Epikür'ün Hayatı ve Felsefesi - 3
|
Bir Epikürcünün keyfinden başka şey düşünmiyen müsrif biri, şehvet düşkünü, kurnaz bir bencil olduğu daha İlkçağda bile çok yayılmış, tamamiyle yanlış bir düşüncedir. Hâl bunun tamamiyle aksinedir. En iyisi, gene İlkçağda, Epikürün felsefesini çok iyi bilen birinin bu düşünceyi düzeltmek için yazdıklarını olduğu gibi buraya almaktır:
Epikür’ün kendi yazılarından ikisi bunu daha da açıkça gösterir: Önce bir çocuğa yazdığı mektup:
Pythokles, Hermakhos ve Ktesippos Epikür’ün tanınmış öğrencileridir. Hermakhos onun ölümünden
sonra okulun idaresini üzerine almıştı. Matron da bir Epikürcü ve herhalde çocuğun ailesinin bir dostuydu.
Bundan başka Epikür’ün ölüm döşeğinden dostu Idomeneus’a yazdığı mektupta da şunlar vardır:
Aynı maalde bir yazısı da Hermakhos’adır. Bu na göre, ölüm halindeki Epikür’ün bu kısa ve acıklı satırları soyliyerek yazdırdığı ve aynı zamanda bir çok dostlarına son selâm olarak gönderdiği anlaşılmaktadır.
Epikür’ün eserleri arasıda, 37 kitap tomarı içinde sisteminin bütün sorularını içine alan «Tabiat» bütün ötekilerden çok üstün bir yüceliğe erişmiştir. Üstad bunu parça parça yayınlamıştı; çünki bazı felsefi problemleri tekrar tekrar ele almıştı. Bu kitaptan ancak bazı kısımlar, o da bir raslantı sayesinde elimize geçebilmiştir: İ.Ö. 79 yılında Vesuv’ün patlaması sırasında lavlar altında kalan Herkulanum şehrinde kazı yapılırken Epikürün eserlerinin toplanmış olduğu bir kitaplık bulundu; ne yazık ki bunların çoğunu lavların sıcaklığı kömür haline getirmişti.
Aslında, üstadın olsun, ya da onun okulu mensupları ve tarafdarlarının olsun, Epikürcü eserlerin elde kalabilmesini hep raslantılara borçluyuz. Bunda şaşılacak taraf yoktur, çünkü İlkçağdan beri okulu, felsefesi ve yazıları Epikür kadar zalimce hücuma uğramış başka bir filozof da yoktur. Diognes Laertios’un Epikürün biyografisini yazarken üstadın dört küçük yazısını, bunlar arasında öğrencilerine yazdığı üç mektubu kelimesi kelimesine almayı düşünmesi de sahiden mutlu bir raslantı olmuştur:
1 — Herodotos’a mektup. Sistemin genel Fizik kısmının ana hatları,
2 — Pythokles’e mektup. Gök olaylarının açıklanması, (Bu mektubun gerçekten Epikürün yazdığı şüphelidir)
3 — Menoikeus’a mektup. Ahlâk üzerine,
4 — Aforizma şeklinde 40 maksim.
Bunlardan başka İlkçağın Lâtin ve Hellen yazarlarının eserlerinde Epikür’den birçok aktarmalar vardır. Bunlardan başka gene raslantı sayesinde, Herkulanum papirüsleri içinden okunabilir hale getirilen Polystrates (İ.Ö. 230 yıllarında), ve Philodemos’un (Cicero zamanında) eserleri de elimize geçmiş bulunuyor. Ayrıca Epikürcülerden Oinoanda’lı (Güney batı Anadoluda) Diogenes’in İ.S. 200 yılına doğru doğduğu şehri süslemek ve halkı faydalandırmak için yaptırdığı duvar yazıtlarıyla, Plutarkhos’un polemik eserleri de vardır. Nihayet Cicero’nun diyaloglarında konuşturduğu Epikürcünün sözleri, hepsinden fazla da T. Lucretius Carus’un dahice şiiri «Dererum natura» Epikür felsefesini anlamamıza yaramaktadır. Bu sonuncuyu şairin ölümünden sonra büyük bir itina ile Cicero kardeşler yayınlamışlardı. İşte elimizde bulunan bütün bu malzeme, Epikür’ün felsefesini tam ve mükemmel bir şekilde yeniden kurabilmek imkânını vermiştir.
«Bu adamın bütün insanlara karşı beslediği, daha üstünü olmaz asillikteki düşünceleri için sayısız tanıklar vardır: Kendisinin tunçtan heykelini diken baba şehri, şehir doluları dense bile az olacak kadar kalabalık dostları; büyüleyici felsefesine bağlanmış tarafdarları — Bunlardan yalnız Stratonikeia’lı Metrodoros ondan ayrılmış ve Karneades’in tarafına geçmişti ama Epikür’ün sonsuz iyiliği onu çok utandırmıştı— hemen hemen bütün öteki okullar kaybolup giderken, onun hiç kesilmeden sürüp giden okulu ve birbiri ardı sıra tarafdarları arasından ortaya çıkan sayısız okul başkanları; ana babasına karşı olan minnetdarlığı; vasiyetnamesinden ve hatta kendileriyle de felsefe üzerinde görüşmelerinden de anlaşılacağı gibi esirlerine karşı olan şefkati —onlar arasında en tanınmış olanı Mys’dir— ; bütün insanlara karşı olan sevgisi.,. Tanrılara karşı duyduğu dindarca saygı ve vatanına olan sevgisi dille anlatılamaz: Sonsuz adalet duygusu yüzünden siyasetle de uğraşmamıştı. O zamanlar Hellen ana vatanı en kötü şartlar altında ezilirken bile hayatını orada geçirmiş ve sadece iki üç defa îoniaya, o da dostlarını ziyaret için gitmişti. O zaman dostları dört bucaktan onun yanına koşup gelmişler ve onunla birlikte bahçede kanaatli ve basit bir hayat yaşamışlardı... îşte «Zevk»ı hayatın amacı olarak gösteren adam böyle idi!»
Epikür’ün kendi yazılarından ikisi bunu daha da açıkça gösterir: Önce bir çocuğa yazdığı mektup:
«Sağlıkla Lampsakus’a vardık: Ben, Pythokles, Hermakhos ve Ktesippos; orada Themista’yla öteki dostları sağlıkta bulduk. Sen de sıhhatli kalır, baban ve Matron’un sözlerini, şimdiye kadar olduğu gibi, her işte dinlersen iyi edersin. Çünki şunu bilmelisin ki benim ve bütün başkalarının seni bu kadar sevmemizin sebebi senin onların her sözünü tutmandır.»
Pythokles, Hermakhos ve Ktesippos Epikür’ün tanınmış öğrencileridir. Hermakhos onun ölümünden
sonra okulun idaresini üzerine almıştı. Matron da bir Epikürcü ve herhalde çocuğun ailesinin bir dostuydu.
Bundan başka Epikür’ün ölüm döşeğinden dostu Idomeneus’a yazdığı mektupta da şunlar vardır:
«Varlığımın mutlu günlerini yaşadıktan sonra ve artık bitirirken sizlere şunları yazıyorum: İdrar zorlukları ve ishal sancıları birbirini kovalıyor ve alabildiğine artıyor. Ama bunlara karşılık bütün benimsediğim bilgilerin anıları ruhumda doğuyor. Sana yalvarırım, gençliğinden beri beni korumana uygun olarak ve doğruluğun gerektirdiği gibi, Metrodoros’umuzun çocuklarını koru.» -
Aynı maalde bir yazısı da Hermakhos’adır. Bu na göre, ölüm halindeki Epikür’ün bu kısa ve acıklı satırları soyliyerek yazdırdığı ve aynı zamanda bir çok dostlarına son selâm olarak gönderdiği anlaşılmaktadır.
Epikür’ün eserleri arasıda, 37 kitap tomarı içinde sisteminin bütün sorularını içine alan «Tabiat» bütün ötekilerden çok üstün bir yüceliğe erişmiştir. Üstad bunu parça parça yayınlamıştı; çünki bazı felsefi problemleri tekrar tekrar ele almıştı. Bu kitaptan ancak bazı kısımlar, o da bir raslantı sayesinde elimize geçebilmiştir: İ.Ö. 79 yılında Vesuv’ün patlaması sırasında lavlar altında kalan Herkulanum şehrinde kazı yapılırken Epikürün eserlerinin toplanmış olduğu bir kitaplık bulundu; ne yazık ki bunların çoğunu lavların sıcaklığı kömür haline getirmişti.
Aslında, üstadın olsun, ya da onun okulu mensupları ve tarafdarlarının olsun, Epikürcü eserlerin elde kalabilmesini hep raslantılara borçluyuz. Bunda şaşılacak taraf yoktur, çünkü İlkçağdan beri okulu, felsefesi ve yazıları Epikür kadar zalimce hücuma uğramış başka bir filozof da yoktur. Diognes Laertios’un Epikürün biyografisini yazarken üstadın dört küçük yazısını, bunlar arasında öğrencilerine yazdığı üç mektubu kelimesi kelimesine almayı düşünmesi de sahiden mutlu bir raslantı olmuştur:
1 — Herodotos’a mektup. Sistemin genel Fizik kısmının ana hatları,
2 — Pythokles’e mektup. Gök olaylarının açıklanması, (Bu mektubun gerçekten Epikürün yazdığı şüphelidir)
3 — Menoikeus’a mektup. Ahlâk üzerine,
4 — Aforizma şeklinde 40 maksim.
Bunlardan başka İlkçağın Lâtin ve Hellen yazarlarının eserlerinde Epikür’den birçok aktarmalar vardır. Bunlardan başka gene raslantı sayesinde, Herkulanum papirüsleri içinden okunabilir hale getirilen Polystrates (İ.Ö. 230 yıllarında), ve Philodemos’un (Cicero zamanında) eserleri de elimize geçmiş bulunuyor. Ayrıca Epikürcülerden Oinoanda’lı (Güney batı Anadoluda) Diogenes’in İ.S. 200 yılına doğru doğduğu şehri süslemek ve halkı faydalandırmak için yaptırdığı duvar yazıtlarıyla, Plutarkhos’un polemik eserleri de vardır. Nihayet Cicero’nun diyaloglarında konuşturduğu Epikürcünün sözleri, hepsinden fazla da T. Lucretius Carus’un dahice şiiri «Dererum natura» Epikür felsefesini anlamamıza yaramaktadır. Bu sonuncuyu şairin ölümünden sonra büyük bir itina ile Cicero kardeşler yayınlamışlardı. İşte elimizde bulunan bütün bu malzeme, Epikür’ün felsefesini tam ve mükemmel bir şekilde yeniden kurabilmek imkânını vermiştir.