DEMOKRITOS (M.Ö. 460-400)
|
En eski materyalist okulun lideri olan Demokritos’un öğretileri hocası Leukippos’unkilerle karışmış durumdadır. Bunun için pek çok felsefe tarihçisi onun fikirlerini hocasının fikirleriyle beraber zikrederler. Demokritos’un doktrini atomlar üzerine kuruludur. Ona göre varlık, atom ve boşluklardan meydana gelmiş olup en az atom kadar boşluk da bulunmaktadır. Bu da demektir ki, her bir atomun karşılığında bir boşluk ve her bir varlığın karşısında da bir yokluk bulunmaktadır. Demokritos, bütünün ilkelerini katılıkları ve boşluktan yoksun olmaları nedeniyle parçalanamayan küçük cisimler olarak kabul etmiştir. Bu cisimlerse sayıca sonsuz, boşlukta sonsuzca yayılmış, doğal yapılarında tözleri biçim olarak benzer olup oluşturdukları şekiller yönünden farklılaşan ve boşlukta sürekli hareket eden atomlardır. Onların birbirlerine çarpmalarından rastgele olarak bütün oluşur ve bunlardan da evren meydana gelir.
Demokritos’un dolu dediği şeyler, atomların oluşturdukları varlıklardır. Boş olanlar ise varlığı olmayan şeylerdir yani yokluktur. Ona göre şeylerin maddi nedenleri atomlar ve boşluklar olup öğelerin farklılıkları da bütün diğer niteliklerin nedenidir. Varlıkların farklılıkları oran, temas ve dönüşten ileri gelir ki, bunlar da bir durumu temsil ederler. Demokritos’un atom dediği cisimler, bölünmez olarak, varlığın en küçük parçacıklarını oluştururlar. Bu bölünmez cisimlerin yardımıyla oluş ve başkalaşmayı, düzenleme ve yapılış aracılığı ve şekil farklılıklarıyla aynı nesneyi değiştirerek yapmak mümkündür. Atomlar bölünmeye değil de vehmen bölünmeye yatkın, özü itibarıyla daimi hareket halinde olan küçük parçalardan oluşmuşlar, bu parçalar birbirlerine özel bir şekilde rastlayarak evreni meydana getirmişlerdir. Önce gökler ve unsurlar, ardından göksel hareketlerden bu unsurların karakterleri ve onlardan da bileşikler oluşmuştur. Demokritos’a göre, var olan ve yok olmayan bu atomlardan küre biçiminde olanları ruhu varlığa getirirler. Ölüm denen olay, varlıklardaki atomların ayrışmasından başka şey olmayıp bu atomların her biri diğerinden ayrıdır.
Demokritos düşüncesinde atomlar, gerçek bilgiye ulaşmanın en mantıklı yoludur. Gerçekte hiçbir şeyin bilinmediğini öne süren filozof, atomların şekline ve durumuna göre varlık hakkında bir şey deneceğini söyler. Gerçek olan varlıklar, yalnızca duyularla elde edilebilir ve atomları gören de en yüksek bilgiye ulaşmış olur. Lukács, Demokritos’un atom öğretisini, tüm görüngü dünyasının, maddenin unsurlarının ilişki ve hareketlerinin yasal ürünü şeklinde kavranması olarak tanımlar.
Demokritos’un dolu dediği şeyler, atomların oluşturdukları varlıklardır. Boş olanlar ise varlığı olmayan şeylerdir yani yokluktur. Ona göre şeylerin maddi nedenleri atomlar ve boşluklar olup öğelerin farklılıkları da bütün diğer niteliklerin nedenidir. Varlıkların farklılıkları oran, temas ve dönüşten ileri gelir ki, bunlar da bir durumu temsil ederler. Demokritos’un atom dediği cisimler, bölünmez olarak, varlığın en küçük parçacıklarını oluştururlar. Bu bölünmez cisimlerin yardımıyla oluş ve başkalaşmayı, düzenleme ve yapılış aracılığı ve şekil farklılıklarıyla aynı nesneyi değiştirerek yapmak mümkündür. Atomlar bölünmeye değil de vehmen bölünmeye yatkın, özü itibarıyla daimi hareket halinde olan küçük parçalardan oluşmuşlar, bu parçalar birbirlerine özel bir şekilde rastlayarak evreni meydana getirmişlerdir. Önce gökler ve unsurlar, ardından göksel hareketlerden bu unsurların karakterleri ve onlardan da bileşikler oluşmuştur. Demokritos’a göre, var olan ve yok olmayan bu atomlardan küre biçiminde olanları ruhu varlığa getirirler. Ölüm denen olay, varlıklardaki atomların ayrışmasından başka şey olmayıp bu atomların her biri diğerinden ayrıdır.
Demokritos düşüncesinde atomlar, gerçek bilgiye ulaşmanın en mantıklı yoludur. Gerçekte hiçbir şeyin bilinmediğini öne süren filozof, atomların şekline ve durumuna göre varlık hakkında bir şey deneceğini söyler. Gerçek olan varlıklar, yalnızca duyularla elde edilebilir ve atomları gören de en yüksek bilgiye ulaşmış olur. Lukács, Demokritos’un atom öğretisini, tüm görüngü dünyasının, maddenin unsurlarının ilişki ve hareketlerinin yasal ürünü şeklinde kavranması olarak tanımlar.