Soru 85 : «Maddeci diyalektik», evreni nasıl görür?
|
Maddeci diyalektiğe göre, evren, hareket halinde maddedir.Bu madde, çatışma ve çelişmelerden geçerek, bütün varlıkları ortaya çıkarmıştır. Biyolojik olaylar da, maddenin bir ürünüdür. Ama evrendeki değişiklik sadece yer değiştirme değişikliği değildir, yani sadece mekanik bir değişiklik değildir. On sekizinci yüzyıl fransız maddecilerinin görüşü sadece yer değiştirmeye önem veren mekanik bir maddecilikti; maddenin dinamik bir şekilde kendi kendine değişikliğe uğrayarak nitelik bakımından farklı varlıklar ortaya koyabileceğini kavrayamıyordu.Oysa maddeci diyalektikte, gelişme olayı, sıçramalar ve ani değişmeler şeklinde düşünülür. Böylece, madde, bir birinden nitelik bakımından farklı alanlar ortaya koyar. Meselâ organik varlık alanı, inorganik varlık alanına oranla, nitelik bakımından farklıdır. Organik alanda bambaşka kanunlar geçerlidir; bu kanunları ayrıca incelememiz gerekir, inorganik alanın kanunları ile organik alanı açıklayamayız. Aynı şeyi tarih ve toplum için de söyleyebiliriz. Bu alanın da niteliği farklıdır, bundan ötürü kendine has ayrı kanunları vardır. Biyoloji kanunları ile toplum hayatını açıklamak mümkün değildir.
Diyalektik gelişme maddenin, sıçramalar ve niteliksel dönüşmeler yoluyla yeni varlık alanları ortaya koyacak şekilde sürekli olarak değişmesidir. Varlık sürekli bir değişmedir dedik; bu değişme içinde diyalektik kanunlar değişmeden kalmaktadır. Bu en genel kanunların dışında, değişmeden kalan herhangi bir şeyin bulunduğu söylenemez. Bu kanunlar hem varlığın hem de düşüncemizin kanunlarıdır. Çünkü düşünme, gerçek (maddî) hareketin (değişmenin) insan beynine aktarılması ve devşirilmesidîr. Ama bu kanunların «değişmezliği», gerçeğin «değişirliğine» oranladır; yoksa mutlak bir değişmezlik değildir. Bilimlerin gelişimi, diyalektik ilkelerin kavranışında vo dile getirilişinde değişikliklerin ortaya çıkmasına yol açar. Aslında, değişmeyen, yalnız değişmedir.
Diyalektik gelişme maddenin, sıçramalar ve niteliksel dönüşmeler yoluyla yeni varlık alanları ortaya koyacak şekilde sürekli olarak değişmesidir. Varlık sürekli bir değişmedir dedik; bu değişme içinde diyalektik kanunlar değişmeden kalmaktadır. Bu en genel kanunların dışında, değişmeden kalan herhangi bir şeyin bulunduğu söylenemez. Bu kanunlar hem varlığın hem de düşüncemizin kanunlarıdır. Çünkü düşünme, gerçek (maddî) hareketin (değişmenin) insan beynine aktarılması ve devşirilmesidîr. Ama bu kanunların «değişmezliği», gerçeğin «değişirliğine» oranladır; yoksa mutlak bir değişmezlik değildir. Bilimlerin gelişimi, diyalektik ilkelerin kavranışında vo dile getirilişinde değişikliklerin ortaya çıkmasına yol açar. Aslında, değişmeyen, yalnız değişmedir.