Diyojen'den Bilgelik Hikayeleri - 1
|
SADAKA
Diyojen'e sorarlar:
"İnsanlar niye dilencilere sadaka verir de, filozoflara vermez?"
Diyojen, "Çünkü bir gün topal ya da kör olabileceklerini düşünürler, ama filozof olabilecekleri akıllarından geçmezler de, ondan" der
EŞYALAR OLMADAN DA YAŞAYABİLMEK
Diyojen, başından büyük belalar geçmiş, hatta esir olarak satılmış bir filozoftur. Çok fakir olmasına rağmen, yanında sadece bir torbası, bir çanağı, bir de sopasının dışındaki tüm eşyasını dağıtmıştır. Diyojen bir gün eli ile su içen bir çocuğu görünce, bu da gereksizmiş diyerek elindeki çanağı da atar. Böylece eşyalar olmadan da yaşanabileceğini göstermiş olur insanlığa.
CİDDİ ŞEYLER
Diyojen bir gün ahali arasında ciddi meselelerden bahsetmek istedi. Fakat kimse dinlemeyince, kuş gibi ötmeğe başladı. Bu sefer herkes pür dikkat kesilmişti. O zaman Diyojen ahaliye dönerek: "Demek siz ciddi şeylerden değil de, ancak böyle gayri ciddi şeylerden hoşlanıyorsunuz" der.
NASIL OLSA ALT ÜST OLACAK
Bazılarına göre koleradan, bazılarına göre ise nefesini tutarak kendi kendini boğduğu rivayet edilen ve nasıl öldüğü konusunda tam bir bilgiye sahip olmadığımız Diyojen'e bir arkadaşı sorar:
"Öldüğün zaman, seni nasıl gömelim?" Dedi ki:
"Yüzükoyun gömün; çünkü yalanda nasıl olsa her şey alt üst olacak."
KEMİK FARKI
Büyük İskender, Diyojen'i üst üste yığılmış insan kemikleri arasında bir şey ararken görür."Ne arıyorsun?" diye sorar. "Babanızın kemiklerini" diye cevaplar Diyojen; "Ama hangisinin kölelere, hangisinin babanıza ait olduğunu bir türlü ayırt edemiyorum."
BEN ÇEKİLİRİM
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, birgün çok dar bir sokakta, zenginliğinden başka özelliği olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir...
Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa, "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der.
Diyojen, kenara çekilerek gayet sakince şu karşılığı verir: "Ben çekilirim!!"
İNSANIN KIYMETİ
Yunan-Pers savaşları sonunda Pers (İran) askerleri esir edilip Atina meydanında satılığa çıkarılırlar. İranlı esir askerlerin üzerindeki göz kamaştırıcı elbiselerin bir çırpıda satılmasına karşılık, esirlere alıcı çıkmaması üzerine; orada bulunan Diyojen, düşünceli düşünceli:
"İnsan ne garip mahlûk! Arızî meziyetler üzerinden sökülüp atılınca, kendisi beş para bile etmiyor" der.
DEĞER Mİ?
Diyojen, halkın dünya için sabahtan akşama kadar uğraştıklarını, büyük binalar yaptıklarını, çektikleri zahmet ve meşakkatleri gördükçe, "insanlar, yetmiş sene değil, yedi yüz sene yaşasalardı, acaba neler yapmazlardı ki?!" dermiş.
YARIŞ
Diyojen, yaşlandığı için kendini yormamasını ve istirahat etmesini isteyenlere şu cevabı vermiş:
"Eğer bir yarışa katılmış olsaydınız, hedefinize yaklaştığınızda yavaşlar mıydınız?"
İKİ KULAK BİR AĞIZ
Filozof Diyojen'e sormuşlar:
"Üstadım! Niçin iki kulağımız, ama bir tek ağzımız var?"
Diyojen;
"Az konuşalım, ama çok dinleyelim diye" demiş.
KORKU
Korkulu rüyadan ürkenlere Diyojen, "Size hayret ediyorum" dermiş. "Uyanık iken adım başı gördüğünüz kötü şeylere aldırış etmediğiniz halde, uykuda gördüğünüz hayâli şeylerden korkuyorsunuz."
SERVET YOLU
Diyojen'e bir gün servet düşkünü biri, insanı servete kavuşturan yolun hangi yol olduğunu sormuş. O da yüzünü ekşiterek şöyle cevap vermiş:
"Aynı zamanda hem sağdan gidersin, hem soldan gidersin, hem bütün yollardan birden gidersin: işte o zaman hedefine ulaşırsın."
HAYVANLARDAN EN ŞİDDETLİ ISIRAN
Diyojen'e, "Hayvanlardan en şiddetli ısıran hangisidir?" diye sorarlar.
"Vahşi hayvanlardan, insanın gıyabında konuşanlar; ehli hayvanlardan ise, dalkavuklar" diye cevap verir.
DİYOJEN VE KALİSTEN
Meşhur Yunan filozofu Aristo'nun yeğeni Kalisten de filozoftur ve Büyük İskender'in maiyetinde bulunmuştur.
Bir gün Diyojen'e, dostlarından biri ondan şöyle bahsetmiş:
"Ne mutlu başına, ne bahtiyar adammış Kalisten! İskender'in maiyetinde bulunduğu için, kralın ziyafetlerinde de önemli yeri vardır."
Diyojen yüzünü ekşitir ve "Aksine ne mutsuz adammış demelisin; çünkü kendi karnı acıktığı zaman değil, İskender'in canı istediği zaman yemek yiyebiliyor" der.
Diyojen haksız değilmiş; çünkü Kalisten, İskender'in tanrılık taslamasını tenkit ettiği için, idam edilmiştir.
DİYOJEN VE MERCİMEK ÇORBASI
Diyojen, bir gün kendine çorba yapmak için çeşmenin başında mercimek ayıklıyormuş. Onu gören, krala dalkavukluğuyla meşhur Kalisten, Diyojen'in yanına yaklaşarak alaylı bir tavırla ne yaptığını sorar. Diyojen hiç istifini bozmadan, kendine çorba yapmak için mercimek ayıkladığını söyler. "Sen de benim gibi krala yanaşsaydın, mercimek ayıklamak zorunda kalmazdın" dediğinde, Diyojen hiç lafını esirgemeden cevap verir:
"Sen de böyle mercimek çorbasına kanaat etmesini becerebilseydin, krala dalkavukluk etmek zorunda kalmazdın" der.
DİYOJEN'İN İNTİKAMI
Hamal, sırtında taşıdığı keresteyi ünlü filozof Diyojen'in kafasına çarptıktan sonra "Dikkat!.", diye bağırmış. Diyojen o gün hiç sesini çıkarmadan akşam etmiş. Ertesi gün eline geçirdiği bir sopayla, sokakta rastladığı hamalın kafasına vurduktan sonra, "Dikkat!.." diye bağırarak yoluna devam etmiş.
BOŞ EV
Yakışıklı ve iyi giyimli bir gençle tanışan Diyojen, bu gencin son derece ahmakça sözler söylediğini görür. Kendisine bu genç hakkındaki fikrini soranlara şu cevabı verir:
"Muhteşem bir ev. Fakat içinde kimse yok, yani bomboş."
DÜNYADA EN FENA HAL
Diyojen'e, "Dünyada en fena hal nedir?" diye sorarlar. "Hem ihtiyar, hem fakir olmaktır" diye cevap verir.
NE VAKİT EVLENMELİ?
Birisi Diyojen'e, "Adam ne vakit evlenmeli?" diye sorar.
"Genç ise, henüz evlenme zamanı gelmemiştir. İhtiyar ise, vakti geçmiştir" der.
Kaynak: Cevdet Kılıç - Bilgelik Hikayeleri
Diyojen'e sorarlar:
"İnsanlar niye dilencilere sadaka verir de, filozoflara vermez?"
Diyojen, "Çünkü bir gün topal ya da kör olabileceklerini düşünürler, ama filozof olabilecekleri akıllarından geçmezler de, ondan" der
EŞYALAR OLMADAN DA YAŞAYABİLMEK
Diyojen, başından büyük belalar geçmiş, hatta esir olarak satılmış bir filozoftur. Çok fakir olmasına rağmen, yanında sadece bir torbası, bir çanağı, bir de sopasının dışındaki tüm eşyasını dağıtmıştır. Diyojen bir gün eli ile su içen bir çocuğu görünce, bu da gereksizmiş diyerek elindeki çanağı da atar. Böylece eşyalar olmadan da yaşanabileceğini göstermiş olur insanlığa.
CİDDİ ŞEYLER
Diyojen bir gün ahali arasında ciddi meselelerden bahsetmek istedi. Fakat kimse dinlemeyince, kuş gibi ötmeğe başladı. Bu sefer herkes pür dikkat kesilmişti. O zaman Diyojen ahaliye dönerek: "Demek siz ciddi şeylerden değil de, ancak böyle gayri ciddi şeylerden hoşlanıyorsunuz" der.
NASIL OLSA ALT ÜST OLACAK
Bazılarına göre koleradan, bazılarına göre ise nefesini tutarak kendi kendini boğduğu rivayet edilen ve nasıl öldüğü konusunda tam bir bilgiye sahip olmadığımız Diyojen'e bir arkadaşı sorar:
"Öldüğün zaman, seni nasıl gömelim?" Dedi ki:
"Yüzükoyun gömün; çünkü yalanda nasıl olsa her şey alt üst olacak."
KEMİK FARKI
Büyük İskender, Diyojen'i üst üste yığılmış insan kemikleri arasında bir şey ararken görür."Ne arıyorsun?" diye sorar. "Babanızın kemiklerini" diye cevaplar Diyojen; "Ama hangisinin kölelere, hangisinin babanıza ait olduğunu bir türlü ayırt edemiyorum."
BEN ÇEKİLİRİM
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, birgün çok dar bir sokakta, zenginliğinden başka özelliği olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir...
Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa, "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der.
Diyojen, kenara çekilerek gayet sakince şu karşılığı verir: "Ben çekilirim!!"
İNSANIN KIYMETİ
Yunan-Pers savaşları sonunda Pers (İran) askerleri esir edilip Atina meydanında satılığa çıkarılırlar. İranlı esir askerlerin üzerindeki göz kamaştırıcı elbiselerin bir çırpıda satılmasına karşılık, esirlere alıcı çıkmaması üzerine; orada bulunan Diyojen, düşünceli düşünceli:
"İnsan ne garip mahlûk! Arızî meziyetler üzerinden sökülüp atılınca, kendisi beş para bile etmiyor" der.
DEĞER Mİ?
Diyojen, halkın dünya için sabahtan akşama kadar uğraştıklarını, büyük binalar yaptıklarını, çektikleri zahmet ve meşakkatleri gördükçe, "insanlar, yetmiş sene değil, yedi yüz sene yaşasalardı, acaba neler yapmazlardı ki?!" dermiş.
YARIŞ
Diyojen, yaşlandığı için kendini yormamasını ve istirahat etmesini isteyenlere şu cevabı vermiş:
"Eğer bir yarışa katılmış olsaydınız, hedefinize yaklaştığınızda yavaşlar mıydınız?"
İKİ KULAK BİR AĞIZ
Filozof Diyojen'e sormuşlar:
"Üstadım! Niçin iki kulağımız, ama bir tek ağzımız var?"
Diyojen;
"Az konuşalım, ama çok dinleyelim diye" demiş.
KORKU
Korkulu rüyadan ürkenlere Diyojen, "Size hayret ediyorum" dermiş. "Uyanık iken adım başı gördüğünüz kötü şeylere aldırış etmediğiniz halde, uykuda gördüğünüz hayâli şeylerden korkuyorsunuz."
SERVET YOLU
Diyojen'e bir gün servet düşkünü biri, insanı servete kavuşturan yolun hangi yol olduğunu sormuş. O da yüzünü ekşiterek şöyle cevap vermiş:
"Aynı zamanda hem sağdan gidersin, hem soldan gidersin, hem bütün yollardan birden gidersin: işte o zaman hedefine ulaşırsın."
HAYVANLARDAN EN ŞİDDETLİ ISIRAN
Diyojen'e, "Hayvanlardan en şiddetli ısıran hangisidir?" diye sorarlar.
"Vahşi hayvanlardan, insanın gıyabında konuşanlar; ehli hayvanlardan ise, dalkavuklar" diye cevap verir.
DİYOJEN VE KALİSTEN
Meşhur Yunan filozofu Aristo'nun yeğeni Kalisten de filozoftur ve Büyük İskender'in maiyetinde bulunmuştur.
Bir gün Diyojen'e, dostlarından biri ondan şöyle bahsetmiş:
"Ne mutlu başına, ne bahtiyar adammış Kalisten! İskender'in maiyetinde bulunduğu için, kralın ziyafetlerinde de önemli yeri vardır."
Diyojen yüzünü ekşitir ve "Aksine ne mutsuz adammış demelisin; çünkü kendi karnı acıktığı zaman değil, İskender'in canı istediği zaman yemek yiyebiliyor" der.
Diyojen haksız değilmiş; çünkü Kalisten, İskender'in tanrılık taslamasını tenkit ettiği için, idam edilmiştir.
DİYOJEN VE MERCİMEK ÇORBASI
Diyojen, bir gün kendine çorba yapmak için çeşmenin başında mercimek ayıklıyormuş. Onu gören, krala dalkavukluğuyla meşhur Kalisten, Diyojen'in yanına yaklaşarak alaylı bir tavırla ne yaptığını sorar. Diyojen hiç istifini bozmadan, kendine çorba yapmak için mercimek ayıkladığını söyler. "Sen de benim gibi krala yanaşsaydın, mercimek ayıklamak zorunda kalmazdın" dediğinde, Diyojen hiç lafını esirgemeden cevap verir:
"Sen de böyle mercimek çorbasına kanaat etmesini becerebilseydin, krala dalkavukluk etmek zorunda kalmazdın" der.
DİYOJEN'İN İNTİKAMI
Hamal, sırtında taşıdığı keresteyi ünlü filozof Diyojen'in kafasına çarptıktan sonra "Dikkat!.", diye bağırmış. Diyojen o gün hiç sesini çıkarmadan akşam etmiş. Ertesi gün eline geçirdiği bir sopayla, sokakta rastladığı hamalın kafasına vurduktan sonra, "Dikkat!.." diye bağırarak yoluna devam etmiş.
BOŞ EV
Yakışıklı ve iyi giyimli bir gençle tanışan Diyojen, bu gencin son derece ahmakça sözler söylediğini görür. Kendisine bu genç hakkındaki fikrini soranlara şu cevabı verir:
"Muhteşem bir ev. Fakat içinde kimse yok, yani bomboş."
DÜNYADA EN FENA HAL
Diyojen'e, "Dünyada en fena hal nedir?" diye sorarlar. "Hem ihtiyar, hem fakir olmaktır" diye cevap verir.
NE VAKİT EVLENMELİ?
Birisi Diyojen'e, "Adam ne vakit evlenmeli?" diye sorar.
"Genç ise, henüz evlenme zamanı gelmemiştir. İhtiyar ise, vakti geçmiştir" der.
Kaynak: Cevdet Kılıç - Bilgelik Hikayeleri