Öfke

Alain

Lokmamız nefes borumuza kaçtığı zaman bütün organlarımızda tehlike çanları çalar gibi, bedenimizde müthiş bir patırtı kopar; adalelerimizden her biri bir yana çeker; yürek işe karışır. Çırpınmaya başlarız. Buna karşı ne yapabiliriz? Bütün bu tepkilere katlanmaktan başka ne gelir elden? İşte filozofun söyleyeceği budur. Çünkü o deneyimsiz bir adamdır. Fakat beden eğitimi ya da eskrim profesörüne öğrencisi: "Elimde değil, kaskatı kesilip bütün kaslarımın birden gerilmesine engel olamıyorum." derse, adam ona güler. Sert bir eskrim hocası tanımıştım; izninizi aldıktan sonra akla yol açmak için, flöresi ile sizi bir güzel kamçılardı. Herkesin bildiği bir gerçek var; kaslar, uysal köpekler gibi düşünceye itaat ederler; kolumu uzatmayı düşündüğüm anda kolum uzanmıştır. Biraz önce sözünü ettiğim o katılaşmaların, çırpınmaların başlıca nedeni, insanın ne yapacağını bilememesidir. Bu tür durumlarda yapılacak şey, bütün vücudu gevşetmek, kuvvetle nefes alacak yerde boğazımıza kaçan şeyi dı­şarı çıkarmak, yani her zaman olduğu gibi, bu durumda da zararlı olan korkuyu kovmaktır.

Nezleden gelen öksürük için de, pek az kimsenin uyguladığı böyle bir yöntem vardır. Çoğumuz kaşınır gibi delicesine öksürürüz ve asıl bunun kurbanı oluruz. Bu durum, yoran ve tahriş eden krizlere yol açar. Doktorlar öksürüğe kar­şı pastiller verirler ya, bence bunların başlıca yararı, yutkunmamızı sağlamaktır. Öksürük gibi yutkunmak da, hatta ondan fazla irademiz dışında kalan bir tepkidir. Bu yutkunma hareketi, bizi öksürten harekete engel olur. Ama, öksürü­ğün kötü yanına ilk hamlede kendiliğimizden engel olabilsek, pastile gereksinim kalmaz. Başlangıçta, hiçbir şey düşünmeden, vücudumuzu rahat ve gevşek tutabilsek, o ilk kazıntı çabuk geçer.

Öfkeye kapılan bir adamla öksürük nöbetine yakalanan arasında ben bir fark görmem. Öfke de bir vücut sıkıntısıdır ve beden eğitimi yoluyla onu yenmesini bilmeliyiz. Bu tür durumlarda asıl suç, düşüncemizi tahrik ederek korkuya ya da öfkeye kendimizi müthiş bir coşkunlukla kapıp koyuvermemizdir.

Gerçek beden eğitimi görmemiş olanların sonu budur. Eski Yunanlıların anladığı anlamda gerçek beden eğitimiyse, aklın vücut hareketlerine egemenliği demektir. Bütün hareketlerine değil, kuşkusuz; yalnızca doğal tepkileri düşüncelerle kamçılamayı bilmek gerekir. İşte bence çocuklara asıl öğretilmesi gereken budur ve onlara örnek olarak sürekli en güzel heykeller gösterilmelidir.

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP