lerde Dewey’nin “Felsefede Yeniden İnşa” adlı kitabının başlığında kullanılmıştır. Aslında reconstructionism kaynağını 1930 Amerikasının kargaşa ve hoşnutsuzluğundan almakta, çeşitli felsefelerle uygulamacılığı birleştirmektedir. Bu görüşe göre eğitimin ana amacı toplumu yeniden düzenlemek olarak kabul edilmektedir. Batı medeniyetinin temel değerleri, bilimsel bulguların ışığında, eğitimin gerçek amacım ortaya çıkarmak için kullanılmalıdır (Pounds-Garretson, s. 144, Brubacher, s. 317-318).
Reconstructionismin özünden gelen iki soru eğitimcileri uzun süre meşgul etmiştir. Bunlar; (Beckner-Cornett, s. 61-65). Eğitsel uğraşlar kültürün mü, yoksa bireyin mi ilgi ve özelliklerine ağırlık vermelidir?
Örgün eğitim kurumları, ister statik, ister değişken olsun, toplumun değerlerini yansıtmaya mı hizmet etmelidir ? Yoksa değerlerin, sosyal kavramların ve uygulamaların değişmesinde aktif olarak rol mü oynamalıdır?
Reconstructionist görüş, ikinci soru ile ilgili olarak, öğretmenlerin değişen toplumda okullar yolu ile aktif ve olumlu bir rol oynamaları gerektiğini savunmaktadır. Böylece okul; “sosyal eleştirinin yapıldığı ve inşa edildiği bir merkezi forum halinde, sosyal reformun ve yeniden inşanın yapıldığı bir kurum haline getirilmektedir” (Morris, 1963, s. 80).
Bu görüşü savunanların önde gelen isimlerinden Theodore Brameld, şu görüşleri ileri sürmektedir (Kneller, s. 248-250). Pounds-Garretson, s. 144,146).
1.Eğitim, modern dünyanın sosyal ve ekonomik güçleri ile kültürün temel değerlerini gerçekleştirecek yeni bir sosyal yapıyı uyumlu hale getirmelidir.
2.Yeni toplum, ana kurumları ve kaynakları toplumun kendisi tarafından kontrol edilen gerçek bir demokrasi olmalıdır.
3.Çocuk, okul ve eğitimin kendisi sosyal ve kültürel faktörler tarafından koşullandırılmalıdır!
4.Öğretmen, reconstructionist çözümün öncelik ve geçerliliğine öğrencileri inandırmalıdır. Böyle yaparken de demokratik kurallara titizlikle uymalıdır.
5.Eğitimin amaç ve sonuçları, davranış bilimlerinin bulguları ile uyumlu ve mevcut kültürel krizin taleplerini karşılamak için tamamen yeniden düzenlenmelidir.
Reconstructionism, heyecanlandırıcı bir şekilde ortaya konmuş bir görüştür. Çekiciliği ise, davranış bilimlerinin verilerine dayanmak istemesinden ileri gelmektedir.
Structuralism
Structuralist görüş, uygulamacılık ile yakından ilgilidir. Bu görüş, uygulamacılıktan türeyen çeşitli görüşler içinde “ders konuları” na belki de en fazla ağırlık veren görüştür.
Existantialism
Existantialism, öteki eğitim felsefeleri ile özellikle uygulamacılıkla bazı ortak yanları olmasına karşın, onlardan kesin olarak ayrılmaktadır. Bu görüşe göre eğitimin amacı, bireysel özgürlüklerin artırılmasıdır. Her öğrencinin kendi değerler sistemini özgürce ve yetişkinlerin zorlaması olmaksızın geliştirmesine izin verilmeli ve yardımcı olunmalıdır, öğretmen, inançlarının dayanağı olan ilkelerden söz etmeli fakat, öğrenciyi bunları benimsemesi veya reddetmesi konusunda özgür bırakmalıdır. Ahlâksal çöküntüyü önlemek için, öğrencinin inanç ve hareketlerinde kaçamayacağı gerçeklere inandırılmış olması gerekmektedir. Öğretmenin rolü, rekabet edilmesi gereken bir kişilik olarak hizmet etmek (idealcilik), bilgi vermek (gerçekçilik) , veya sorun yaratan durumlarda danışman olarak hizmet etmek (uygulamacılık) değildir. Öğretmen, yardıma gereksinme duyan, öğrencinin yardımına koşan ve kişiliğini geliştirmesine yardım etmek zorunda olan bir kişidir (Beckner Comnett, s. 61-65). Brubacher, s. 320-322).
Yukarıda değinilen yaklaşımlar genellikle iki gurupta toplanmaktadır. Bunlardan bir kısmı derslere ağırlık verirken, bir kısmı da öğrenciye ağırlık vermektedir. Öğrenciye ağırlık veren yaklaşımlarda, derslerin ya da konuların daha az önemli olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Bu yaklaşımlarda da dersler, eğitimin hayati bir parçası olarak kabul edilmekte, fakat eğitim amaçlarının gerçekleşmesinde uygun bir konumda tutulmak istenmektedir.
KAYNAKÇA:
Harold B. Alberty-Elsie J. Alberty, Reorganizing The High-School Curriculum, The MacMillan Co., New York, 1962,
George F. Kneller (Ed), Foundations of Educatioıı, John Wiley, New York, 1971,
Weldon Beckner-Joe D. Cornett, The Secondary School Curriculum, Intext Educational Puslications, Seranton, 1972.
Robert M. Hutchins, The Higher Learning in America, New Haven, 1963. Ralph L. Pounds-Robert L. Garretson, Principles of Modern Education, The Macmillan Co., New York, 1962,
Van Cleve Morris, Becoming An Educator, Boston, 1963.
John S. Brubacher, Modern Philosophies of Education McGraw-Hill, New Yorlc, 1962.