DÜŞÜNCELER VE SOHBETLER

epiktetos

DÜŞÜNCELER -1-


Hayatı hakkında kısa açıklama:

Hemen hemen 19 asırdan beri tarihin epictetos diye tanıdıgı filozofun gerçek adı bilinmiyor.Epictetos takma adıdır, bu kelime; satın alınmış adam, esir, uşak demektir. M.S 1.yy da hieropoliste esir olarak dünyaya geldi. Nero zamanında Romaya götürüldü,orada ahmak ve hain bir adama satıldı.daha sonra özgürlügünü bir çok olaydan sonra elde etti.M.S 90 senesinde kendi okulunu açarak felsefesini yaydı.

--------------------

1-dünyada olup biten şeylerin bir kısmı elimizdedir,bir kısmı elimizde degildir. elimizde olanlar; fikirlerimiz yaşayışımız, arzularımız,egilimlerimiz nefretlerimizbir kelimeyle bütün hareketlerimiz. elimizde olmayanlar;eşya ,mülk, şöhret, mevhibir kelime ile hareketlerimiz arasında olmayan şeylerdir. elimizde olanlar tabiatları icabı hürdürler.hiçbirşey onları durduramadıgı gibi onlara engelde olamaz.elimizde olmayanlar ise; zayıf, esir, boyunduruk altında,binlerce engel ve terslik içinde olup bütün bütün bize aykırıdırlar.

o halde hatırlaki tabiatları icabı esir olanları hür ve başkasına tabi olan şeyleri sana mahsus zannediyorsan her adımda engellere rastlayacak, kırılıcak, kasvetlenecek ve tanrıdan da,insanlardanda şikayet edeceksin.buna mukabil sana ait olanı benimser ve başkasına ait olanıda başkasının iradesinde sayarsan;ozaman kimse sana istemedigini yaptıramadıgı gibi,istediginide yapmana mani olamaz.dolaysıyla kimseden şikayet etmez,kimseyi ithametmez ve istemeden hiçbir hareketiyapmaga mecbur olmazsın. kimse sana bir fenalık edemez,düşmanın olamaz ve başına kötü, muzır bir şeyde gelmez.


2-unutmaki arzularının gayesiistediklerini elde etmektir.ve korkularının gayeside korktuklarını önlemektir. istedigini ele geçiremeyen bedbahtır; korktugu çukura düşende sefildir.hakiki menfaatine uygun olmayan şeye karşı yanlız nefretin varsa ve o şey senin elinde ise korktugun çukura asla düşmezsin.fakat ölümden, hastalıktan, fakirlikten korkarsn sefil olursun.o halde korkularının yerini degiştir. ve elmizde olmayan şeyleri, elimizde olan şeylere intikal ettir.arzularına gelince,onları şimdilik tamamıyla ortadan kaldır,zira elinde olmayan şeylerden birini arzu edersen zaruri olarak bedbaht olursun.elimizde olan şeylere gelince, henüz bunların arasında hangilerinin arzu edilmege layık oldugunu bilecek halde degilsin.bu hale gelmek için uzaklaşman veyahut araman lazım gelen şeyleri aramakla veya onlardan uzaklaşmakla iktifa et.fakat bu hareketlerin daima ihtiyatlı olmalı ve acele ile yapılmamalıdır.

--------------------

1-bu kadar büyük nimetleri dileyince unutmaki onları elde etmek için şöyle böyle çalışmak yetmeyecek ve varlıgından gayri şeylerin bir kısmından tamamiyle feraget etmen,bir kısmını başka bir zamanabırakman gerekecektir.zira bu hakiki nimetlerle birlikte servet,mevki ve mansupta istersen bu son istediklerini belki elde edemezsin. fakat buna mukabil özgürlügünü, mutlulugunu temin edecek nimetlerden mutlak surette mahrum olursun.

2-böylece her korkunç hayalin karşısında "sen bir hayalsin ve asla göründügün gibi degilsin!"demege hazır ol.sonra onu iyice tahlil et.ve bu tahlil için ögrendigin kaidelerden bilhassa birincisini yani sana azap veren şeyin elimizde olup olmadıgını bildiren kaideyi göz önünde bulundur.eger bu bizim elimizde olmayan şeylerden ise kendi kendine tereddütsüz deki:"bu, bana ait birşey degildir."

3-seni eglendiren,ihtiyaçlarını tatmi eden bir kelime sevdigin her şey karşısında kendi kendine onun ne oldugunu sormayı unutma.evvela en küçüklerinden başla.bir çömlegi seviyorsan,topraktan yapılmış bir çömlegi sevdigini bil.eger kırılırsa üzülmezsin.karını veya çocugunu seviyorsan kendi kendine fani bir varlıgı seviyorum de eger bir gün ölürse ıstırap çekmezsin.

--------------------

1-bir iş yapacagım zaman yapacagın işin ne oldugunu iyice düşün.hamama gideceksen, hamamlardaki adetleri;insanların birbirlerini su ile ıslattıklarını,itip kaktıklarını,küfür ettiklerini ve bu muhitte hırsızlıgın dogal bir hal oldugunu düşün.eger önceden kendi kendine "yıkanacagım fakat aynı zamanda varlıgımın hakiki nimeti olan hürriyetimi,bagımsızlıgımı muhafaza edicegim"dersen o zaman yapmak istedigini daha emniyetle yaparsın. başına gelecek her bir iş için bu böyledir.zira bu usul sayesinde yıkanmana herhangi bir şey engel olursa cevabın hazırdır: "ben sadece yıkanmak istemiyordum. fakat aynı zamanda özgürlük ve bagımsızlıgımıda muhafaza etmek niyetindeydim.

2-insanları kederlendiren nesne ve olaylar degil,fakat bunlar hakkında edindikleri fikirlerdir. mesela ölüm bir felaket degildir.eger bir felaket olsaydı,sokratese'de böyle görünecekti. fakat ölümün bir felaket ve kötü oldugu hakkındaki kanaat,işte asıl felaket budur.bunun içindir ki ke derli,yeisli,bedbaht oldugumuz zaman kendimizden başkasını,yani fikir ve kanaatlerimizden gayrısını itham etmemeliyiz.

3-başına gelen felaketler yüzünden başkasını itham etmek cahilin yapacagı iştir. yanlız kendini mesul saymak bu, gözü açılmak üzere olan bir adamın işidir. ne kendini,nede başkalarını itham etmemekse uyanık bir kimseye yakışan harekettir.

4-sana senden gelmemiş olan hususiyetlerle asla ögünme.bir at,gururla:"ben güzelim" dese buna tahammül edilebilir. fakat sen böbürlenerek "güzel bir atım var!" dersen bilki güzel bir ata sahip olmakla ögünüyorsun. bunda sana ait olan nedir? hayalgücünü kullanman! bunun için muhayyileni kullanırken tabiatı kolla.işte o zaman kendindeki meziyetle ögünebilirsin.

5-eger bir deniz yolculugunda bindigin gemi bir limana ugrar da,seni sahile su almak için yollarlarsa,yolda midye kabugu veya mantar bulursan bunları toplayabilirsin. fakat aklın daima gemide olmalıdır.sık sık başını gemiye çevirerek kaptanın seni çagırıp çagırmadıgına dikkat etmelisin.eger kaptan çagırırsa,seni eli ayagı baglı bir hayvan gibi gemiye atmalarına meydan vermemek için,elindekilerin hepsini atıp süratle geriye dönmelisin. hayat yolculugunda da vaziyet aynıdır: bir midye kabugu veya bir mantar yerine bir kadın veya bir çocuk nasibin olursa,bunları benimsersin. fakat kaptan seni çagırınca arkana bakmadan herşeyi bırakıp gitmek lazımdır.hatta eger ihtiyar isen yetişememek korkusuyla,gemiden pekte uzaklaşmamalısın.

--------------------

1-hayatında olup biten şeylerin,diledigin şekilde olmasını isteme:nasıl oluyorlarsa öyle olmalarını iste.böylece her zaman mesut olursun.

2-hastalık vucut için bir engeldir.fakat irade zayıf olmadıkça irade için engel degildir."ben topalım!".bu vucut için bir zaaftır.fakat iradem için asla bir zaaf degildir.başına gelecek her kaza için aynı şeyi düşün.o zaman bunların başka bir şeye mani olduklarını fakat sana asla engel olmadıklarını anlıyacaksın.

3-önüne çıkan şeyler karşısında,kendi içine çekilerek o şeylerden iyice istifade için mutlaka bir faziletin olacagını hatırla.eger güzel bir çocuk veya güzel bir kız görürsen,bunlara karşı kendinden denilen meziyeti bulacaksın.eger karşına zahmet; müşkilat çıkarsa, cesareti bulacaksın.böylece onları yenmek için sana tabiatın verdigi hasletlerle mukabele etmek adetini kazanırsan hayali korkuların asla seni sürükleyip götürmiyecektir.

4-her ne hakkında olursa olsun "onu kaybettim!" deme.fakat"onu geri verdim"de. çocugun mu öldü?onu geri verdin,karın mı öldü? onu da geri verdin.tarlanımı elinden aldılar? işte yine bir iade - lakin onu elinden alan kötü bir adamdı.- onu sana verenin falan veya filan vasıtayla geri almasının ne önemi var? onu sende bıraktıgı müddetçe,yolcuların otellerden istifade etmeleri gibi,adeta sana ait bir şey degilmiş gibi ondan istifade et.

5-bilgelik egitiminde ilerlemek istersen,şu endişeleri kafandan çıkarıp at: "işlerimi ihmal edersem,kısa bir süre sonra iflas ederim ve yiyip içecek bir şey bulamam.kölemi cezalandırmazsam,gittikçe küstah olur." zira endişeyle,ıstırapla varlık ve bolluk içinde yaşamaktansa;korkuları ve sıkıntıları kovup,açlık içinde ölmek daha iyidir.senin sefil olmandansa,uşagının küstah ve hain olması daha iyidir. bunun için küçük şeylerle başlayarak yola gir.yagını mı döktüler? şarabını mı çaldılar? kendi kendine deki:"huzurun bahası budur.hürriyetin bahası budur,bedavaya hiçbir şey alınmaz." esirini çagırdıgın vakit,düşün ki seni duymayabilir,yahut duysa bile emrettigin şeyi yapmayabilir."sabrım esirimi azdırabilir ve sonunda yola gelmez olur!" diyeceksin.bunun böyle olması senin için daha iyidir.çünkü bu sayede kendini endişelerden, sıkıntılardan uzaklaştırmanın çaresini bulmuş olursun.

--------------------

1-bilgelik egitiminde ilerlemek istersen,ruhu alakadar etmeyen işlerde ahmak ve budala görünmekten korkma.

2-bilginç geçinmekten sakın.bazı kimselerin nazarında bir şahsiyet gibi görünürsen, kendinden şüphe et. bil ki hem tabiata ve hem harici eşyaya iradeni uydurmak kolay degildir.fakat herşeye ragmen bunlardan birine baglanarak ötekini ihmal etmen zaruridir.

3-eger çocuklarının,karının,dostlarının ebediyen yaşamasını istiyorsan, sen delisin. zira elinde olmayan şeylerin sana tabi olmasını ve başkasına ait bulunan şeylerin sana ait olmasını istiyorsun.nitekim esirinin hiç kusur işlememesini istiyorsan yine delisin.zira seyyienin seyyieden başka birşey olmasını istiyorsun.arzularından mahrum olmamak niyetindemisin? bu mümkündür: ancak senin elinde olanları iste!

4-herbirimizin hakiki efendisi istedigimizi bize veren ve istemedigimizi yolumuzdan uzaklaştırandır.şu halde hür olmak isteyen her insan,ne başkalarının elinde olan şeyleri istemeli,nede onlardan kaçmalıdır.eger bunu yapmazsa zaruri olarak esirdir.

DÜŞÜNCELER ve SOHBETLER -2
DÜŞÜNCELER ve SOHBETLER -3
DÜŞÜNCELER ve SOHBETLER -4

3 Yorumlar

Adsız
25 Ekim 2007 02:01  

Platon'un Devlet'inden sonra bayağı bir ara vermiştim, bunca yazıyı nette bulabilmek çok güzel. Bizim adamları düşününce bundan 1000 yıl önceki filozofların nasıl akıl dolu konuştuğunu, fikirlerine saygı duyduklarını irkilerek görüyoruz. Felsefeyi "Felsefe yapma" seviyesine indiren anlayıştan biran önce kurtulmak ümidiyle.

Adsız
27 Haziran 2008 19:31  

1000 yıl önce insanlar fikirlerini açıklayabiliyorlardı.ifade özgürlüğü vardı.
Bugün nasıl?
bağımsız mahkemeler hemen sustururlar.
bağımsız bildiğimiz TBMM kararlarını da iptal edebiliyorlar.
bu yetkilerini nerden alıyorlar bu bilinmez.
İfade özgürlüğünün olmadığı bir ülkede bizden olmayan insanların yaşaması mümkün olamaz....

Adsız
17 Haziran 2009 23:29  

gerçekten etkileyici inkar ve şirk yok ben filozof diye buna derim sade öz ve gerçekten öğüt niteliğinde hayata dair ders veriyor diğer filozoflar dan farkı bu olsa gerek bu adamı daha çok araştırıp okumalıyım

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP