Soru 60 : On sekizinci yüzyıl fransız maddeci felsefesinin temsilcileri kimlerdir?
|
La Mettrie (1709 - 1751), maddeden bağımsız bir ruhu düşünmenin saçma bir şey olduğunu, tanrıya inanmanın hiç bir temele dayandırılamıyacağı gibi hiç bîr işe de yaramadığını ileri sürerek, maddeci felsefeyi apaçık ve kesin bir şekilde dile getirmiştir. Filozofa göre, maddî tadlar, insan hayatının biricik ve en yüce amacıdır. Yeryüzünde mutluluğun kurulması için, tanrıtanımazlığın yaygınlaşması gereklidir, böylece batıl inançlardan kurtulmak ve insanın tabiî haline, gerçek durumuna geri dönmek mümkün olacaktır. Ruh, ancak, bedenimizin düşünen kısmı olarak ele alınabilir; bunun dışında, ruh kelimesinin hiç bir anlamı yoktur. Beynimiz, bilgi edinmemizi ve düşünmemizi sağlar. Beden dağılıp ortadan kalkınca, onun bir parçası olan ruh da dağılıp ortadan kalkar; bundan ötürü, ruhun ölümsüzlüğünden söz edilemez.
Baron d'Holbach (1732 - 1789), La Metrrie'nin bu görüşlerini geliştirerek, daha ince, ayrıntılı ve kesin bir sistem haline getirmek istemiştir. Bu düşünüre göre, madde ve ruh, bir ve aynı şeydir. Hareket ve madde, evrenin temelidir, insan, duymak, düşünmek ve eylemde bulunmak özüne sahip olan maddeden yapılmıştır. Evren, kesin kanunlara uyar; her varlık ve her olay belirlenmiştir; belli nedenlerden ortaya çıkar. İnsanlar, başlarına gelen ve nedenlerini bilip anlayamadıkları felâketleri tanrısal bir varlığa bağlamışlar; bunları onun yaptığına inanmışlardır. Bundan ötürü, tanrı kavramının kaynağı, insanın duyduğu acıda, korkuda ve tedirginliktedir. Ruhun ölümsüzlüğüne inanmayan düşünür, sağlam bir sistem haline getirdiği maddeci felsefeyle, her şeyden önce dinin ve dinden doğan despotluğun eleştirmesini yapmak amacını güder.
Baron d'Holbach (1732 - 1789), La Metrrie'nin bu görüşlerini geliştirerek, daha ince, ayrıntılı ve kesin bir sistem haline getirmek istemiştir. Bu düşünüre göre, madde ve ruh, bir ve aynı şeydir. Hareket ve madde, evrenin temelidir, insan, duymak, düşünmek ve eylemde bulunmak özüne sahip olan maddeden yapılmıştır. Evren, kesin kanunlara uyar; her varlık ve her olay belirlenmiştir; belli nedenlerden ortaya çıkar. İnsanlar, başlarına gelen ve nedenlerini bilip anlayamadıkları felâketleri tanrısal bir varlığa bağlamışlar; bunları onun yaptığına inanmışlardır. Bundan ötürü, tanrı kavramının kaynağı, insanın duyduğu acıda, korkuda ve tedirginliktedir. Ruhun ölümsüzlüğüne inanmayan düşünür, sağlam bir sistem haline getirdiği maddeci felsefeyle, her şeyden önce dinin ve dinden doğan despotluğun eleştirmesini yapmak amacını güder.