Pythagoras'ta Ahlak


Hüseyin ŞAHİN

Pek açık bir ahlak görüşü vardır. Onun kurduğu sisteme göre hayatın amacı ruhun arındırılmasıdır. Bütün varlıkların çabası duyumlardan kurtulup her gün biraz daha TANRI’ lığa yaklaşmaktır. Asıl hayır, Tanrılığı benzemekle sağlanabilir. Bu gaye için çabalamak erdemin kendisidir. Erdem de bir uyum, ve bir geometrik esastır, kare olan bir sayıdır.

Sokrates’ten önceki devrin en büyük ahlakçılarını bu okula mensup olanlar oluşturur. Bunların ahlaklarındaki genel yöneliş mistikliktir.Onlar yaşamayı sevdirmek için hayatın çekici kaynaklarını hiç görmemiş ve göstermemiş oldukları halde, insan hayatını yalnız TANRI emri altında saymışlar. bu sebepten dolayı hayatı korumaya çalışmayı savunmuş ve intiharı yasak etmişlerdir. Bununla beraber bu felsefede en büyük mutluluk, ruhun bedenden kurtulmasıdır. Fakat ruhun Tanrı emirlerine saygı duyması ve geçmiş bir günahın kefareti olmak üzere yer yüzünde yaşamanın zorunlu olduğu düşüncesi vardır. Pisagorculara göre erdemin şartı mutluğu terletmektir. İtidal, akıllı ruhun tutkuya karşı giriştiği savaştır.Adalet kısas kanunuyla sağlanmalıdır. yani göze göz istemelidir. ve başkasına verdiğimiz ıstırabın aynısını tatmalıyız. Bu meslekte dostluk, yasasına dayanmakla beraber her türlü zaaflardan uzak ve erkekçedir." Başkalarının yüklerini taşıyarak değil, sırtlarına koyuvermek suretiyle yardım etmelidir."

Bu okulun mensupları genel olarak şu noktaları araştırmaya mecburdurlar: İyi olarak ne yaptım? Hangi vazifeyi unuttum? Bir fenalık yaptım mı?

Bütün ahlaki emirler KUTSAL NUTUKLAR adlı bir dergide manzum olarak tespit edilmiştir. Bu eserin çok sonraki pisagorculara ait olması olasılığı yüksektir. Ruhların teorik kuralları şunlardır:

1- Tanrılara saygı ve onların iradesine teslim olmak
2- Hayatta Tanrıların verdiği işlere metanetle dayanmak.
3- Fitnecilere karşı şeriatın yani kanunun sarsılmaz elini uzatmak.
4- Dostlarına sadık olmak ve onlarla her şeyini paylaşmak.
5- Anne babaya saygı ve sevgi, yurdu koruyacak kadar sevmek ve kanunlara körü körüne uymak.
6- Devletin mutlak kudretini tanımak
7- Verilen sözde durmak ve organik zevkleri itidal ile tatmak
8- Cemaatin sırlarını açıklamamak
9- Servetin kullanılmasında pasif, akla uygun ve ölçülü hareket etmek
10-Bir kötülük yapıldığı zaman kendi nefsinden utanmak ve boş yere yemin etmemek

Bu genel emirlerin dışında bir de özel tabular vardır, Bunlar

- Bakla ve ebegümeci yememek
- Bazı şartlar altında et yememek
- Hayatı savaşmak olan oduncu ve avcılardan uzak durmak
- Yün elbise giymemek,
- Ekmeği koparmamak ekmeğin yalnız içini yemek , ateşi bir bıçakla karıştırıp tutuşturmamak,
- Yere düşen şeyleri toplamamak,
- Tencerenin şeklini küle çıkarmamak
- Karanlıkta konuşmamak,
- Eşyaların üzerine Tanrıların resmini yapmamak
- Beyaz Horoz kurban etmemek

Bu yukarıda anlatılan tabuların genelleşmiş şekilleridir. Bazıları bu yasaklar üzerinde faydalı nedenler araştırırlar, bazıları ise açıklanamayanları terk ederlerdi. Bazıları da bunların sembolik bir kıymeti olduğunu zannederler ve açıklamaya uğraşırlardı.

AKUZMATA'lar yani sadece iman kurallarına tabi olanlar için bu emirler hep kutsaldır. Bilime ve matematiğe değer veren Pisagorcu filozoflara göre ise bunların sembolik hiç bir değerleri yoktur. Bu iki kesim arasındaki zıtlık esaslıdır.

Bu yüzden müptedilere exoterique(dışsal) müritlere ise ezoterik(içsel) dersler verilirdi. Akuzmatalar tamamıyla dini ve mezhebi ayin ve efsanelere itaat eden fedakar imanlılar halinde kalıyor, Pisagorculuk düzeni ise bilimi korumak ta ısrar ediyordu. Halbuki bu ancak dini sırların kaldırılmasıyla ve mezhebi hükümlerin akli bir surette açıklanmışıyla mümkündü.

1-En hakim olan ne vardır-----? Sayılar
2-En güzel olan şey nedir------? Ahenk (Uyum)

İşte bu temel esas bu okulun hem mistik hem de bilimsel cephelerini aydınlatan ahlak tanrıbilim ve kozmolojinin dayandığı iki prensiptir,

PHTOGORAS’TA BİLGİ KURAMI

Zıtların ortalama içinde erimesi öğretinin ta Pisagora kadar gittiğine değin bir kanıt olmamasına rağmen elimizde önemli deliller bizi böyle düşünmeye iter.Bunlardan ilki Pisagor döneminde yaşamış olan Aiskhylos'un bildiği bir şeydi bu Müzik skalasının matematiksel bir incelemesine dayandığı için de bu öğretisinin iki yanı arasındaki bağı sağlıyor. gizemsel ve ussal, pratik ve kuramsal.Müzik ilkel tıbbın sağaltıcı büyüsünde önemli bir öğedir.Pisagorcular için beden için ilaç neyse ruh için de müzik oydu ve her ikisinin giziyse matematikte bulunabilirdi ancak.

Bu yüzden aşağıdaki buluşu Pisagorculara bağlıyabiliriz. Yunan lirinde 7 tel vardır. bunlardan üçü, çalınmakta olan makama göre farlı aralıklarda perdelenirdi. oysa öteki dördü bütün makamlar için aynı aralıklarda perdelenirdi.Onun bulduğu şey, dört sabit nota arasındaki aralıkların 6-8-9-12 sayı serisine uyduğu idi. Hareketli bir köprü ile bir tek tel üzerinde deneyerek kolayca yapmış olabileceği bir buluştur bu. 6 ile 12 terimleri uçlardır.

8, altkarşıt yada armonik ortalamadır. [8=12-(12:3)=6 + (6:3)] ;
9, ise aritmetik ortalamadır. (9=12-3=6+3)

Bunlar nesnel olgulardır fakat pisagorcular bunları kendilerine göre ön fikirler ışığında yorumluyorlardı.

Anaksimandros, dünyanın zıtların sınırsız olanın içinden farklılaşmasıyla yaratıldığını ve onların birbirine saldırmasıyla sonuçta erime ve çözülmeyle yok edildiğini ileri sürüyordu. Ona göre erime olayı yıkıcıydı. Öte yandan Pisagorcular için bu yapıcıydı. zıtların çatışması onların karşılıklı olarak iç içe girmesiyle çözülürdü. bundan da organik bir birlik doğardı. Bu bakımdan kuram birleştirici yaratıcı bir güç olarak karşımıza çıkıyor.

Solon çatışan sınıflar arasında ortada yerini alır ve onları kendi başlarına bırakılıca sınırsın olan hırslarına bir "Ölçü" koymayı zorlarken toplumsal adaleti başarmıştı. Yunan düşüncesinde Ortalama fikrinin ilk ortaya çıkışıydı bu

Fakat Pisagor’a kavram farlıydı. Solon için, Ortalama, iki uç arasında ortadaki noktaydı ve dışardan zorla konurdu. Pisagorcular içinse olumsuzlanan aynı çatışmanın içinden doğan yeni bir birlikti.

Daha açık söylemek gerekirse Pisagorcular da müzikteki ahenk (harmonim) (zıtların bir uyumu , birçokçun birleşmesi, muhaliflerin barışması) olarak tanımlıyordu. Böylece Pisagorcuların uygunluğu Toprak sahibi aristokrasi ile köylüler arasında ortada bulunan, demokraside sınıf savaşımını çözüme ulaştırmayı ileri süren yeni orta sınıfın dünyaya bakışını yansıtmaktadır.

Yani pisagor'un öğretisi orta sınıfın yükselme döneminde ortaya çıkmış bir öğretidir.

Bir diğer husus ise Pisagor okulunun Kroton'daki hekimlik okuluyla ilgisinin derecesini belirtmektir. bu okulun fizyoloji ve psikolojiye dair görüşleri Aristo'ya bağlı olan Menon'un Hekimlik tarihi a.e. inde geniş ölçüde yer tutar.ALKMEON Adlı bu filozofun kitabını o dönemin ünlü üç pisagorcu suna ithaf etmiştir.Bundan bahsederek Pisagor okulunun neleri kavrayabilmiş olduklarını tahmin etmeye çalışacağız.

ALKMEON'dan önce kalp bütün duygu ve düşüncelerin merkezi kabul ediliyordu. fakat ilk defa ALKMEON bunların merkezinin beyin olduğunu açıkladı. Ona göre duyu organlarından gelen duygulanmaları kendi gözenekleri sayesinde alır. İlk defa beyin operasyon ve anatomisi ile uğraşmış olan bu zat beyinde oluşan düzensizliğin duyarlılığı da bozacağını ileri sürmüştür. O duyumların dokunumundan başka olan çeşitlerini gerek organ ve gerek fonksiyon itibariyle incelemiştir.

Kaynaklar:


1-Cemil Sena, İlk Çağ Filozofları
2-Afşar Timuçin, Düşünce Tarihi
3-Georges Thomson, İlk Filozoflar
4-Wilhelm Capelle, Sokratesten Önce Felsefe

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP