Aristo'ya Göre Adalet
|
— ARİSTOTELES
Özel anlamında adalet ve ona bağlı olan adaletli kişi ile ilgili olarak, yüksek görevlerin, zenginliklerin veya politik topluluğun üyeleri arasında paylaşılan tüm mallann dağıtımına uygulanan birinci tür adalet ile düzeltici adalet olan bir ikinci tür adalet vardır....
Birincisi için adil kişi zorunlu olarak dört unsuru taşır: sözkonusu kişilerin sayısı ikiyse, içinde bulunduğu şeylerin sayısı da ikidir. Ye bu, kişiler ve şeyler için aynı eşitlik olacaktır: kişiler arasında ve şeyler arasında aynı ilişkiler olacaktır. Eğer kişiler eşit değilseler, eşit paylan olmayacaktır; ister eşit kişiler, eşit olmayan paylar alsınlar, ister eşit olmayan kişiler eşit pay alsınlar bu sebeplerden dolayı kavgalar, istekler olmaktadır.
Bu,değer ilkesine göre apaçık bir olgudur. Aslında herkes, paylaşımlardaki adaletin değere göre bir orantıyı içerdiğini kabul etmektedir; ama bu değeri herkes aynı şekilde anlamamaktadır: demokrasi taraftarları değeri özgürlüğün içine yerleştiriyorlar; oligarşi taraftarları değeri ya zenginliğin içine ya da doğuşun içine yerleştiriyorlar; aristokrasi taraftarları ise erdemin içine koyuyorlar. O halde adil olan şey orantılı bir şeydir....
İşte adil olan şeyin ilk türü. İkincisine gelince bu düzeltici adalettir, sözleşmelere ve insanların arasında istemli veya istemsiz ilişkilere uygulanan adalettir. Bu adaletin öncekine göre farklı bir biçimi vardır. Ortak malların bölüştürücü adaletinin daha önce belirttiğim orana uyması gerekir (ortak zenginliklerin bir dağıtımının sözkonusu olduğunu varsayalım: bu dağıtım herkesin birbirine göre verdikleri katkıların oranına göre olacaktır; bu cins bir adalete göre haksızlık bu ilişkiden ayrılan dağıtımdır); ama sözleşmelerdeki adalet, yukarıda sözkonusu olan orana göre değil, aritmetik orana göre bir tür eşitliktir ve haksızlık bir tür eşitsizliktir.
Aslında değerli bir insanın aşağı sınıftan bir insanı soymasının veya tersinin olmasının, değerli bir insanın veya aşağı sınıftan bir insanın zinadan suçlu olmasının önemi yoktur: yasa, yalnızca birinin haksızlığı yapan, diğerinin kurban olup olmadığına, birinin bir zarara neden, diğerinin bundan zarar görüp görmediğine bakarak, neden olunan zarardan (kişilere gelince onlara eşit davranır) doğan farkla ilgilenir. Bu şekilde yargıç haksızlık tarafından yaratılan eşitsizliğin içinde eşitliği sağlamaya çalışır. Biri dayak yer öbürü dayak atarsa, biri öldürür, diğeri ölürse, maruz kalman şeyle yapılan şey arasında eşit olmayan bir dağılım vardır. Yargıç, suçlunun avantajlarını elinden alarak ceza yoluyla eşitliği yeniden sağlamaya çalışır.
Özel anlamında adalet ve ona bağlı olan adaletli kişi ile ilgili olarak, yüksek görevlerin, zenginliklerin veya politik topluluğun üyeleri arasında paylaşılan tüm mallann dağıtımına uygulanan birinci tür adalet ile düzeltici adalet olan bir ikinci tür adalet vardır....
Birincisi için adil kişi zorunlu olarak dört unsuru taşır: sözkonusu kişilerin sayısı ikiyse, içinde bulunduğu şeylerin sayısı da ikidir. Ye bu, kişiler ve şeyler için aynı eşitlik olacaktır: kişiler arasında ve şeyler arasında aynı ilişkiler olacaktır. Eğer kişiler eşit değilseler, eşit paylan olmayacaktır; ister eşit kişiler, eşit olmayan paylar alsınlar, ister eşit olmayan kişiler eşit pay alsınlar bu sebeplerden dolayı kavgalar, istekler olmaktadır.
Bu,değer ilkesine göre apaçık bir olgudur. Aslında herkes, paylaşımlardaki adaletin değere göre bir orantıyı içerdiğini kabul etmektedir; ama bu değeri herkes aynı şekilde anlamamaktadır: demokrasi taraftarları değeri özgürlüğün içine yerleştiriyorlar; oligarşi taraftarları değeri ya zenginliğin içine ya da doğuşun içine yerleştiriyorlar; aristokrasi taraftarları ise erdemin içine koyuyorlar. O halde adil olan şey orantılı bir şeydir....
İşte adil olan şeyin ilk türü. İkincisine gelince bu düzeltici adalettir, sözleşmelere ve insanların arasında istemli veya istemsiz ilişkilere uygulanan adalettir. Bu adaletin öncekine göre farklı bir biçimi vardır. Ortak malların bölüştürücü adaletinin daha önce belirttiğim orana uyması gerekir (ortak zenginliklerin bir dağıtımının sözkonusu olduğunu varsayalım: bu dağıtım herkesin birbirine göre verdikleri katkıların oranına göre olacaktır; bu cins bir adalete göre haksızlık bu ilişkiden ayrılan dağıtımdır); ama sözleşmelerdeki adalet, yukarıda sözkonusu olan orana göre değil, aritmetik orana göre bir tür eşitliktir ve haksızlık bir tür eşitsizliktir.
Aslında değerli bir insanın aşağı sınıftan bir insanı soymasının veya tersinin olmasının, değerli bir insanın veya aşağı sınıftan bir insanın zinadan suçlu olmasının önemi yoktur: yasa, yalnızca birinin haksızlığı yapan, diğerinin kurban olup olmadığına, birinin bir zarara neden, diğerinin bundan zarar görüp görmediğine bakarak, neden olunan zarardan (kişilere gelince onlara eşit davranır) doğan farkla ilgilenir. Bu şekilde yargıç haksızlık tarafından yaratılan eşitsizliğin içinde eşitliği sağlamaya çalışır. Biri dayak yer öbürü dayak atarsa, biri öldürür, diğeri ölürse, maruz kalman şeyle yapılan şey arasında eşit olmayan bir dağılım vardır. Yargıç, suçlunun avantajlarını elinden alarak ceza yoluyla eşitliği yeniden sağlamaya çalışır.
11 Yorumlar
Felsefe öğretmeni olarak sitenizi çok beğenip takdir ettim,ancak Aristoteles'i Aristo, Sokrates'i Sokrat diye anmanız gayet güzel olan sitenin güvenilirliğini sarsıyor.Bunlar çok önemli ayrıntılar,lütfen dikkat ediniz.
Sayın hocam, ilginiz ve uyarınız için teşşekkür ederim.
değerli hocam belki saçma bir soru neden sorusu ama merak ettiğim için soruyorum bunun sakıncasının ne olduğunu açıklarmısınız lütfen belki de bilmeden bir hataya düşüyoruz.açıklarsanız sevinirim aristotalese aristo denmesindeki sakıncayı.sizde bilirsiniz ki merak felsefenin özüdür:)
Adsız dedi ki...
Felsefe öğretmeni olarak sitenizi çok beğenip takdir ettim,ancak Aristoteles'i Aristo, Sokrates'i Sokrat diye anmanız gayet güzel olan sitenin güvenilirliğini sarsıyor.Bunlar çok önemli ayrıntılar,lütfen dikkat ediniz.
Size bir hoca oldunuz için sadece :):):):) gülrerek yetinirdim ama yapamıcam....:D
Bakın hocam FELSEFE yle içiçe olan insanlar kesinlikle SOCRATES i socrates die anmaz...
felsefe konuları meraklıları arasında konu alındığında o kesinlikle SOCRAT tır. aksi halde o ortamdaki herkez bilirki ona sozrates die hitap eden kişi bu konuda yenidir...:) biz sofist deiliz hocam:D genede alakanız için tşk.ler. Site ilgilisi arkadaşım PAYLAŞIM için ayrıca tşk. ederim...
HOCAMIZ HAKLI BU DİKKATİNDEN DOLAYI TEBRİKLER...
Adsız dedi ki...
HOCAMIZ HAKLI BU DİKKATİNDEN DOLAYI TEBRİKLER...
DİYEN ADSIZ Kardeşim!!!!!!!
İsmail Köz
İslam Mantıkçıları adı İslam kültür dünyasında yetişerek Aristo mantığını incelemiş ve bu konuda eserler vermiş müslüman filozof ve düşünürleri ifade etmektedir
Die devam eden bir yazı var Koskoca Dr. bile Aristo Die hitab ederken birileri kendi kendine yorum yapıo .. Bak kardeşim önce bilgilen bu konularda sonra yorum yap!!:@
İSMAİL KÖZ KİMDİR???
Verdiği Yüksek Lisans Dersleri:
1-Mantığın Tarihçesi- A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı –Mantık)
2-Kıyas Teorisi- A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı –Mantık)
3-Sembolik Mantığa Giriş: Semiotik
Verdiği Doktora Dersleri:
1-Klasik Mantıkta Modalite- A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı –Mantık)
2-Şemsuddin Semerkandi’nin Mantık İlmindeki Yeri ve Önemi- A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı –Mantık)
3-Mantık ve Metodoloji İlişkisi- A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı –Mantık)
Katıldığı Yurt İçi ve Yurt Dışı Bilimsel Toplantılar:
SEMPOZYUMLAR
“İbn Sina’ya Göre Bilgi Kaynakları”, İslam Felsefesinin Sorunları, İslam Felsefecileri Derneği Sempozyumu, A.Ü. İlahiyat Fakültesi, Ankara 2003
KONFERANSLAR
1-“Mantık Bilim İlişkisi”, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Okuma Salonu, Ankara 2004
2-“Çağdaş Türk Düşüncesinde Salih Zeki’nin Yeri”, A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fak. Konferans Salonu, Ankara 2004
UMARIM BİŞİLER ANLAMIŞSINIZDIR!!! Sevgili Hocam ve Adsız Kardeşim!!!!
ARİSTOTALES değildir, lütfen.... değiştirelim....
A R İ S T O T E L E S !!!!!!!!!!
teşekkürler .... ilginize ....
bu site gerçekten çok güzel.emeği geçen herkase öncelikle teşekkürler. yalnız bnm anlamadıım bi şey var. önemli olan harf hataları deildir. önemli olan o bilgiyi en doğru şekilde yakalayıp, mantık çerçevesinde yorumlamaktır. yani aristoteles in aristotales yazılması çok da mühim deildir...
filozofların isimlerinin doğru yazılmasının ve telafuzunun da doğru olması gerektiğini savunuyorum. kimse kendi isminin kısaltılarak telafuzunu veya yazımında yanlışı kabul etmez
evet güzel site ama yani şu yazılar resmen komedi...