YAGMUR ALTINDA
|
Alain
Zaten yeteri kadar kötülük var; ama bu,insanoglunun hayalgücünü işletmesi suretiyle bu kötülüklere daha başka kötülükler ilave etmesine engel degil. Hemen her gün, kendi mesleginden şikayet eden en az bir insan görürsünüz; sözlerini de daima bir hayli makul bulursunuz; her şey hakkında söylenecek söz vardır, hiçbir şey mükemmel degildir de ondan.
Siz ögretmenler, hiçbir şey bilmeyen,hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir sürü cahili aydınlatmak için çalışıp çabaladıgınızı söylersiniz; siz mühendisler, tomar tomar kagıtların içine dalmışsınızdır; siz avukatlar, sizi dinleyecek yerdeşöyle bir kestirip yedigi yemegi hazmeden hakimlerin huzurunda savunmanızı yaptıgınız için şikayetçisiniz.Yerden göge kadar haklısınız sözlerinizi oldugu gibi kabul ediyorum; anlatılanlara bakılırsa bir hayli hakikat payı var bu sözlerde. Gel gelelim, ayagınızda su çeken papuçlar olsa, veya hazım cihazınız bozuk olsa size daha çok hak veriririm; işte hayata, insanlara, hatta tanrıya eger varlıgına inanıyorsanız, lanet etmek için iki mükemmel sebep.
Bununla beraber şunu da bir yana kaydedin, bunun sonu yoktur, üzüntü üzüntüyü dogurur. Çünkü kaderden şikayet etmek suretiyle ıstırabınızı arttırıyor, daha şimdiden gülmek ümidini ortadan kaldırıyor, midenizin büsbütün bozulmasına sebep oluyorsunuz. Bir dostunuz olsa, her şeyden acı acı şikayet etse kendisini teselli etmege, dünyayı ona başka şekilde göstermeye çalışacagınız muhakkak. Neden kendiniz için kıymetli bir dost olmayasınız? Evet, evet ciddi söylüyorum; insanın kendi kendini azıcık olsun sevmesi, kendine karşı iyi davranması lazım çünkü her şey,çogu zaman bir hadise karşısında takınacagınız tavra baglıdır. Eski bir yazar, her hadisenin iki kulplu bir kavanoza benzedigini,bu kavanozu tutmak içinde eli kesecek kulpu seçmenin akıllı uslu bir iş olmayacagını söylemiş. Her vesile ile en iyi, en kuvvetli sözleri seçip söyleyenlere halk dilinde öteden beri filozof derler; bu ise hedefin tam ortasına nişan almak demektir. O halde bahis konusu olan şey insanın kendi aleyhinde degil, lehinde konuşmasıdır. Bizler öyle iyi, öyle sürükleyici avukatlarız ki, bu yolu takip ettigimiz takdirde, memnun olmak için bir çok sebepler bulmakta güçlük çekmeyiz. Çogu zaman dikkat ettim, insanoglu mesleginden şikayet ediyorsa, bunu, ihmalkarlıgından, biraz da nezaketinden ötürü yapıyor. Teşvik etsek bize, çektigi eziyetleri degil de yaptıklarını, icat ettigi şeyleri anlatmasını söylesek, derhal şair kesilir, hemde neşeli bir şair.
Hafif bir yagmur yagıyor,sokaktasınız, şemsiyenizi açarsınız olur biter. " Yine mi şu pis yagmur " demenize ne lüzum var? su damlalarına, bulutlara, rüzgara bunun bir tesiri olmaz ki. Neden: " Aman ne güzel yagmur " demiyorsunuz? Biliyorum bununda su damlalarına bir tesiri olmaz, dogru, ama sizin için iyi; bütün vucudumuz hareket edecek, gerçekten kızışacak; neşe veren en küçük hareketin neticesi böyledir işte; yagmur altında kalıpta nezle olmamak için bu şekilde hareket etmektir.
İnsanları da yagmura benzetin. Kolay degil diyeceksiniz. Kolay hemde yagmurdan çok daha kolay. Çünkü gülümsemeniz yagmura tesir etmez,ama insanlara fazlasıyle tesir eder; hatta sırf taklit yüzünden, daha az üzüntülü, daha az can sıkıcı bir hal alırlar. Üstelik, siz kendi içinize bakarsanız, onlarda bir sürü mazeret bulmakta güçlük çekmezsiniz. Marcus Aurelius her sabah: " Bugun kendini begenmiş boş bir adamla, bir yalancıyla,dogrulukla ilgisi olmayan bir insanla, can sıkıcı bir geveze ile karşılaşacagım;onlar cahil oldukları için böyledirler ", dermiş
Zaten yeteri kadar kötülük var; ama bu,insanoglunun hayalgücünü işletmesi suretiyle bu kötülüklere daha başka kötülükler ilave etmesine engel degil. Hemen her gün, kendi mesleginden şikayet eden en az bir insan görürsünüz; sözlerini de daima bir hayli makul bulursunuz; her şey hakkında söylenecek söz vardır, hiçbir şey mükemmel degildir de ondan.
Siz ögretmenler, hiçbir şey bilmeyen,hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir sürü cahili aydınlatmak için çalışıp çabaladıgınızı söylersiniz; siz mühendisler, tomar tomar kagıtların içine dalmışsınızdır; siz avukatlar, sizi dinleyecek yerdeşöyle bir kestirip yedigi yemegi hazmeden hakimlerin huzurunda savunmanızı yaptıgınız için şikayetçisiniz.Yerden göge kadar haklısınız sözlerinizi oldugu gibi kabul ediyorum; anlatılanlara bakılırsa bir hayli hakikat payı var bu sözlerde. Gel gelelim, ayagınızda su çeken papuçlar olsa, veya hazım cihazınız bozuk olsa size daha çok hak veriririm; işte hayata, insanlara, hatta tanrıya eger varlıgına inanıyorsanız, lanet etmek için iki mükemmel sebep.
Bununla beraber şunu da bir yana kaydedin, bunun sonu yoktur, üzüntü üzüntüyü dogurur. Çünkü kaderden şikayet etmek suretiyle ıstırabınızı arttırıyor, daha şimdiden gülmek ümidini ortadan kaldırıyor, midenizin büsbütün bozulmasına sebep oluyorsunuz. Bir dostunuz olsa, her şeyden acı acı şikayet etse kendisini teselli etmege, dünyayı ona başka şekilde göstermeye çalışacagınız muhakkak. Neden kendiniz için kıymetli bir dost olmayasınız? Evet, evet ciddi söylüyorum; insanın kendi kendini azıcık olsun sevmesi, kendine karşı iyi davranması lazım çünkü her şey,çogu zaman bir hadise karşısında takınacagınız tavra baglıdır. Eski bir yazar, her hadisenin iki kulplu bir kavanoza benzedigini,bu kavanozu tutmak içinde eli kesecek kulpu seçmenin akıllı uslu bir iş olmayacagını söylemiş. Her vesile ile en iyi, en kuvvetli sözleri seçip söyleyenlere halk dilinde öteden beri filozof derler; bu ise hedefin tam ortasına nişan almak demektir. O halde bahis konusu olan şey insanın kendi aleyhinde degil, lehinde konuşmasıdır. Bizler öyle iyi, öyle sürükleyici avukatlarız ki, bu yolu takip ettigimiz takdirde, memnun olmak için bir çok sebepler bulmakta güçlük çekmeyiz. Çogu zaman dikkat ettim, insanoglu mesleginden şikayet ediyorsa, bunu, ihmalkarlıgından, biraz da nezaketinden ötürü yapıyor. Teşvik etsek bize, çektigi eziyetleri degil de yaptıklarını, icat ettigi şeyleri anlatmasını söylesek, derhal şair kesilir, hemde neşeli bir şair.
Hafif bir yagmur yagıyor,sokaktasınız, şemsiyenizi açarsınız olur biter. " Yine mi şu pis yagmur " demenize ne lüzum var? su damlalarına, bulutlara, rüzgara bunun bir tesiri olmaz ki. Neden: " Aman ne güzel yagmur " demiyorsunuz? Biliyorum bununda su damlalarına bir tesiri olmaz, dogru, ama sizin için iyi; bütün vucudumuz hareket edecek, gerçekten kızışacak; neşe veren en küçük hareketin neticesi böyledir işte; yagmur altında kalıpta nezle olmamak için bu şekilde hareket etmektir.
İnsanları da yagmura benzetin. Kolay degil diyeceksiniz. Kolay hemde yagmurdan çok daha kolay. Çünkü gülümsemeniz yagmura tesir etmez,ama insanlara fazlasıyle tesir eder; hatta sırf taklit yüzünden, daha az üzüntülü, daha az can sıkıcı bir hal alırlar. Üstelik, siz kendi içinize bakarsanız, onlarda bir sürü mazeret bulmakta güçlük çekmezsiniz. Marcus Aurelius her sabah: " Bugun kendini begenmiş boş bir adamla, bir yalancıyla,dogrulukla ilgisi olmayan bir insanla, can sıkıcı bir geveze ile karşılaşacagım;onlar cahil oldukları için böyledirler ", dermiş
4 Kasım 1907
1 Yorum
çok hoş