İLK DÖNEM İSLÂM MANTIKÇILARININ MODALİTEYE YAKLAŞIMI - 3

Ebi Salt Dani, söz konusu eserde önermeleri sünai (ikili/çift) ve sülasi (üçlü) olmak üzere iki kısma ayırır. Sünai, konu ile irtibatında yükleminin bağa ihtiyaç duymadığı önermelerdir. Sülasi ise konu ile irtibatında yükleminin bağa ihtiyaç duyduğu önermelerdir. Sünai ve sülasi olan önermelerin her biri modaliteli olabileceği gibi, modalitesiz de olabilir. Ona göre modalité, yüklemin hangi açıdan konuyla irtibatlı olduğunu gösteren bir lafızdır. Modalitenin maddesinin zorunlu, mümkün ve imkansız olmak üzere üç cinsi vardır. ModaJitesiz oian önermeler, mutlak ve vücudi önerme olarak isimlendirilir. Zorunlu, varlığı daimi olan, yok olmayan, sürekli var olandır. İmkansız, zorunlunun karşıtıdır. Mümkün, zorunlu olmayan şeydir ve muhalden bir şeyin kendisinde sunulmadığı varlık olarak farz edilir. Mümkün; çokluk, azlık ve eşitlik üzerine gerçekleşen olmak üzere üç kısma ayrılır. Bunlardan birincisi ilimlerde kullanılırken, diğerleri ilimlerde kullanılmaz.

Ebi Salt Dani, önermenin unsurlarını (cüzlerini), konu, yüklem, bağ ve mod olmak üzere dört olarak kabul eder. Dani, mutlak sünai önermeye "Zeyd yürüyor", mutlak sülasi önermeye ise "Zeyd yürüyendir" örneklerini verirken, modaliteli olan sünaiye "Zeyd'in yürümesi mümkündür", modalitesi olan sülasiye ise "Zeyd'in yürüyen olması mümkündür" önermelerini ömek olarak vermektedir.

Ebi Salt Dani'nin önermelerin modalitesi konusunda İbn Sina çizgisini takip ettiği söylenebilir. Çünkü İbn Sina, yukarıda da ifade edildiği gibi önermelerin modalitesini ele alırken onların mümkün, zorunlu ve imkansız olabileceklerini ifade etmekte, mutlak önermeleri ise modalitesiz olarak nitelendirmektedir. Ancak yukarıda da ifade edildiği gibi Farabi'de durum farklıdır. Farabi mümkün, zorunlu ve mutlak önermelerin modalitesinden söz eder. O, İbn Sina ve Ebi Salt Dani'nin modalitesiz olarak kabul ettiği mutlak önermelerin modalitesine değinirken, imkansız önermelere değinmez.

Ebi Salt Dani, kıyasların modalitesini incelerken mutlak/vücudi, mümkün, zorunlu önermeleri ele alır. Önermelerin modalitesinde söz konusu ettiği imkansız önermelerin kıyaslarına hiç yer vermez. Yine Dani, zorunlu önermeler için Farabi ve İbn Sina'da olduğu gibi "vacip" kavramım kullanırken, kıyasların modalitesi kısmında "vacip" kavramını değil, "zaruri" kavramını kullanmayı tercih eder. Ayrıca modalitesiz dediği "mutlak" ve "vücudi" kavramlarından birini değil ikisini de kullanır. Buna göre Dani, Farabi 'nin önermelerin modalitesinde ele aldığı zorunlu, mümkün ve vücudi önermelerden meydana gelen kıyasların modalitesi üzerinde durmakta ve bu önermelerden oluşan kıyasların verebilecekleri sonuçları tablolar halinde inceleme konusu yapmaktadır.

Ebi Salt Dani, kıyasların modalitesini tablolar halinde incelerken onlarla ilgi detaylı açıklamalar vermek yerine söz konusu kıyas şekillerinin kaç tane modunun olduğunu ve bu modlann nasıl sonuç verdikleri üzerinde durur. Ayrıca Dani, kıyasların modalitesini ele alırken tablolarda yer verdiği mutlak, mümkün ve zorunlu önermelerin döndürmelerinin nasıl yapılacağına da kısaca değinerek birer örnek verir. Ona göre mutlak önerme tümel ise tikel olarak döndürülür. Mesela, "Bütün insanlar hayvandır" önermesi "Bazı hayvanlar insandır" şeklinde döndürülür.

Modalitenin durumu için başka hükümlerin var olduğunu ifade eden Dani, zorunlu önermelerin döndürmesinin mutlak önermenin döndürmesi gibi olduğunu zikreder. Ona göre mümkünlerin, mümkünün döndürmesi ve mümkün döndürme olmak üzere iki döndürmesi vardır. Mümkünün döndürmesi, şartlarında mutlak önermenin döndürmesiyle aynıdır. Buna göre tümel olumlu ve tikel olumlu önermelerin her biri iki olumlu, iki tikel ve iki mümkün olarak döndürülür. Tikel olumsuzun döndürmesi olmaz. Mümkün döndürme, önermenin cüzlerinin değişmesi, keyfiyetinin ise olduğu gibi kalması hususunda mutlak önermenin döndürmesine muhaliftir. Mesela, "Zeyd'in yürümesi mümkündür" önermesinin döndürmesi "Zeyd'in yürümemesi mümkündür" önermesidir. Bu maddede olumlu basite ile sürekli doğrulanan önerme, olumlu maduledir. Mümkün önermenin döndürülmesi ile mükemmel olmayan kıyasların iktiranı, mükemmel hale getirilir.

Dani, mutlak önermelerden meydana gelen kıyası, iktirani (yüklemli) kıyasın karşılığı olarak ele almaktadır. Bunlardan oluşan kıyasları iktirani kıyasın birinci, ikinci ve üçüncü şekli olarak sıralamak yerine "mutlak önermelerden meydana gelen kıyasın birinci, ikinci ve üçüncü şeklin iktiranları" şeklinde sıralar.

Dani gibi İspanyalı bir mantıkçı olan İbn Tumlus (1160-1223) , önermelerin sünai ve sülasi olarak ikiye ayrıldığını, bunların her ikisinin de modaliteli olabileceklerini ifade eder. Ona göre söz konusu her iki önerme çeşidinde de konu için yüklemin varlığının keyfiyetine delalet eden bir lafız bulunur. Bu lafız "modalité (cihet}" olarak isimlendirilir. Tumlus önermeler konusunu işlerken konu için mümkün, zorunlu ve mümteni olmak üzere üç modaliteden söz eder ve bunlara sırasıyla "Zeyd'in adil olması mümkündür", "Zeyd'in adil olması zorunludur" ve "Zeyd'in adil olması imkansızdır" önermelerini örnek verir. Ancak modal önermeler (cihatül kazaya) başlığında zorunlu, mümkün ve mutlak olmak üzere üç modalité üzerinde durur. İbn Tumlus, söz konusu başlık altında sadece olumsuz modal önermeleri işlerken mümteni'ye değinir ve mümtenin mümkünün olumsuzlanması halinde ortaya çıkabileceğini vurgular.

İbn Tumlus'un, modalité konusunda Farabi'yi takip ettiği söylenebilir. Çünkü yukarıda da ifade ettiğimiz gibi o, modalitesi bakımından Önermeleri zorunlu, mümkün ve mutlak kısımlarına ayırır. Mutlak, modalité alametlerinin kendisinde yer verilmediği önermedir. Mümkün, var olması da yok olması da söz konusu olabilen şeydir. Ancak hakiki mümkün, şu anda olmayan gelecekte olabilen şeydir. Zorunlu ise mutlaka olması gereken şeydir.

Zorunlu üçe ayrılır:

1. Sürekli var olan, yok olmayan zorunluluk. Buna "vücudi zorunluluk" denir.

2. Konu var olduğu sürece konuda var olan zorunluluk. "Konu devam ettiği sürece konunun içeriğinin konuda olması zorunludur" gibi.

3. Yüklemin varlığı devam ettiği sürece konuda yer alan zorunluluk (konudan ayrılabilen zorunluluk). Ayrılabilen arazlar gibi.

İbn Tumlus'a göre "Zeyd zorunlu olarak yürüyendir" önermesi zorunlu, "Zeyd'in yürümesi mümkündür" önermesi de mümkündür. Mutlak önerme ise ne zorunlu ne mümkün olan önermedir. Bu önermede konu ile yüklemin birleşmesi önemlidir; mesela "Zeyd yürüyendir" dendiği zaman bununla Zeyd'in bilfiil yürüyen olduğu kastedilir ve bu önermede modalité alametleri dışarıda bırakılır. İbn Tumlus, bununla imkan ve zaruret olmadan yüklemin konu için var olmasını kastediyor, ona göre böyle önermelere "mutlak ve vücudi" önermeler denir. Bir önerme maddesi bakımdan zorunlu olabilir, modalitesi bakımından zorunlu olmayabilir, modalitesi zorunlu olabilir, maddesi zorunlu olmayabilir. Kısaca madde ve modalité birbirinden farklı olabilir. Mesela, "İnsanın hayvan olması mümkündür" önermesi modalitesi bakımından mümkün, maddesi bakımından zorunludur. "İnsan zorunlu olarak hayvandır" önermesi hem maddesi hem de modalitesi bakımından zorunludur. "İnsan zorunlu olarak yürüyendir" önermesi ise modalitesi bakımından zorunlu, maddesi bakımından mümkündür. Yine Farabi'nin de işaret ettiği gibi bir önermenin modalitesi ve maddesi zorunlu olabilir; "İnsan zorunlu olarak hayvandır" ve "Üç zorunlu olarak tek sayıdır" gibi. Modalitesi ve maddesi mümkün olabilir; "İnsanın yürümesi mümkündür" gibi. Ve aynı şekilde önermenin modalitesi ve maddesi mutlak olabilir; "İnsan yürüyendir" gibi. Bu önerme ile Zeyd'in bilfiil yürüyen olduğu kastediliyorsa mutlak veya vücudidir. Zeyd'in bilfiil yürüyor olduğu ifade edilirse mümkün ve zorunluluk ortadan kalkar ancak yüklem konudan ayrılmaz. Böyle önermeler "mutlak" olarak isimlendirilir çünkü onlarda kendilerinde kesinlikle modalité şart koşulmaz. "Vücudi" olarak isimlendirilir çünkü kendisinde imkan ve zorunluluk şart koşulmaksızın varlığa delalet eder. Mutlak önermenin "vücudi" olarak isimlendirilmesi, onun zorunluluk ve imkan şartı olmaksızın vücuda delalet etmesinden dolayıdır.

İbn Tumlus, modalité konusunda neredeyse tamamen Farabi'yi takip etmektedir. Çünkü o da Farabi kadar ayrıntılı olmasa da modal önermelerdeki modalité ve madde ayırımına dikkat çekmekte ve örnekler vermektedir. Yine "mutlak" ve "vücudi" önerme tanımları neredeyse Farabi'nin tanımlarının aynısıdır. İbn Tumlus, Farabi ve Gazâlî'de olduğu gibi kıyasların modalitesine değinmemektedir.

Sonuç

İlk dönem İslâm mantıkçılarının modalité anlayışı zaman zaman birbirlerinden farklılık arz eder. İbn Sina da olduğu gibi önermelerin modalitesi zorunlu, mümkün ve imkansız olarak kabul edenler olduğu gibi Farabi'nin çizgisini takip edenler de vardır. Mesela Ebi Salt Dani, önermelerin modalitesi konusunda İbn Sina'yı takip ederken kıyasların modalitesinde imkansız önermelerden meydana gelen kıyasları inceleme konusu yapmamaktadır. Yine İbn Tumlus önermelerin modalitesi konusunda tamamen Farabi'yi takip etmektedir. Bazı yerlerde neredeyse aynı cümleleri kullanmaktadır. İslâm dünyasının önemli filozoflarından biri olan Gazâlî ise önermelerin konusunda İbn Sina'yı takip etmekte kıyasların modalitesine ise hiç değinmemektedir. Farabi ve İbn Tumlus'un mutlak önerme ile eş anlamda kullandıkları vücudi önermeleri ise tıpkı İbn Sina gibi zorunlu önermeler altında incelemektedir.


KAYNAKÇA

Ahmet Cevdet, Miyar-ı Sedat, Mantık Metinleri 2 içinde (haz. Kudret Büyükcoşkun), İstanbul, 1998.
Aristoteles, Organon II, Önerme, (Çev.: H. Ragıp Atademir), İstanbul 1996.
Organon III, Birinci Analitikler, (çev. H. Ragıp Atademir), İstanbul 1996.
Atademir, H. Ragıp, Aristo'nun Mantık ve İlim Anlayışı, Ankara, 1974.
Bolay, M. Naci, îbni Sina Mantığında Önermeler, İstanbul, 1994.
Çağncı, Mustafa, "İbn Teymiyye Bakışıyla Gazali-İbn Rüşd Tartışması", İslami Tetkikler Dergisi, C. IX, (Ayrı Basım).
Dani, Ebu Salt, Kitabu't-Takvimu'z-Zihn, IslamicPhylosophyiçinde, C. 81, Frankfurt,Almanya.
Durusoy, Ali "Kıyas Maddesi", D.İ.A.
Ebi Hacac Yusuf b. Muhammed b. Tumlus, Kitabu 7 Madhal li Sanaatil Aîantık, Islamic
Philosophy, C. 82, Frankfurt, Almanya, 2000.
Ebheri, îsaguci, Vezirhani Matbaası, 1287.
Keşfu'l-Hakaik, (tahk. Hüseyin Sarıoğlu), İstanbul, 1998.
Emiroğlu, İbrahim, Ana Hatlarıyla Klasik Mantık, Bursa, 1999.
Farabi, Peri Hennenias (Kitabu'1-İbare), (nşr. Mübahat Türker-Kiiyel), Ankara, 1990.
Gazali, Makasıdu'l-Felasife, (tahk. S. Dünya), Mısır, 196.
, Mihakku'n-Nazar, (tahk. Refik Acem), Beyrut, 1994.
Miyaru'1-İlm, (nşr. Süleyman Dünya), Kahire, 1961.
İbn Sina, en-Necat, (tahk. Sabri el-Kurdi), Mısır, 1938 (1357).
Köz, İsmail, İslam Mantıkçılarında Modalité Teorisi, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara, 2000.
Öner, Necati, "Klasik Mantıkta Modalité: Modal Önermeler", A.Ü.İ.F. Dergisi, C.XV,1967.
Felsefe Yolunda Düşünceler, Ankara, 1999.
Klasik Mantık, Ankara, 1996.
Rescher, Nicholas, The Development of Arabic Logic, London, 1964.
Saidi, Abdül Müteal, Tecdidu İlmi'l-Mantık fi Şerhi Hubeysi ala't-Tezhib, trz, 3. Bsk.Kahire.
Ülken, H. Ziya, Mantık Tarihi, İstanbul, 1942.
Zimmermann, F. W. Al-Farabi's Commentry and Short Treatise on Aristotle's De Interretatione, London, 1981.
1 | 2 | 3

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP