FRANCIS BACON'UN 'NOVUM ORGANUM' ADLI ESERİYLE DÜŞÜNCE TARİHÎNE GETİRDİĞİ YENİLİKLER - 1
|
Sema Önal AKKAŞ
Bu incelemenin amacı, Francis Bacon'un 'Novum Organum' adlı eseriyle fikir alanına ne gibi bir katkıda bulunduğunu tesbit etmektir; ve, bu eserin Aristoteles ve Galileo ile metod anlayışı bakımından mukayesesini yapmaktır. Bacon, bu eserinde bilimlere ve felsefeye yeni bir metod getirdiği iddiasındadır. Bacon, getirdiği bu metod ile bilimlerin ve felsefenin yeni baştan înşa edileceğini ve daha da ilerleyeceğini düşünmektedir.
Acaba Bacon, bilimlere ve felsefeye gerçekten yeni bir metod getirebilmiş midir? O'nun önerdiği bu metod, bilimler üzerinde ne ölçüde etkili olabilmiştir? Bacon, geleneksel düşüncenin ve geleneksel metod olan kıyas metodunun etkisinden ne ölçüde kurtulabilmiştir?
Bu sorularla altını çizdiğimiz noktalara temas etmeden önce Francis Bacon'un çok kısa hayatını ve kişiliğini yansıtan bir kaç sözünü vererek 'Novum Organum' adlı eserini tanıtalım.
Francis Bacon, 1561'de Londra'da doğmuş. 1626'da 65yaşında ölmüştür. Özellikle, İngiltere'de büyük yankı uyandıran bir filozof ve devlet adamıdır. O, insanlığa hizmet etmek için dğduğunu düşünmüş ve hayatı boyunca insanlığa yararlı olmayı kendisine rehber edinmiş bir filozoftur. Nitekim, vasiyetnâmesindeki "ruhumu Tanrı'ya, cesidimi karanlık mezara, adımı gelecek yıllarda yabancı uluslara miras bırakıyorum"(Bkz. Prof. Fmdıkoğlu Z. Fahri: Metodoloji Nazariyeleri İstanbul 1950, s. 147) cümlesi onun kendi büyüklüğüne inandığını göstermektedir.
Bacon, kendi 'tabiat'ıyla (mizacıyla) gerçeklik arasında bir birliğin ve bağın bulunduğuna inanmıştır, tabiat Bilimlerinin okutulması için kürsülerin açılmasını vasiyet etmişse de bıraktığı servetin azlığı yüzünden bu isteği yerine getirilememiştir.
Francis Bacon, insanın yöntemli düşünmesini sağlamak ve insanları yöntemli düşünmeye sevketmek amacıyla bir eser kaleme almak ister. Bunun için de 'Great Instauration' (Büyük Yenilenme) adını verdiği bir eser planlar. O'na göre bu eser altı bölümden oluşacaktır.
1. "Bilimlerin Bölümleri" (The Division of Sciences)
2. "Yeni Âlet veya 'tabiat'ın Yorumu Üzerine Talimatlar" (The New Organon or Directions Concerning The Interpretation of Nature)
3. "Felsefeye TemelOlarak Evren Fenomeni veya Tabiî ve Deneysel Tarih" (The Phenomena of the Universe or a Natural and Experimental History for the Foundation of Philosophy.
4. "Aklın Merdiveni" (The Ladder of The Intellect)
5. "Yeni Felsefenin İncelenmesi" veya "Habercileri" (The Forenunners or Anticipation of the New Philosophy)
6. "Yeni Felsefe veya Akfit Bilim" (The New Philosophy or Active Science)
Görülüyor ki. 'Novum Organum' adlı eser 'Great Instauration' (Büyük Yenilenme) adıyla yayınlanması planlanan büyük eserin yalnızca ikinci bölümünü teşkil etmektedir. Bacon, sözü edilen esere iki ad vermiştir.
1. 'Novum Organum'
2. "Tabiatın Yorumu ve İnsan Âlemi Üzerine Özlü Sözler"
Bacon'un Novum Organum'u iki kitaptan müteşekkildir. Birinci Kitap ve İkinci Kitap. Her iki kitap da sıra numarası almış özdeyişlerden ibarettir. Birinci Kitap yüzotuz. ikinci kitap elliiki özdeyiş (aphorism) ihtiva eder. Bacon, yukarıda zikrettiğimiz planını gerçekleştirme olanağı bulamadığı gibi 'Novum Organum'u da tamamlayamamıştır.
Bacon, planlamış, fakat tamamlayamamış olduğu 'Great Instauration' adlı eserle ne yapmak istemiştir? O, 'tabiat'ın yeniden ve doğru bir biçimde yapılacak olan yorumuna imkan veren "Yeni Felsefe veya Aktif Bilim"; yani 'Great Instauration'un altıncı kısmı kurmak istemiştir. Bu eser bitmediği için de bu "Yeni Felsefe" bulunamamıştır.
Bacon, herşeye rağmen bu "Yeni Felsefe"nin kurulmasına yardımcı olacak metodu 'Novum Organum' adlı eserinde ortaya koyabilmiştir. Bacon, 'Novum Organum' adlı eserini ömrünün yetmeyeceği kaygısıyla 1620'de eser henüz bitmeden yayınlamıştır. Şimdi. Bacon'un bu metod fikrini nasıl ortaya koymuş olduğunu sırasıyla gösterelim:
'Novum Organum'un birinci kitabında, Bacon, bize sunacağı yeni metod için zihinlerimizi hazırlamak amacındadır. Bu nedenle de ilkin, sırasıyla şunları yapar.
A. İnsan aklının kendi haline bırakılmasını, yani aklın metodsuz ve plansız davranmasını kabul etmez ve birtakım eleştiriler yapar.
B. O zamanın hâl-i hâzırdaki ispat yöntemini eleştirir.
C. Bacon'a göre zamanındaki astroloji, simya ve büyü faaliyetleri felsefe sistemleri, felsefi teoriler ve doktrinler ile 'tabiat' anlaşılamaz. Bunlar bir kenara bırakılıp, yeni bir metod ile "Yeni bir Felsefe veya Aktif Bilim" kurulmalıdır.
Bacon, bu üç konudaki (A, B, C) hataları ve bu hataların sebeplerini gösterir. Bacon, bu noktalara dikkat çekerek müdrikeyi temizledikten, incelttikten ve istediği seviyeye getirdikten sonra metodunun ne olduğunu açıklar; ve kendi sanatını ortaya koyarak tabiat'm yorumu için kurallar verir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Bacon'ın 'Novum Organum' adlı eserinde tabiat' terimi bir çok manalara gelmektedir. Şöyle ki:
1. Dışımızda gördüğümüz tek tek nesneler (güneş, ay, yıldızlar, bulut, sis,dağ, ağaçlar, deniz, insanlar, hayvanlar, toprak v.s.)
2. Bu tek tek fertlerin teşkil ettiği birliğin ta kendisi veya bu fertler arasındaki ilişkiler.
3. Kendimize inceleme konusu olarak belirlediğimiz herşey.
4. Zihnimizdeki kavramlar: Adalet, güzellik, iyi,kötü v.s.
5. Bir şeyi o şey yapan şey, yani, töz (Platon'daki idea Aristoteles'teki ikinci dereceden cevher veya töz)
6. Şu fert (Aristoteles'teki birinci dereceden cevher veya töz)
7. Şu varlık,
8. Zihnimizde veya dışarıda olan, belirli olan veya belirli olmayan şey yani obje.
9. 'form' (Bu terim tıpkı tabiat teriminde olduğu gibi birçok manalara gelir. Şöyle ki:
a) Bu gün bizim 'tabiat' kanunu dediğimiz şey.
b) Birşeyin özü yani Platon'daki idea, Aristoteles'te ikinci dereceden cevher, yani akılsal suret veya tarif (definition)
c) 'tasvir (description) yani "yakın cins" ile "araz" veya "hassa"nın birleştirilmesiyle yapılan belirleme (Bacon,- ikinci kitabın özü olan 'form'lan araştırırken ısı misalini örnek verir, sonuçta ısı 'form'unun ne olduğunu belirlerken bir tasvir yapar.)
d) Sebep (Bacon'a göre sebep), cüzi tözlere 'form' verme vasıtalarıdır,
10. İlâhî zihnin idealan (Bacon'a göre, Tanrı, eşyanın dışında olduğu için bu ibaresiyle onda panteist bir görüş bulunduğu düşünülmemelidir).
11. Yaratıcının yarattıkları üzerine vurduğu damga (yani, yaratıcı yarattığı varlıklare her ne şekilde yaratmışsa işte o şekil).
Bacon'a göre, insan, 'tabiat'ı (yukarıda sayılan birinci mana) anlar ve ona hükmeder. Bunu hem nesnelere hem zihne bakarak yapar. Bu cümle *Novum Organum'un giriş cümlesidir. Bacon'a göre anlamak hükmetmektir; bilgi güçtür; bilmek yapmaktır. Bu bilgiyi elde etmek için 'tabiat'm kanunlarına uymak gerekir. Yani 'tabiat'a hakim olmak için-onu anlamak gerekir. Bilim ve bilime dayalı teknoloji fikrinin izleri Bacon'un işte bu sözlerinde görülmektedir. Bu fikirler modern fikirlerdir.
A. 'Tabiat'ı anlamak hususunda insan zihni kendi haline bırakılmamalı ve bir metodla sevk ve idare edilmelidir. Müdrike, kendi haline bırakıldığında duyulardan ve cüzilerden edindiğiyle birdenbire en genel axiomlara (yani en genel önermelere) atlar.
Bunun için müdrikeye "kanat takılmamalı tam tersine kurşun bağlanmalıdır". İnsanlar, yalnızca kelimelerle ve kavramlarla tartışmayı bırakıp 'Şeyler hakkında malumat elde etmelidirler. Akıl, kendi başına bırakıldığında teorik ve faydasız konulara yönelir.
İnsan, şimdiye kadar müdrikesinde kök salmış idoller ve yanlış fikirlerle hareket etmiştir. Bu idoller, 'tabiat'ı olduğu gibi anlamaya engel olur, yeni bilgilerin girişini güçleştirir ve bilimlerin yenilenmesinde rahatsızlık verir. İdoiler şunlardır:
Kabile İdolleri, Mağara İdolleri, Pazar İdolleri, Tiyatro İdolleri.
Bacon'a göre idolîer ile ilâhi zihnin idealan arasında fark vardır. İdealar, yaratıcının yarattıkları üzerine basmış olduğu gerçek damgalardır ve zarif dokunuşlarla maddeye nakşedilmiştir. İdoüer ise keyfi soyutlamalardır (I. Kitap Özd. 23,68,69,124).
Kabile İdolü, insanın ruh yapısının birliğinden, önyargılarından, sınırlı yetilerinden ve duyuların yetersizliğinden kaynaklanır. Bacon'a göre, 'tabiat' sui generis'tir (nev'i şahsına münhasır) ve karmaşıktır. İnsanlar onu sadeleştirerek eşitmiş, paralelmiş, bağıntılıymış gibi kavrarlar.
Bacon'un söylediklerinden 'tabiat'ı sadeleştirerek anlamak yanlıştır sonucu çıkmaktadır. O'na göre 'tabiat'ı anlamak demek onu en ince ayrıntısına kadar bilmek demektir. Hatta neredeyse anlamak istenilen 'tabiat'la aynîleşecek kadar bilmek demektir.
Yine, Bacon'a göre, 'tabiat'taki en genel yasalar her ne şekilde iseler, işte o şekilde oldukları halde ve bir sedebîn neticesi oldukları halde insan hep daha anlaşılır bir şey arar ve bu nedenle de gaye sebeplerde takılıp kalır. Halbuki, varlığın sedebîni varlıktan başka yerde aramamak gerekir (I. Kitap Özd. 41, 45-52).
Mağara İdolü, mizaç, eğitim, zihnin ve bedenin yapısı, kişilerle ilişkiler, otoriteler v.s. gibi nedenlerden kaynaklanır. Bacon'a göre Herakleitos'un şu düşüncesi doğrudur;
"İnsanlar, bilgiyi küçük dünyada arar, büyük ve müşterek'dünyada değil".
Mağara idolünden kurtulmak için 'tabiat'ı temaşa eden kişi müdrikesinde duran Şeyden şüphe etmelidir (I. Kitap, Özd. 42,53, 58).
Görülmektedir ki, Bacon burada tıpkı Descartes gibi düşünmektedir. Her iki filozofun şüphesi de metodik bir şüphedir. Eskiden doğru olduğuna inanılan kanaatlerden sıyrılma ve acele karar vermekten kaçınma noktasında her ikisi de aynı şekilde düşünmektedir.
Pazar idolü, insanlararası ilişkilerde ortaya çıkar. İnsanlararası ilişkilerde anlaşma vasıtası dildir. Kelimelere yanlış anlamlar yüklenmesi herşeyi karışıklığa itmiştir. Oysa kelimeler 'tabiat'a attır. Bazı kelimeler vardır ki varlığı olmayan şeylerin adlandır. İlk muharrik, yörünge v.s. gibi. Fiilî nesnelerin isimleri ise kötü tanımlanmıştır.
Misal: nemli kelimesi birçok manaya gelir.
Demek ki, kelimelerde çarpıtma ve hata vardır. Bu nedenle de 'tabiat' olduğu gibi ifade etmemektediîer. (I. Kitap, Özd. 43, 59-61). Tiyatro idolü, 'tabiat'ı kurgularla anlamaktır. Dünyayı maymunca taklit etmektir. Doğmalar, felsefe ve bilim sistemleri, yanlış ispat kurallar gelenek, otoritelere güven, astroloji, simya ve büyü faaliyetleri, bâtıl inançlar bu idolün kaynağını teşkil ederler.
B. Bacon, kendi zamanındaki ispat yöntemini şöyle eleştirir: İnsanlar, şimdiye kadar hep bilinenleri tekrar etmişlerdir. Bu bilinenler, şans ve deney sayesinde elde edilmiştir. O'na göre kendi zamanındaki mantık sistemi bilimlerde keşif yapmakta bir fayda sağlamaz. Çünkü, 'tabiat'ı araştırmaz. Üstelik hataları kuvvetlendirir ve zararlıdır. Bu mantık sistemi, dünyayı insan düşüncelerine, düşünceleri kelimelere esir eder. Kıyasın temelinde kavramlar vardır ve bu kavramlar 'tabiat'a bakarak elde edilmemiştir.
Bacon'a göre gerçeği araştırmanın ve keşfetmenin iki yolu vardır. Birincisi, duyulardan ve cüzilerden (Bazı insanlar öğretmendir önermesi cüzi bir önermedir) başlayarak en en genel axiomlara doğru hızla ilerler. İkincisi, yine duyulardan ve cüzilerden en genel axiomlara doğru adım adım ilerler ve kendi axiomlanru kurar. İşte bu yol,doğru, fakat hiç denenmemiş olan yoldur. Yalnızca bu ikinci yol 'tabiat'taki müşterek ilkeleri ortaya çıkarır.
Bu incelemenin amacı, Francis Bacon'un 'Novum Organum' adlı eseriyle fikir alanına ne gibi bir katkıda bulunduğunu tesbit etmektir; ve, bu eserin Aristoteles ve Galileo ile metod anlayışı bakımından mukayesesini yapmaktır. Bacon, bu eserinde bilimlere ve felsefeye yeni bir metod getirdiği iddiasındadır. Bacon, getirdiği bu metod ile bilimlerin ve felsefenin yeni baştan înşa edileceğini ve daha da ilerleyeceğini düşünmektedir.
Acaba Bacon, bilimlere ve felsefeye gerçekten yeni bir metod getirebilmiş midir? O'nun önerdiği bu metod, bilimler üzerinde ne ölçüde etkili olabilmiştir? Bacon, geleneksel düşüncenin ve geleneksel metod olan kıyas metodunun etkisinden ne ölçüde kurtulabilmiştir?
Bu sorularla altını çizdiğimiz noktalara temas etmeden önce Francis Bacon'un çok kısa hayatını ve kişiliğini yansıtan bir kaç sözünü vererek 'Novum Organum' adlı eserini tanıtalım.
Francis Bacon, 1561'de Londra'da doğmuş. 1626'da 65yaşında ölmüştür. Özellikle, İngiltere'de büyük yankı uyandıran bir filozof ve devlet adamıdır. O, insanlığa hizmet etmek için dğduğunu düşünmüş ve hayatı boyunca insanlığa yararlı olmayı kendisine rehber edinmiş bir filozoftur. Nitekim, vasiyetnâmesindeki "ruhumu Tanrı'ya, cesidimi karanlık mezara, adımı gelecek yıllarda yabancı uluslara miras bırakıyorum"(Bkz. Prof. Fmdıkoğlu Z. Fahri: Metodoloji Nazariyeleri İstanbul 1950, s. 147) cümlesi onun kendi büyüklüğüne inandığını göstermektedir.
Bacon, kendi 'tabiat'ıyla (mizacıyla) gerçeklik arasında bir birliğin ve bağın bulunduğuna inanmıştır, tabiat Bilimlerinin okutulması için kürsülerin açılmasını vasiyet etmişse de bıraktığı servetin azlığı yüzünden bu isteği yerine getirilememiştir.
Francis Bacon, insanın yöntemli düşünmesini sağlamak ve insanları yöntemli düşünmeye sevketmek amacıyla bir eser kaleme almak ister. Bunun için de 'Great Instauration' (Büyük Yenilenme) adını verdiği bir eser planlar. O'na göre bu eser altı bölümden oluşacaktır.
1. "Bilimlerin Bölümleri" (The Division of Sciences)
2. "Yeni Âlet veya 'tabiat'ın Yorumu Üzerine Talimatlar" (The New Organon or Directions Concerning The Interpretation of Nature)
3. "Felsefeye TemelOlarak Evren Fenomeni veya Tabiî ve Deneysel Tarih" (The Phenomena of the Universe or a Natural and Experimental History for the Foundation of Philosophy.
4. "Aklın Merdiveni" (The Ladder of The Intellect)
5. "Yeni Felsefenin İncelenmesi" veya "Habercileri" (The Forenunners or Anticipation of the New Philosophy)
6. "Yeni Felsefe veya Akfit Bilim" (The New Philosophy or Active Science)
Görülüyor ki. 'Novum Organum' adlı eser 'Great Instauration' (Büyük Yenilenme) adıyla yayınlanması planlanan büyük eserin yalnızca ikinci bölümünü teşkil etmektedir. Bacon, sözü edilen esere iki ad vermiştir.
1. 'Novum Organum'
2. "Tabiatın Yorumu ve İnsan Âlemi Üzerine Özlü Sözler"
Bacon'un Novum Organum'u iki kitaptan müteşekkildir. Birinci Kitap ve İkinci Kitap. Her iki kitap da sıra numarası almış özdeyişlerden ibarettir. Birinci Kitap yüzotuz. ikinci kitap elliiki özdeyiş (aphorism) ihtiva eder. Bacon, yukarıda zikrettiğimiz planını gerçekleştirme olanağı bulamadığı gibi 'Novum Organum'u da tamamlayamamıştır.
Bacon, planlamış, fakat tamamlayamamış olduğu 'Great Instauration' adlı eserle ne yapmak istemiştir? O, 'tabiat'ın yeniden ve doğru bir biçimde yapılacak olan yorumuna imkan veren "Yeni Felsefe veya Aktif Bilim"; yani 'Great Instauration'un altıncı kısmı kurmak istemiştir. Bu eser bitmediği için de bu "Yeni Felsefe" bulunamamıştır.
Bacon, herşeye rağmen bu "Yeni Felsefe"nin kurulmasına yardımcı olacak metodu 'Novum Organum' adlı eserinde ortaya koyabilmiştir. Bacon, 'Novum Organum' adlı eserini ömrünün yetmeyeceği kaygısıyla 1620'de eser henüz bitmeden yayınlamıştır. Şimdi. Bacon'un bu metod fikrini nasıl ortaya koymuş olduğunu sırasıyla gösterelim:
'Novum Organum'un birinci kitabında, Bacon, bize sunacağı yeni metod için zihinlerimizi hazırlamak amacındadır. Bu nedenle de ilkin, sırasıyla şunları yapar.
A. İnsan aklının kendi haline bırakılmasını, yani aklın metodsuz ve plansız davranmasını kabul etmez ve birtakım eleştiriler yapar.
B. O zamanın hâl-i hâzırdaki ispat yöntemini eleştirir.
C. Bacon'a göre zamanındaki astroloji, simya ve büyü faaliyetleri felsefe sistemleri, felsefi teoriler ve doktrinler ile 'tabiat' anlaşılamaz. Bunlar bir kenara bırakılıp, yeni bir metod ile "Yeni bir Felsefe veya Aktif Bilim" kurulmalıdır.
Bacon, bu üç konudaki (A, B, C) hataları ve bu hataların sebeplerini gösterir. Bacon, bu noktalara dikkat çekerek müdrikeyi temizledikten, incelttikten ve istediği seviyeye getirdikten sonra metodunun ne olduğunu açıklar; ve kendi sanatını ortaya koyarak tabiat'm yorumu için kurallar verir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Bacon'ın 'Novum Organum' adlı eserinde tabiat' terimi bir çok manalara gelmektedir. Şöyle ki:
1. Dışımızda gördüğümüz tek tek nesneler (güneş, ay, yıldızlar, bulut, sis,dağ, ağaçlar, deniz, insanlar, hayvanlar, toprak v.s.)
2. Bu tek tek fertlerin teşkil ettiği birliğin ta kendisi veya bu fertler arasındaki ilişkiler.
3. Kendimize inceleme konusu olarak belirlediğimiz herşey.
4. Zihnimizdeki kavramlar: Adalet, güzellik, iyi,kötü v.s.
5. Bir şeyi o şey yapan şey, yani, töz (Platon'daki idea Aristoteles'teki ikinci dereceden cevher veya töz)
6. Şu fert (Aristoteles'teki birinci dereceden cevher veya töz)
7. Şu varlık,
8. Zihnimizde veya dışarıda olan, belirli olan veya belirli olmayan şey yani obje.
9. 'form' (Bu terim tıpkı tabiat teriminde olduğu gibi birçok manalara gelir. Şöyle ki:
a) Bu gün bizim 'tabiat' kanunu dediğimiz şey.
b) Birşeyin özü yani Platon'daki idea, Aristoteles'te ikinci dereceden cevher, yani akılsal suret veya tarif (definition)
c) 'tasvir (description) yani "yakın cins" ile "araz" veya "hassa"nın birleştirilmesiyle yapılan belirleme (Bacon,- ikinci kitabın özü olan 'form'lan araştırırken ısı misalini örnek verir, sonuçta ısı 'form'unun ne olduğunu belirlerken bir tasvir yapar.)
d) Sebep (Bacon'a göre sebep), cüzi tözlere 'form' verme vasıtalarıdır,
10. İlâhî zihnin idealan (Bacon'a göre, Tanrı, eşyanın dışında olduğu için bu ibaresiyle onda panteist bir görüş bulunduğu düşünülmemelidir).
11. Yaratıcının yarattıkları üzerine vurduğu damga (yani, yaratıcı yarattığı varlıklare her ne şekilde yaratmışsa işte o şekil).
Bacon'a göre, insan, 'tabiat'ı (yukarıda sayılan birinci mana) anlar ve ona hükmeder. Bunu hem nesnelere hem zihne bakarak yapar. Bu cümle *Novum Organum'un giriş cümlesidir. Bacon'a göre anlamak hükmetmektir; bilgi güçtür; bilmek yapmaktır. Bu bilgiyi elde etmek için 'tabiat'm kanunlarına uymak gerekir. Yani 'tabiat'a hakim olmak için-onu anlamak gerekir. Bilim ve bilime dayalı teknoloji fikrinin izleri Bacon'un işte bu sözlerinde görülmektedir. Bu fikirler modern fikirlerdir.
A. 'Tabiat'ı anlamak hususunda insan zihni kendi haline bırakılmamalı ve bir metodla sevk ve idare edilmelidir. Müdrike, kendi haline bırakıldığında duyulardan ve cüzilerden edindiğiyle birdenbire en genel axiomlara (yani en genel önermelere) atlar.
Bunun için müdrikeye "kanat takılmamalı tam tersine kurşun bağlanmalıdır". İnsanlar, yalnızca kelimelerle ve kavramlarla tartışmayı bırakıp 'Şeyler hakkında malumat elde etmelidirler. Akıl, kendi başına bırakıldığında teorik ve faydasız konulara yönelir.
İnsan, şimdiye kadar müdrikesinde kök salmış idoller ve yanlış fikirlerle hareket etmiştir. Bu idoller, 'tabiat'ı olduğu gibi anlamaya engel olur, yeni bilgilerin girişini güçleştirir ve bilimlerin yenilenmesinde rahatsızlık verir. İdoiler şunlardır:
Kabile İdolleri, Mağara İdolleri, Pazar İdolleri, Tiyatro İdolleri.
Bacon'a göre idolîer ile ilâhi zihnin idealan arasında fark vardır. İdealar, yaratıcının yarattıkları üzerine basmış olduğu gerçek damgalardır ve zarif dokunuşlarla maddeye nakşedilmiştir. İdoüer ise keyfi soyutlamalardır (I. Kitap Özd. 23,68,69,124).
Kabile İdolü, insanın ruh yapısının birliğinden, önyargılarından, sınırlı yetilerinden ve duyuların yetersizliğinden kaynaklanır. Bacon'a göre, 'tabiat' sui generis'tir (nev'i şahsına münhasır) ve karmaşıktır. İnsanlar onu sadeleştirerek eşitmiş, paralelmiş, bağıntılıymış gibi kavrarlar.
Bacon'un söylediklerinden 'tabiat'ı sadeleştirerek anlamak yanlıştır sonucu çıkmaktadır. O'na göre 'tabiat'ı anlamak demek onu en ince ayrıntısına kadar bilmek demektir. Hatta neredeyse anlamak istenilen 'tabiat'la aynîleşecek kadar bilmek demektir.
Yine, Bacon'a göre, 'tabiat'taki en genel yasalar her ne şekilde iseler, işte o şekilde oldukları halde ve bir sedebîn neticesi oldukları halde insan hep daha anlaşılır bir şey arar ve bu nedenle de gaye sebeplerde takılıp kalır. Halbuki, varlığın sedebîni varlıktan başka yerde aramamak gerekir (I. Kitap Özd. 41, 45-52).
Mağara İdolü, mizaç, eğitim, zihnin ve bedenin yapısı, kişilerle ilişkiler, otoriteler v.s. gibi nedenlerden kaynaklanır. Bacon'a göre Herakleitos'un şu düşüncesi doğrudur;
"İnsanlar, bilgiyi küçük dünyada arar, büyük ve müşterek'dünyada değil".
Mağara idolünden kurtulmak için 'tabiat'ı temaşa eden kişi müdrikesinde duran Şeyden şüphe etmelidir (I. Kitap, Özd. 42,53, 58).
Görülmektedir ki, Bacon burada tıpkı Descartes gibi düşünmektedir. Her iki filozofun şüphesi de metodik bir şüphedir. Eskiden doğru olduğuna inanılan kanaatlerden sıyrılma ve acele karar vermekten kaçınma noktasında her ikisi de aynı şekilde düşünmektedir.
Pazar idolü, insanlararası ilişkilerde ortaya çıkar. İnsanlararası ilişkilerde anlaşma vasıtası dildir. Kelimelere yanlış anlamlar yüklenmesi herşeyi karışıklığa itmiştir. Oysa kelimeler 'tabiat'a attır. Bazı kelimeler vardır ki varlığı olmayan şeylerin adlandır. İlk muharrik, yörünge v.s. gibi. Fiilî nesnelerin isimleri ise kötü tanımlanmıştır.
Misal: nemli kelimesi birçok manaya gelir.
Demek ki, kelimelerde çarpıtma ve hata vardır. Bu nedenle de 'tabiat' olduğu gibi ifade etmemektediîer. (I. Kitap, Özd. 43, 59-61). Tiyatro idolü, 'tabiat'ı kurgularla anlamaktır. Dünyayı maymunca taklit etmektir. Doğmalar, felsefe ve bilim sistemleri, yanlış ispat kurallar gelenek, otoritelere güven, astroloji, simya ve büyü faaliyetleri, bâtıl inançlar bu idolün kaynağını teşkil ederler.
B. Bacon, kendi zamanındaki ispat yöntemini şöyle eleştirir: İnsanlar, şimdiye kadar hep bilinenleri tekrar etmişlerdir. Bu bilinenler, şans ve deney sayesinde elde edilmiştir. O'na göre kendi zamanındaki mantık sistemi bilimlerde keşif yapmakta bir fayda sağlamaz. Çünkü, 'tabiat'ı araştırmaz. Üstelik hataları kuvvetlendirir ve zararlıdır. Bu mantık sistemi, dünyayı insan düşüncelerine, düşünceleri kelimelere esir eder. Kıyasın temelinde kavramlar vardır ve bu kavramlar 'tabiat'a bakarak elde edilmemiştir.
Bacon'a göre gerçeği araştırmanın ve keşfetmenin iki yolu vardır. Birincisi, duyulardan ve cüzilerden (Bazı insanlar öğretmendir önermesi cüzi bir önermedir) başlayarak en en genel axiomlara doğru hızla ilerler. İkincisi, yine duyulardan ve cüzilerden en genel axiomlara doğru adım adım ilerler ve kendi axiomlanru kurar. İşte bu yol,doğru, fakat hiç denenmemiş olan yoldur. Yalnızca bu ikinci yol 'tabiat'taki müşterek ilkeleri ortaya çıkarır.