Gazali - Filozofların Tutarsızlığı - Dördüncü Mukaddime
|
Çeviren: Mahmut KAYA
İmam Gazzali’nin Filozofların Tutarsızlığı üzerine adlı yapıtı İslam Felsefesi tarihinde önemli bir yapıttır. 1095 ‘te tamamlandığı sanılan yapıtta Gazali antik felsefeden etkilenmiş Farabi ve İbn-i Sina gibi islam felsefecilerine yönelik eleştirilerini bir araya getiriyordu. O dönemde tartışılan konuları göstermesi açısından eserin bir bölümünden alıntıyı aktarıyoruz.
Filozofların, delil, getirmede zorlandıkları bir problemle `karşılaşınca aldatarak ikna etmek üzere baş vurdukları hilelerden biri şudur: Derler ki "metafizik ilmi, keskin zekâ sahiplerinin bile anlayamayacağı kadar karmaşık, kapalı ve içinden çıkılmaz bir ilimdir. Bu problemlere cevap verecek bilgiye, ancak öncelikle matematik ve mantık ilimlerini öğrenmekle ulaşılır." onlara iyimser yaklaşıp küfürlerini taklit eden bir kimse de onların doktrinleriyle ilgili,bir problemle karşılaşınca der ki "filozofların bilgilerinin bunun çözümünü kapsadığında şüphe yoktur fakat ben, matematik ilimlerini tahsil etmediğim ve mantığı iyi bilmediğim için onu anlamak bana zor gelmektedir."
Biz deriz ki: Kesintili nicelikleri konu alan matematik''îlminin -aritmetik böyledir- metafizikle,bir ilgisi yoktur: Birinin kalkıp "metafiziği anlamak için matematik;gereklidir" demesi, bir başkasının "tıp, gramer ve lügat için matematik gereklidir" veya "aritmetik için tıp gereklidir" şeklinde bir iddiada bulunması gibi budalalıktır. Kesintisiz nicelikleri konu alan ge- ometri ilimlerine (astronomi dahil) gelince mahiyeti itibariyle ve göklerin ve merkeze kadar altındakilerin küre şeklinde olduğunu, tabakalarının ve gökteki gezegenlerin sayısını, hareketlerinin miktarını açıklamaktan ibarettir. Biz bütün bu filozofların hesabına tartışma sonucu veya inanç konusu olarak kabullensek bile -o zaman bu konuda delil getirmelerine de ihtiyaç kalmaz- bu durum, metafizik açısından bir eksiklik meydana getirmez. Bu, tıpkı birinin "bu evin, bilen, irade sahibi, güçlü ve diri bir ustanın eseri olarak meydana geldiğinin bilinmesi, evin altı veya sekiz köşeli olduğunun, kolon ve kerpiç sayısının bilinmesine bağlıdır" demesi gibi, yanlışlığı gizlenemeyecek bir saçmalıktan ibarettir. Yine bu, birinin "soğanın katmanlarının ve narın tanelerinin sayısı bilinmedikçe yaratılmış oldukları aşılmaz" şeklindeki iddiası gibi, aklı başında hiç kimsenin değer vermeyeceği çirkin bir iddiadır.
Evet, onların "mantığı iyi bilmek gerekir" tarzındaki görüşleri doğrudur ancak mantık filozoflara özgü birşey değildir. O sadece bizim kelâm ilminde "kitâbu'n-nazar" adını verdiğimiz bir yöntemdir. Fakat onlar bu lâfzı abartarak "mantık" şeklinde değiştirdiler. Bazen biz onu "kitâbu'1-cedel", bazen da "medâriku'1-ukul" adıyla anarız.vKıt akıllı olduğu halde zekî görünmek isteyen biri, mantık adını duydugu zaman, onun sadece filozofla- rın bilip kelâmcıların ise bilmediği ilginç bir ilim olduğunu sanır. Biz bu kavram kargaşasını ortadan kaldırmak ve bıi saptırıcı`hileyi kökünden kazımak için, bu kitapta "medâriku'I--ukul-aklın'işleyişi" konusunu ele almak, kelâmcı ve usulcülerin terimlerini değil, mantıkçıların terimlerini kendi kalıplan içinde kullanmak, terim terim onların izinden giderek bu kapta onların diliyle yani mantıkçıların ifadeleriyle tartışmak istiyoruz..Filozofların mantığın Burhan (II. Analitikler) bölümünde, kıyasın maddesinin. doğruluğuna ilişkin iIeri sürdükleri ve Kıyas Kitabı'nda (I. Analitikler) kıyas şekilleriyle ilgili olarak ortaya koydukları şarttan; Kategoriler ve lsâgücî de -ki bunlar mantığa giriş ve onun bölümlerinden ibarettir- koydukları ~kurallarla metafiziğe ilişkin bilgilerinde bunlara uymadıklarını izah edeceğiz.
Fakat biz medariku'1-ukulü kitabın sonunda anlatmayı düşünüyoruz. Çünkü o, bu kitabın amacını anlamak için'bir âlet durumundadır; şu var ki ona ihtiyaç duymadan anlayanlar da çıkabilir. Bu yüzden ona ihtiyaç duymayanların bu külfetten kurtulması için onu erteliyoruz Filozoflar reddettiğimiz meselelerden herhangi birine ilişkin ifadelerinizi anlamayan kimsenin öncelikle filozofların mantık adını verdiği ~Mi`yârul-`ilm kitabını ezberlemeye başlaması gerekir.
İmdi, bu kitapta onların doktrinlerinin çelişik olduğunu ortaya koyduğumuz meseleleri saymaya başlayalım. Bunlar yirmi meseledir.
Birinci Mes`ele: Filozofların "Âlemin Ezeliliği Hakkındaki" Doktrinlerinin Geçersiz Kılınmasi Üzerine.
İkinci Mes'ele: Onların Âlemin Ebediliği Hakkındaki Doktrinlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine.
Üçüncü Mes'ele: Onların, Allah'ın Âlemin Yaratıcısı ve Âlemiıı de O'nun eseri Olduğu Yolundaki Görüşlerinin Aldatmaca Olduğunun Açıklanması Üzerine.
Dördüncü Mes'ele: Onların Allah'ın Varlığını İspattan Âciz Oldukları Üzerine.
Beşinci Mes'ele: İki ilâhın İmkansızlığını Kanıtlamaktan Âciz Oldukları Üzerine.
Altıncı Mes'ele: Onların Sıfatları İnkâr Konusundaki Doktrinlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine.
Yedinci Mes'ele: Onların ilk Varlığın (Allah) Zâtının Cins ve Fasla Bölünemeyeceği Yolundaki Görüşlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine
Sekizinci Mes'ele: Onların İlk Varlığın Mâhiyetsiz Basît Bir Varlık Olduğu Şeklindeki Görüşlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine
Dokuzuncu Mes'ele:ilk Varlığın Cisim Olmadığını Açıklamaktan Âciz oldukları Üzerine
Onuncu Mes'ele: Sonsuz Bir Zamanın Varlığını Kabu1 Etmenin Yaratıcı'nın Varlığını İnkâr Gerektirdiğinin Açıklanması Üzerine
Onbirinci Mes'ele: Onların ilk Varlığın Başkasını Bileceği Hakkındaki Görüşlerini İspattan Âciz Oldukları Üzerine
Onikinci Mes'ele: Onların hiç Varlığın Kendi Zâtını Bileceği Yolundaki Görüşlerini İspattan Âciz Oldukları Üzerine
Onüçüncü Mes'ele: Onların ilk Varlığın Cüz'iyâtı Bilemeyeceği Şeklindeki Görüşlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine
Ondördüncü Mes'ele: Göğün İrâdeyle Hareket Eden Bir Canlı Olduğu Şeklindeki Görüşler-i Üzerine
Onbeşinci Mes'ele: Onların Göğü Hareket Ettiren Amaçla ilgili Olarak Anlattıklarının Geçersiz Kılınması Üzerine
Onaltıncı Mes'ele: Onların Göklerin Nefsinin Bütün Cüz’ileri Bileceği Yolundaki Görüşlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine
Onyedinci Mes'ele: Onların Olağanüstülüklerin (Mu'cizeler) İmkânsız Olduğu Yolundaki Görüşlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine
Onsekizinci Mes'ele: Onların İnsan Nefsinin Cisim ve Araz(belirti) Olmayıp Kendi Kendine Varolan Cevher Olduğu Yolundaki Görüşleri Üzerine
Ondokuzuncu Mes'ele: İnsanın Nefıslerin Yokolmasının İmkânsız Olduğu Hakkındaki Görüşleri Üzerine
Yirminci Mes'ele: Onların Cennet ve Cehennemdeki Cisme İlişkin Haz ve Elemleri Kabul Etmekle Birlikte Cesetlerin Yeniden Dirilişini İnkâr Etmelerinin Geçersiz Kılınması Üzerine'
İşte fılozofların metafizik ve fiziğe ilişkin bir kısım çelişik bilgilerinden anlatmak istedigimiz bunlardır! Matematik ilimlerine gelince, ona karşı çıkmak ve reddetmek anlamsızdır: Zira o ilimler aritmetik ve geometriden ibarettir. Mantık ilimleri ise, kavramlar üzerinde düşünmenin âleti durumundadır; dolayısıyla bu konuda önemsenecek aykırı bir görüşe rastlanmaz. İnşallah bu kitabın muhtevasını anlamak için gerekli olan mantıkî bilgileri biz Mi`yîaru'l-ilm kitabında anlâtacağız
İmam Gazzali’nin Filozofların Tutarsızlığı üzerine adlı yapıtı İslam Felsefesi tarihinde önemli bir yapıttır. 1095 ‘te tamamlandığı sanılan yapıtta Gazali antik felsefeden etkilenmiş Farabi ve İbn-i Sina gibi islam felsefecilerine yönelik eleştirilerini bir araya getiriyordu. O dönemde tartışılan konuları göstermesi açısından eserin bir bölümünden alıntıyı aktarıyoruz.
Filozofların, delil, getirmede zorlandıkları bir problemle `karşılaşınca aldatarak ikna etmek üzere baş vurdukları hilelerden biri şudur: Derler ki "metafizik ilmi, keskin zekâ sahiplerinin bile anlayamayacağı kadar karmaşık, kapalı ve içinden çıkılmaz bir ilimdir. Bu problemlere cevap verecek bilgiye, ancak öncelikle matematik ve mantık ilimlerini öğrenmekle ulaşılır." onlara iyimser yaklaşıp küfürlerini taklit eden bir kimse de onların doktrinleriyle ilgili,bir problemle karşılaşınca der ki "filozofların bilgilerinin bunun çözümünü kapsadığında şüphe yoktur fakat ben, matematik ilimlerini tahsil etmediğim ve mantığı iyi bilmediğim için onu anlamak bana zor gelmektedir."
Biz deriz ki: Kesintili nicelikleri konu alan matematik''îlminin -aritmetik böyledir- metafizikle,bir ilgisi yoktur: Birinin kalkıp "metafiziği anlamak için matematik;gereklidir" demesi, bir başkasının "tıp, gramer ve lügat için matematik gereklidir" veya "aritmetik için tıp gereklidir" şeklinde bir iddiada bulunması gibi budalalıktır. Kesintisiz nicelikleri konu alan ge- ometri ilimlerine (astronomi dahil) gelince mahiyeti itibariyle ve göklerin ve merkeze kadar altındakilerin küre şeklinde olduğunu, tabakalarının ve gökteki gezegenlerin sayısını, hareketlerinin miktarını açıklamaktan ibarettir. Biz bütün bu filozofların hesabına tartışma sonucu veya inanç konusu olarak kabullensek bile -o zaman bu konuda delil getirmelerine de ihtiyaç kalmaz- bu durum, metafizik açısından bir eksiklik meydana getirmez. Bu, tıpkı birinin "bu evin, bilen, irade sahibi, güçlü ve diri bir ustanın eseri olarak meydana geldiğinin bilinmesi, evin altı veya sekiz köşeli olduğunun, kolon ve kerpiç sayısının bilinmesine bağlıdır" demesi gibi, yanlışlığı gizlenemeyecek bir saçmalıktan ibarettir. Yine bu, birinin "soğanın katmanlarının ve narın tanelerinin sayısı bilinmedikçe yaratılmış oldukları aşılmaz" şeklindeki iddiası gibi, aklı başında hiç kimsenin değer vermeyeceği çirkin bir iddiadır.
Evet, onların "mantığı iyi bilmek gerekir" tarzındaki görüşleri doğrudur ancak mantık filozoflara özgü birşey değildir. O sadece bizim kelâm ilminde "kitâbu'n-nazar" adını verdiğimiz bir yöntemdir. Fakat onlar bu lâfzı abartarak "mantık" şeklinde değiştirdiler. Bazen biz onu "kitâbu'1-cedel", bazen da "medâriku'1-ukul" adıyla anarız.vKıt akıllı olduğu halde zekî görünmek isteyen biri, mantık adını duydugu zaman, onun sadece filozofla- rın bilip kelâmcıların ise bilmediği ilginç bir ilim olduğunu sanır. Biz bu kavram kargaşasını ortadan kaldırmak ve bıi saptırıcı`hileyi kökünden kazımak için, bu kitapta "medâriku'I--ukul-aklın'işleyişi" konusunu ele almak, kelâmcı ve usulcülerin terimlerini değil, mantıkçıların terimlerini kendi kalıplan içinde kullanmak, terim terim onların izinden giderek bu kapta onların diliyle yani mantıkçıların ifadeleriyle tartışmak istiyoruz..Filozofların mantığın Burhan (II. Analitikler) bölümünde, kıyasın maddesinin. doğruluğuna ilişkin iIeri sürdükleri ve Kıyas Kitabı'nda (I. Analitikler) kıyas şekilleriyle ilgili olarak ortaya koydukları şarttan; Kategoriler ve lsâgücî de -ki bunlar mantığa giriş ve onun bölümlerinden ibarettir- koydukları ~kurallarla metafiziğe ilişkin bilgilerinde bunlara uymadıklarını izah edeceğiz.
Fakat biz medariku'1-ukulü kitabın sonunda anlatmayı düşünüyoruz. Çünkü o, bu kitabın amacını anlamak için'bir âlet durumundadır; şu var ki ona ihtiyaç duymadan anlayanlar da çıkabilir. Bu yüzden ona ihtiyaç duymayanların bu külfetten kurtulması için onu erteliyoruz Filozoflar reddettiğimiz meselelerden herhangi birine ilişkin ifadelerinizi anlamayan kimsenin öncelikle filozofların mantık adını verdiği ~Mi`yârul-`ilm kitabını ezberlemeye başlaması gerekir.
İmdi, bu kitapta onların doktrinlerinin çelişik olduğunu ortaya koyduğumuz meseleleri saymaya başlayalım. Bunlar yirmi meseledir.
Birinci Mes`ele: Filozofların "Âlemin Ezeliliği Hakkındaki" Doktrinlerinin Geçersiz Kılınmasi Üzerine.
İkinci Mes'ele: Onların Âlemin Ebediliği Hakkındaki Doktrinlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine.
Üçüncü Mes'ele: Onların, Allah'ın Âlemin Yaratıcısı ve Âlemiıı de O'nun eseri Olduğu Yolundaki Görüşlerinin Aldatmaca Olduğunun Açıklanması Üzerine.
Dördüncü Mes'ele: Onların Allah'ın Varlığını İspattan Âciz Oldukları Üzerine.
Beşinci Mes'ele: İki ilâhın İmkansızlığını Kanıtlamaktan Âciz Oldukları Üzerine.
Altıncı Mes'ele: Onların Sıfatları İnkâr Konusundaki Doktrinlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine.
Yedinci Mes'ele: Onların ilk Varlığın (Allah) Zâtının Cins ve Fasla Bölünemeyeceği Yolundaki Görüşlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine
Sekizinci Mes'ele: Onların İlk Varlığın Mâhiyetsiz Basît Bir Varlık Olduğu Şeklindeki Görüşlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine
Dokuzuncu Mes'ele:ilk Varlığın Cisim Olmadığını Açıklamaktan Âciz oldukları Üzerine
Onuncu Mes'ele: Sonsuz Bir Zamanın Varlığını Kabu1 Etmenin Yaratıcı'nın Varlığını İnkâr Gerektirdiğinin Açıklanması Üzerine
Onbirinci Mes'ele: Onların ilk Varlığın Başkasını Bileceği Hakkındaki Görüşlerini İspattan Âciz Oldukları Üzerine
Onikinci Mes'ele: Onların hiç Varlığın Kendi Zâtını Bileceği Yolundaki Görüşlerini İspattan Âciz Oldukları Üzerine
Onüçüncü Mes'ele: Onların ilk Varlığın Cüz'iyâtı Bilemeyeceği Şeklindeki Görüşlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine
Ondördüncü Mes'ele: Göğün İrâdeyle Hareket Eden Bir Canlı Olduğu Şeklindeki Görüşler-i Üzerine
Onbeşinci Mes'ele: Onların Göğü Hareket Ettiren Amaçla ilgili Olarak Anlattıklarının Geçersiz Kılınması Üzerine
Onaltıncı Mes'ele: Onların Göklerin Nefsinin Bütün Cüz’ileri Bileceği Yolundaki Görüşlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine
Onyedinci Mes'ele: Onların Olağanüstülüklerin (Mu'cizeler) İmkânsız Olduğu Yolundaki Görüşlerinin Geçersiz Kılınması Üzerine
Onsekizinci Mes'ele: Onların İnsan Nefsinin Cisim ve Araz(belirti) Olmayıp Kendi Kendine Varolan Cevher Olduğu Yolundaki Görüşleri Üzerine
Ondokuzuncu Mes'ele: İnsanın Nefıslerin Yokolmasının İmkânsız Olduğu Hakkındaki Görüşleri Üzerine
Yirminci Mes'ele: Onların Cennet ve Cehennemdeki Cisme İlişkin Haz ve Elemleri Kabul Etmekle Birlikte Cesetlerin Yeniden Dirilişini İnkâr Etmelerinin Geçersiz Kılınması Üzerine'
İşte fılozofların metafizik ve fiziğe ilişkin bir kısım çelişik bilgilerinden anlatmak istedigimiz bunlardır! Matematik ilimlerine gelince, ona karşı çıkmak ve reddetmek anlamsızdır: Zira o ilimler aritmetik ve geometriden ibarettir. Mantık ilimleri ise, kavramlar üzerinde düşünmenin âleti durumundadır; dolayısıyla bu konuda önemsenecek aykırı bir görüşe rastlanmaz. İnşallah bu kitabın muhtevasını anlamak için gerekli olan mantıkî bilgileri biz Mi`yîaru'l-ilm kitabında anlâtacağız