Soru 46 : Bilimsel ampirizmin kurucusu kimdir?
|
ingiliz filozofu Francis Bacon (1561-1626), tümevarıma bir mantığı, felsefesinin temeli olarak ele almış ve bu açıdan İskolastiğe karşı eleştirmelere girişmişti. Bundan ötürü, Bacon, haklı olarak, yeniçağlar felsefesinin başlangıcı olarak kabul edilir.
Bacon'a göre, bilimler, yüzyıllar boyunca kötü bir durumda kalmışlardı; gözlem ve deneye dayanacakları yerde, birtakım işe yaramaz mantık oyunlarına kapıldıkları için, tabiatın kavranmasında, kanunlarının bulunmasında ve insanoğluna yararlı olmak konusunda başarı gösterememişlerdi. Bilim tabiata dönmeli, tabiat olaylarını gözlem, deney ve tümevarım metotları ile incelemeliydi; sağlam bilgiler elde etmemizi sağlayacak biricik yol buydu. Bundan ötürü, deneyle ve maddî varlıklarla uğraşmanın kötü bir iş olduğu hakkındaki düşünceyi bir yana bırakmak gerekiyordu. Ayrıca, batıl inançları ve yobazlığı da bir yana atmak zorunluydu. Romalılar çağında olduğu gibi sadece ahlâk ve siyaset felsefesiyle uğraşmak da yanlış bir tutumdu. Ortaçağda ise sadece ilahiyatla uğraşılmıştı; oysa, bu da yanlış bir tutumdu. Bilimlerin bu engellerden kurtularak ilerlemeleri için, onları sağlam temeller üzerinde kurmak gerekiyordu. Bilim, gözlem ve deneyden başka kaynak tanımamalı; başka bir otorite kabul etmemeliydi. Ayrıca, sağlam bilgiler edinebilmek için, bizim de, bütün düşünce hayatımızdan, eski soyut teorileri ve batıl inançları çıkarıp atmamız şarttı. Böylece, bilimi, tümevarım, yani tabiat olaylarının tek tek incelenmesinden genel kanunlar çıkarma metodu üzerinde kurmak mümkün olacaktı.
Bacon, sağlam bilginin kaynağının, duyulardan ve deneyden çıkacağını ileri sürmüştü. Tabiat olaylarının tümevarım metotları ile ve gözlemle deneyden yararlanılarak incelenmesi gerektiğini söylemişti. Bundan ötürü, Bacon, bilimsel ampirizmi, felsefe açısından ele alarak açıklamış ve temellendirmiş olan düşünürdür.
Bacon'a göre, bilimler, yüzyıllar boyunca kötü bir durumda kalmışlardı; gözlem ve deneye dayanacakları yerde, birtakım işe yaramaz mantık oyunlarına kapıldıkları için, tabiatın kavranmasında, kanunlarının bulunmasında ve insanoğluna yararlı olmak konusunda başarı gösterememişlerdi. Bilim tabiata dönmeli, tabiat olaylarını gözlem, deney ve tümevarım metotları ile incelemeliydi; sağlam bilgiler elde etmemizi sağlayacak biricik yol buydu. Bundan ötürü, deneyle ve maddî varlıklarla uğraşmanın kötü bir iş olduğu hakkındaki düşünceyi bir yana bırakmak gerekiyordu. Ayrıca, batıl inançları ve yobazlığı da bir yana atmak zorunluydu. Romalılar çağında olduğu gibi sadece ahlâk ve siyaset felsefesiyle uğraşmak da yanlış bir tutumdu. Ortaçağda ise sadece ilahiyatla uğraşılmıştı; oysa, bu da yanlış bir tutumdu. Bilimlerin bu engellerden kurtularak ilerlemeleri için, onları sağlam temeller üzerinde kurmak gerekiyordu. Bilim, gözlem ve deneyden başka kaynak tanımamalı; başka bir otorite kabul etmemeliydi. Ayrıca, sağlam bilgiler edinebilmek için, bizim de, bütün düşünce hayatımızdan, eski soyut teorileri ve batıl inançları çıkarıp atmamız şarttı. Böylece, bilimi, tümevarım, yani tabiat olaylarının tek tek incelenmesinden genel kanunlar çıkarma metodu üzerinde kurmak mümkün olacaktı.
Bacon, sağlam bilginin kaynağının, duyulardan ve deneyden çıkacağını ileri sürmüştü. Tabiat olaylarının tümevarım metotları ile ve gözlemle deneyden yararlanılarak incelenmesi gerektiğini söylemişti. Bundan ötürü, Bacon, bilimsel ampirizmi, felsefe açısından ele alarak açıklamış ve temellendirmiş olan düşünürdür.