EPİKTETOS’UN HAYATI, ESERLERİ ve FELSEFİ GÖRÜŞLERİ - 3
|
d-Ahlak Anlayışı:
Felsefesini genellikle ahlak üzerine kuran Epiktetos, bu konuya eserinde oldukça geniş yer vermiştir. Görüşlerini bir nasihat ve öğüt şeklinde ifade eden düşünürümüz, kişinin kendisine ister yalnız isterse toplumda iken hiç değişmeyecek bir karakter ve her vakit boyun eğeceği moral kuralları bulmasını söylemiştir. O, bir insanın dünyanın gidişatından kendini kurtaramayacağını göz önüne alarak yapılan en iyi şeyin dünyanın gidişatını olduğu gibi benimseyip hem sıkıntıdan hem de tedirginlikten kurtulmanın mümkün olduğunu ileri sürmektedir.
Onun nasihat şeklindeki ahlaki kurallarından bazılarını zikretmenin faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bu kurallar şunlardır:
1- Evlenmeden önce elinden geldiği kadar cinsi zevklere karşı perhizli ol. Eğer bu zevklere yanaşırsan hiç olmazsa sapık olma. Yaptığın perhizle övünme.
2- Biri çıkar da bir kimsenin seni yerdiğini söylerse ileri sürüleni yalanlamağa kalkma.
3- Herhangi bir olayda sonuç nasıl çıkarsa çıksın sevinmeğe çalış. Böylece ne kızar ne de üzülürsün. Alkıştan, kahkahadan ve taşkın hareketlerden çekin. Evine döndüğün zaman, gördüklerinden uzun uzadıya laf açma. Çünkü bunlar ne senin huylarını düzeltmeğe, ne de seni daha ahlaklı bir adam haline getirmeğe yarar.
4- Edebe aykırı lakırdılara kendini bırakıp koyuvermek çok tehlikelidir. Böyle konuşmalara tanık olursan, fırsat düşünce konuşanı azarlamaktan çekinme. Olmazsa sus ve yüzünün kızarmasıyla, bakışlarının ağırlığı ile bu lakırdıların hoşuna gitmediğini belli et.
5- Bir işe girerken, bu işi yapmanın senin ödevin olduğunu bildikten sonra, halk ne kadar kötü düşünecek olursa olsun yaparken görülmüş olmaktan korkma. Bu davranış kötü ise onu hiç yapma.
6- İnsanlar kendilerine ya çok pahalı ya da çok ucuz değer biçerler. Herkes kendine ne değer biçerse pahası odur.
7- İyi ve kötü senin isteğine bağlıdır. Güzel, iyi, kötü, doğru, yanlış anlamları, incelikle ve ölçü ile uygulamasını öğrenmeden önce, herkesin rasgele kullandığı terimlerdir. Kavgalar, çatışmalar ve savaşlar hep bundan doğar. Ben “bu doğrudur” derim. Başka biri “doğru değildir” der. Nasıl anlaşmalı? İyice yargılamak için elimizde hangi kural var? İnanç mı? İşte iki kişiyiz ve ikimizin de birbirine zıt iki inancımız var. Doğrusu inanç nasıl güvenilir bir yargıç olabilir? Delilerinde kendilerine göre bir inançları var. Öyleyse gerçeği öğrenebilmek için sarsılmaz bir kuralın olması gerekir. Bu kural cinste görülen özellikleri türe uygulamaktır. Böylece herkesin benimsediği karakterler her özel olay karşısında geri düşüncelerimizi doğru yola getirecektir.
8- Dünyaya gelen insanların bir kısmı satmak, bir kısmıda satın almak için gelmişlerdir.
9-Kötü huylara ve ihtiraslara düşkün kimselerin ruhu hiç doymaz. Kararsız, akımlarına uyarak sürüklenip durur. Bunlar dost olamazlar.
10- Güzellik ile çirkinlik arasında başkalık olmadığını ileri sürmek nankör ve toy olmaktır. Güzelliği yok sayarak ondan kurtulmak mümkün değildir. Onu bilmek ve ona dayanmak gerektir.
11- Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel söz anlama sanatı vardır.
12- İyice kendine güvenmeden kötü alışkanlıklarla üstünkörü de olsa savaşma. Çünkü savaş için şimdilik iki güç denk değildir. Seni yenmiş olan yine yenebilir.
13- İnsanın gerçek soyluluğu doğuştan değil erdemden gelir.
14- Balmumundan inançlarımız oldukça güneşten uzaklaşınız.
15- Sağlık bir iyilik, hastalık bir kötülüktür.-Yanlış düşünce. Sağlığı yerinde kullanmak bir iyilik, kullanmamak bir kötülüktür. Hastalığı akıllıca yönetmek bir iyilik, yönetmemek bir kötülüktür.
16- Bütün istemediklerini yapan kötü bir adam bulunamayacağı gibi özgür olan kötü bir adam da yoktur.
17- Olgun ve kültürlü insan; varlığına, başkaları için kıyarak onu kazanır.
18- Uydurma bir özgürlüğü kazanmak için insanlar en büyük tehlikelere göğüs gererler. Sen gerçek, güvenli hiçbir gücün elinden alamayacağı özgürlüğü kazanmak için hiçbir yol bulmayacak mısın? En küçük bir sıkıntıya girmeyecek misin?
19- İstediğini elde eder etmez mutlu olacağını sanıyorsun. Aldanıyorsun. Onu elde eder etmez eşit kaygılar, özlemler, tiksinmeler, korkular, istekler başgösterecek.
20-Mutluluk elde etmekte ve zevk duymakta değil, ama istememektedir. Çünkü mutluluk özgür olmaktadır.
21- Yaşlı bir zengine dalkavukluk edeceğine olgun bir adama yaranmağa çalış.
22- Dostlarının alayları senin yaşayışını değiştirmeğe engel olmasın. Rezalet içinde olup, onlara yaranmayımı, ya da erdemli olarak onların gözünden düşmeyi mi üstün tutarsın?
23- Bize yabancı her şey, değer verince bizi köleliğe götürebilir.
24- Gerçek mutluluğun karakteri, sürmek ve hiçbir engele çarpmamaktır. Bu iki karakteri olmayan mutluluk gerçek değildir.
25- Aklını geliştirmek, olgunlaştırmak, tabiata uymaya alışmak ve ödevlerini yerine getirmek için uyanık kalırsan ancak o zaman sana idealist derim. Çünkü insana yaraşır tek ideal işte budur.
26- İnsan, temizliği, iyiliği, vefayı, adaleti yitirdiği vakit ve ruhuna Allah’ın işlediği Tanrısal değerler silindiği vakit mutsuzdur.
27- Güzel sözler yazarız. Ama bu sözler bize işlemişmidir ve onları uyguluyor muyuz?
28- Bugün göz yumulan küçük bir yanlış adım, yarın seni daha büyüğüne yuvarlayacak ve sürüp giden bu aldırmazlık senin hiç düzeltemeyeceğin bir alışkanlık meydana getirecektir.
e- Akıl Anlayışı :
Epiktetos, kişiyi yönetenin insanın aklı olduğunu söyleyerek, “Her şeye özendiğin gibi varlığının en temelli yönünün kısası seni yöneten aklın da çarpılmamasına özen. Hayatımızın her hareketinde bu kurala uyarsak her şeyi daha güvenle yapmış oluruz” diye konu hakkındaki görüşlerini açıklama yoluna gitmektedir.
Epiktetos, insan aklının, bedeni yönettiği için dengelerin korunmasına işaret ederek, “Her şeyi yoluna koyacak olan akıl sapıtırsa onu yoluna kim koyacak?” şeklinde bu konuyu dile getirmiştir.
Filozofumuz, kişinin, aklı olan geçici bir hayvan olduğunu onun ancak akıl ile hayvanlardan ayrıldığını belirterek, insanın akıldan uzaklaştığı, akılsızca hareket ettiği zaman kaybolup kendi vasıflarından sıyrılacağını ve geriye sadece bedeni olan bir hayvanın ortaya çıktığını belirtir.
Aklın, iyinin ölçüsü olacağını bunun toplumsal olaylar içinde geçerli olduğunu belirten Epiktetos, “Kolektif aklın emrettiği prensiplerle yönetilen bir kentte; düzenin, ölçü ve çekingenliğin bulunduğu görülür. Böyle bir kentte en doğru inançlar ele alınacak ve her türlü erdem başüstünde yer bulacaktır. Orda adalet nur saçacaktır, güvenlik iyi düzenlenecek, herkesin çoluğu çocuğu olacak ve bu çocuklar iyi terbiye edilerek yetiştirilecek, herkes imanla Allah’a kulluk edecektir” şeklinde görüş ileri sürmektedir.
Felsefesini genellikle ahlak üzerine kuran Epiktetos, bu konuya eserinde oldukça geniş yer vermiştir. Görüşlerini bir nasihat ve öğüt şeklinde ifade eden düşünürümüz, kişinin kendisine ister yalnız isterse toplumda iken hiç değişmeyecek bir karakter ve her vakit boyun eğeceği moral kuralları bulmasını söylemiştir. O, bir insanın dünyanın gidişatından kendini kurtaramayacağını göz önüne alarak yapılan en iyi şeyin dünyanın gidişatını olduğu gibi benimseyip hem sıkıntıdan hem de tedirginlikten kurtulmanın mümkün olduğunu ileri sürmektedir.
Onun nasihat şeklindeki ahlaki kurallarından bazılarını zikretmenin faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bu kurallar şunlardır:
1- Evlenmeden önce elinden geldiği kadar cinsi zevklere karşı perhizli ol. Eğer bu zevklere yanaşırsan hiç olmazsa sapık olma. Yaptığın perhizle övünme.
2- Biri çıkar da bir kimsenin seni yerdiğini söylerse ileri sürüleni yalanlamağa kalkma.
3- Herhangi bir olayda sonuç nasıl çıkarsa çıksın sevinmeğe çalış. Böylece ne kızar ne de üzülürsün. Alkıştan, kahkahadan ve taşkın hareketlerden çekin. Evine döndüğün zaman, gördüklerinden uzun uzadıya laf açma. Çünkü bunlar ne senin huylarını düzeltmeğe, ne de seni daha ahlaklı bir adam haline getirmeğe yarar.
4- Edebe aykırı lakırdılara kendini bırakıp koyuvermek çok tehlikelidir. Böyle konuşmalara tanık olursan, fırsat düşünce konuşanı azarlamaktan çekinme. Olmazsa sus ve yüzünün kızarmasıyla, bakışlarının ağırlığı ile bu lakırdıların hoşuna gitmediğini belli et.
5- Bir işe girerken, bu işi yapmanın senin ödevin olduğunu bildikten sonra, halk ne kadar kötü düşünecek olursa olsun yaparken görülmüş olmaktan korkma. Bu davranış kötü ise onu hiç yapma.
6- İnsanlar kendilerine ya çok pahalı ya da çok ucuz değer biçerler. Herkes kendine ne değer biçerse pahası odur.
7- İyi ve kötü senin isteğine bağlıdır. Güzel, iyi, kötü, doğru, yanlış anlamları, incelikle ve ölçü ile uygulamasını öğrenmeden önce, herkesin rasgele kullandığı terimlerdir. Kavgalar, çatışmalar ve savaşlar hep bundan doğar. Ben “bu doğrudur” derim. Başka biri “doğru değildir” der. Nasıl anlaşmalı? İyice yargılamak için elimizde hangi kural var? İnanç mı? İşte iki kişiyiz ve ikimizin de birbirine zıt iki inancımız var. Doğrusu inanç nasıl güvenilir bir yargıç olabilir? Delilerinde kendilerine göre bir inançları var. Öyleyse gerçeği öğrenebilmek için sarsılmaz bir kuralın olması gerekir. Bu kural cinste görülen özellikleri türe uygulamaktır. Böylece herkesin benimsediği karakterler her özel olay karşısında geri düşüncelerimizi doğru yola getirecektir.
8- Dünyaya gelen insanların bir kısmı satmak, bir kısmıda satın almak için gelmişlerdir.
9-Kötü huylara ve ihtiraslara düşkün kimselerin ruhu hiç doymaz. Kararsız, akımlarına uyarak sürüklenip durur. Bunlar dost olamazlar.
10- Güzellik ile çirkinlik arasında başkalık olmadığını ileri sürmek nankör ve toy olmaktır. Güzelliği yok sayarak ondan kurtulmak mümkün değildir. Onu bilmek ve ona dayanmak gerektir.
11- Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel söz anlama sanatı vardır.
12- İyice kendine güvenmeden kötü alışkanlıklarla üstünkörü de olsa savaşma. Çünkü savaş için şimdilik iki güç denk değildir. Seni yenmiş olan yine yenebilir.
13- İnsanın gerçek soyluluğu doğuştan değil erdemden gelir.
14- Balmumundan inançlarımız oldukça güneşten uzaklaşınız.
15- Sağlık bir iyilik, hastalık bir kötülüktür.-Yanlış düşünce. Sağlığı yerinde kullanmak bir iyilik, kullanmamak bir kötülüktür. Hastalığı akıllıca yönetmek bir iyilik, yönetmemek bir kötülüktür.
16- Bütün istemediklerini yapan kötü bir adam bulunamayacağı gibi özgür olan kötü bir adam da yoktur.
17- Olgun ve kültürlü insan; varlığına, başkaları için kıyarak onu kazanır.
18- Uydurma bir özgürlüğü kazanmak için insanlar en büyük tehlikelere göğüs gererler. Sen gerçek, güvenli hiçbir gücün elinden alamayacağı özgürlüğü kazanmak için hiçbir yol bulmayacak mısın? En küçük bir sıkıntıya girmeyecek misin?
19- İstediğini elde eder etmez mutlu olacağını sanıyorsun. Aldanıyorsun. Onu elde eder etmez eşit kaygılar, özlemler, tiksinmeler, korkular, istekler başgösterecek.
20-Mutluluk elde etmekte ve zevk duymakta değil, ama istememektedir. Çünkü mutluluk özgür olmaktadır.
21- Yaşlı bir zengine dalkavukluk edeceğine olgun bir adama yaranmağa çalış.
22- Dostlarının alayları senin yaşayışını değiştirmeğe engel olmasın. Rezalet içinde olup, onlara yaranmayımı, ya da erdemli olarak onların gözünden düşmeyi mi üstün tutarsın?
23- Bize yabancı her şey, değer verince bizi köleliğe götürebilir.
24- Gerçek mutluluğun karakteri, sürmek ve hiçbir engele çarpmamaktır. Bu iki karakteri olmayan mutluluk gerçek değildir.
25- Aklını geliştirmek, olgunlaştırmak, tabiata uymaya alışmak ve ödevlerini yerine getirmek için uyanık kalırsan ancak o zaman sana idealist derim. Çünkü insana yaraşır tek ideal işte budur.
26- İnsan, temizliği, iyiliği, vefayı, adaleti yitirdiği vakit ve ruhuna Allah’ın işlediği Tanrısal değerler silindiği vakit mutsuzdur.
27- Güzel sözler yazarız. Ama bu sözler bize işlemişmidir ve onları uyguluyor muyuz?
28- Bugün göz yumulan küçük bir yanlış adım, yarın seni daha büyüğüne yuvarlayacak ve sürüp giden bu aldırmazlık senin hiç düzeltemeyeceğin bir alışkanlık meydana getirecektir.
e- Akıl Anlayışı :
Epiktetos, kişiyi yönetenin insanın aklı olduğunu söyleyerek, “Her şeye özendiğin gibi varlığının en temelli yönünün kısası seni yöneten aklın da çarpılmamasına özen. Hayatımızın her hareketinde bu kurala uyarsak her şeyi daha güvenle yapmış oluruz” diye konu hakkındaki görüşlerini açıklama yoluna gitmektedir.
Epiktetos, insan aklının, bedeni yönettiği için dengelerin korunmasına işaret ederek, “Her şeyi yoluna koyacak olan akıl sapıtırsa onu yoluna kim koyacak?” şeklinde bu konuyu dile getirmiştir.
Filozofumuz, kişinin, aklı olan geçici bir hayvan olduğunu onun ancak akıl ile hayvanlardan ayrıldığını belirterek, insanın akıldan uzaklaştığı, akılsızca hareket ettiği zaman kaybolup kendi vasıflarından sıyrılacağını ve geriye sadece bedeni olan bir hayvanın ortaya çıktığını belirtir.
Aklın, iyinin ölçüsü olacağını bunun toplumsal olaylar içinde geçerli olduğunu belirten Epiktetos, “Kolektif aklın emrettiği prensiplerle yönetilen bir kentte; düzenin, ölçü ve çekingenliğin bulunduğu görülür. Böyle bir kentte en doğru inançlar ele alınacak ve her türlü erdem başüstünde yer bulacaktır. Orda adalet nur saçacaktır, güvenlik iyi düzenlenecek, herkesin çoluğu çocuğu olacak ve bu çocuklar iyi terbiye edilerek yetiştirilecek, herkes imanla Allah’a kulluk edecektir” şeklinde görüş ileri sürmektedir.