GAZZALİ VE KELÂM FELSEFESİ - 6
|
9— Allah şekil, miktar ve yönlerden münezzeh olmakla beraber, Ahirette gözle görülür. Çünkü Kur'an'da "yüzler vardır o gün ter'ü tazedir, Rablerini görecektir" " diye buyrulmuştur. Bu dünyada ise Allah' ı görmek imkânsızdır. Çünkü Kur'an'da "Onu gözler idrak edemez, halbuki o gözleri ihata eder" ve "beni göremiyeceksiniz" diye buyrulmuş tur. Bu âyetlerdeki hükümler bu dünyaya aittir.
10—Allah birdir. Onun ortağı yoktur. Ona eşit hiç bir varlık mevcut de ğildir. Yaratmaya ve her şeyi yoktan yapmağa kadirdir. Başkasının yardımına ihtiyacı yoktur. Allah'ın ortağının olmadığını şu âyet ne güzel ifade ediyor. "Yerde ve gökde Allah'tan başka ilâhlar olsaydı , yer ve gök fesada uğrarlardı ". Eğer iki ilâh olsaydı, birisi bir emir verince, ikincisi ona uymağa ya mecbur olurdu veyahut da muhalefet ederdi. İkinci olan, eğer birinciye uymağa mecbur olursa eksiktir, güçsüzdür demektir. Eğer muhalefet ederse, birinci olan yetersizdir ve güçsüzdür demektir. O halde ikisi birden tanrı olamaz. Birisi muhakkak eksiktir. Tam ve güçlü olan tek bir tanrı vardır o da yüce Allah'tır."
Gazzali'ye Göre Allah' ın Zati Sıtatları
Kudret sıfatı : Alemin yaratıcısı olan Allah kudret sahibidir. Her şeye kâdirdir. Nitekim Kur'an'da "O her şeye kâdirdir" diye buyrulmuştur. Alem düzenli, sağlam ve hikmetli bir surette yaratılmıştır. Bu Allah' ın kudretinin açık delilidir.
Ilim sıfatı : Allah her şeyi, her mevcudu bilir ve bütün yaratılmışları ihata eder. Şu âyetler bunu açıkça bildiriyor. "Allah her şeyi bilir" "Ne göklerde, ne de yerde bir zerre miktarı onun filminden kaçmaz". "Her şeyi haber alan, lâtif olan ve yaratan Allah her şeyi bilmez mi"?
Hayat sıfatı : İlmi ve kudreti sabit olan varlığın yaşadığı da sabit olur. Yaşamıyan kâdir ve âlim bir varlık düşünürsek, sükûn ve hareketle dolu olan canl ıların yaşamasından şüphe etmemiz gegerekir. Bu ise imkânsızdır. Her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten yüce Allah nasıl hayyani yaşayan olmaz. Kur'an'da da "Hayyum" ve "Kayyum" sıfatları ifade edilmiyor mu?
Irade sıfatı : Allah kendi fiillerini irade buyurur. Her mevcud olan şey, onun meşiyet ve iradesiyle olmuştur. Her şeyi ilk başlatan ve yöneten odur. "Ilâh olarak ancak her şeyin yaratıcısı Allah vardır" âyeti Allah' ın yaratma gücünü gösteriyor. Yaratmaya gücü yetenin, irade etmeğe de gücü yeter.
Işitme ve Görme (sem ve basar) sıfatları : Kur'an'da geçen "O işitir ve görür" âyeti Allah' ın işitme ve görme sıfatlarının olduğunu gösteriyor. Diğer bir âyet'de de Hz. İbrahim'in putperestlere şöyle seslendiği ifade edilmiştir: " İşitmeyen, görmiyen ve size hiç bir faydası olmıyan şeye niçin tap ıyorsunuz"? Bu âyet'de imalı bir surette yüce Allah' ın görücü ve işitici olduğu ifade edilmiştir.
Akıl delili de Allah' ın görücü ve işitici olduğunu gösterir: Yaratıcı olan elbette yaratılmış olanlardan daha olgundur. Görenin, görmiyenden, işitenin işitmiyenden daha olgun olduğu da bilinmektedir. Olgunluk ifadesi olan görücü ve işitici sıfatlarını yaratılmışlara verip de her şeyi Yaratan bu sıfatlardan yoksun saymak imkansızdır. Bir çok yaratılmış varlıklar işitici ve görücü olduğuna göre, onları yaratan yüce Allah öncelikle görücüdür ve işiticidir.
Kelâm sıfatı : Allah mütekellimdir yani konuşucudur. Onun kelam sıfatı zatiyle kaim bir sıfattır. Onun kelâmı harf ve ses cinsinden bir şey değildir. Onun vücudu nasıl başkalarının varlığına benzemezse, kelâmı da insanların sözlerine benzemez. Allah' ın kelâmı dille okunur, hafızalarda saklanır, mushaflarda yazılır. Fakat kelâmın kendisi dile, hafızaya veya kitaba hulül etmiş değildir. Eğer kelâmın zatı kitaplara girseydi, Allah' ın zatının yazılı olduğu yere girmesi gerekirdi. Yahut "ateş" sözünün yazılı olduğu yere, bizzat ateşin girip yakması beklenirdi. Bunlar imkansız olduğuna göre, Allah' ın kelâmımn bizzat kitaplara hul'ül etmesi de imkansızdır.
Allah'ın kelâmı kadimdir. Onun bütün sıfatları da kadimdir. Bu sıfatlar yaratılmış olsalardı , Allah' ın zatının hadiseler için mahal olması gerekirdi. Hâdis olanlar ise değişkendir. Allah'ın zatı ise, her türlü değişmeden münezzehtir. Allah' ın kelâmı kadimdir. Zatıyle kaimdir. Yaratılmış olanlar, sesler ve harflerdir.
Allah' ın ilmi de kadimdir. Allah ezelden beri zatiyle bilicidir. Sonsuza kadar da bu böyle olacaktır. Yaratılmış olanları ihdas ettikce, onun ilmi hudus etmez. Aksine ezelde bildiği şeyler ortaya çıkarılmış olur. Bunu bir örnekle anlatalım: Eğer biz Zeyd'in güneşin doğmasiyle birlikte geleceğini bilsek, bu bilişimiz güneş doğuncaya kadar devam etse ve neticede güneş doğarken Zeyd gelse, bizde yeni bir ilim değişikliği olmaksızın Zeyd'in gelişi gerçekleşmiş olur. Bu söz gelişi örnekle Allah' ın ilminin kadim olduğu daha iyi anlaşılır.
Allah' ın iradesi de kadimdir. Eğer hadis olsaydı , Allah' ın zatı bir takım olayların yeri olmuş olurdu Allah ise bundan münezzehtir. Eğer irade Allah' ın zatının gayrındadır diye iddiada bulunan çıkarsa, ona denir ki: Bu durumda murid olan Allah değil, Allah'ın zatının dışında birisi olur. Bu ise imkansızdır. Bu, Allah' ın iradesini inkara veya çeşitli ilahların varlığını iddiaya varır. Allah' ın zatının gayrında bir şeyle murid olduğunu söylemek, bir insanın kendi zatının dışındaki hareketle yürüdü ğünü iddia etmeğe benzer.
Demek oluyor ki Allah ilimle alim, hayatla diri, kudretle kâdir, irade ile murid, kelâmla mütekellim, sem'le işitici ve görme ile görücüdür. Onun bu vasıfları , kadim sıfatlarındandır.
Allah'ın Filleri Ve Kullarm iktisabı
Her hâdis olan, Allah' ın fiili, yaratmas ı ve ihtiraıdır. Allah'tan başka yaratıcı yoktur. Mahlükat ı yaratıp onlara kudret veren odur. Bütün kullar ın hareket ve fiilleri onun takdiriyle olur. "Allah her şeyi yarattı' âyeti de her şeyin Allah' ın emriyle olduğunu isbatlamaktadır. Bunu "Allah sizi ve yaptıklarınızı yaratandır" , "sözlerinizi ister gizleyiniz, ister açıklayınız, o kalpleri bilir; her şeyi haber alan, lâtif olan ve yaratan Allah bilmez mi"" âyetleri de doğrulamaktadır.
Fiillerin Allah tarafından yaratılmış olması , onların kullar tarafından iktisap edilmesine engel değildir. Allah, kudreti de, takdir edileni de yaratandır. Hem kullarına iktisap için seçim hakkı vermiştir, hem de her şeyi ezelde takdir etmiştir. Onun takdiri kullarını zorlama anlamına alınmamalıdır. Allah ezdi ilmiyle her şeyi bildiği için, kulların iktisap edecekleri fiilleri Levh-i Mahfuza yazmış ve takdir etmiştir. Kulun kudreti, kulun vasfıdır ve fakat Allah tarafından yaratılmıştır. Hareket de öyledir. Allah tarafından yaratılmış, kulun vasıf ve kesbi olmuştur: Kulun kesb ve seçim vasfını inkar eden cebriyeciler ve insanın kendi fiilini yarattığını söyliyen Mu'tezililer yanılmaktadırlar. Doğru olan görüş, fillerin Allah tarafından yaratılması, insanlar tarafından da iktisap edilmesidir. Bu iktisap, kulun kudretinin Allah tarafından takdir edilmiş fiile iktiran ve taalluk etmesiyle olur.
Şunu da belirtmek gerekir ki âlemde olan her şey Allah' ın kaza ve takdiriyledir. "Allah yaptığından sorumlu değildir. İnsanlar ise sorumludurlar". Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "eğer Allah isteseydi, bütün insanları hidayete götürürdü". "Eğer isteseydik her insanı hidayete kavu ştururduk"." Bu âyetler de hayır ve şerrin Allah tarafından yaratıldığını göstermektedir.
Yaratma ve teklif Allah üzerine vacip değildir: Yüce Allah yaratmada hürdür. Kullarına görevler yükletmektede hürdür. Allah' in her şeyi insanın iyiliği için yapması gerektiğini söyliyen Mu'tezililer yanılmaktadırlar. Allah, emir veren, yasak koyan ve dilediğini yapandır. Onun fiilleri için bir yapma mecburiyeti düşünülemez.
10—Allah birdir. Onun ortağı yoktur. Ona eşit hiç bir varlık mevcut de ğildir. Yaratmaya ve her şeyi yoktan yapmağa kadirdir. Başkasının yardımına ihtiyacı yoktur. Allah'ın ortağının olmadığını şu âyet ne güzel ifade ediyor. "Yerde ve gökde Allah'tan başka ilâhlar olsaydı , yer ve gök fesada uğrarlardı ". Eğer iki ilâh olsaydı, birisi bir emir verince, ikincisi ona uymağa ya mecbur olurdu veyahut da muhalefet ederdi. İkinci olan, eğer birinciye uymağa mecbur olursa eksiktir, güçsüzdür demektir. Eğer muhalefet ederse, birinci olan yetersizdir ve güçsüzdür demektir. O halde ikisi birden tanrı olamaz. Birisi muhakkak eksiktir. Tam ve güçlü olan tek bir tanrı vardır o da yüce Allah'tır."
Gazzali'ye Göre Allah' ın Zati Sıtatları
Kudret sıfatı : Alemin yaratıcısı olan Allah kudret sahibidir. Her şeye kâdirdir. Nitekim Kur'an'da "O her şeye kâdirdir" diye buyrulmuştur. Alem düzenli, sağlam ve hikmetli bir surette yaratılmıştır. Bu Allah' ın kudretinin açık delilidir.
Ilim sıfatı : Allah her şeyi, her mevcudu bilir ve bütün yaratılmışları ihata eder. Şu âyetler bunu açıkça bildiriyor. "Allah her şeyi bilir" "Ne göklerde, ne de yerde bir zerre miktarı onun filminden kaçmaz". "Her şeyi haber alan, lâtif olan ve yaratan Allah her şeyi bilmez mi"?
Hayat sıfatı : İlmi ve kudreti sabit olan varlığın yaşadığı da sabit olur. Yaşamıyan kâdir ve âlim bir varlık düşünürsek, sükûn ve hareketle dolu olan canl ıların yaşamasından şüphe etmemiz gegerekir. Bu ise imkânsızdır. Her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten yüce Allah nasıl hayyani yaşayan olmaz. Kur'an'da da "Hayyum" ve "Kayyum" sıfatları ifade edilmiyor mu?
Irade sıfatı : Allah kendi fiillerini irade buyurur. Her mevcud olan şey, onun meşiyet ve iradesiyle olmuştur. Her şeyi ilk başlatan ve yöneten odur. "Ilâh olarak ancak her şeyin yaratıcısı Allah vardır" âyeti Allah' ın yaratma gücünü gösteriyor. Yaratmaya gücü yetenin, irade etmeğe de gücü yeter.
Işitme ve Görme (sem ve basar) sıfatları : Kur'an'da geçen "O işitir ve görür" âyeti Allah' ın işitme ve görme sıfatlarının olduğunu gösteriyor. Diğer bir âyet'de de Hz. İbrahim'in putperestlere şöyle seslendiği ifade edilmiştir: " İşitmeyen, görmiyen ve size hiç bir faydası olmıyan şeye niçin tap ıyorsunuz"? Bu âyet'de imalı bir surette yüce Allah' ın görücü ve işitici olduğu ifade edilmiştir.
Akıl delili de Allah' ın görücü ve işitici olduğunu gösterir: Yaratıcı olan elbette yaratılmış olanlardan daha olgundur. Görenin, görmiyenden, işitenin işitmiyenden daha olgun olduğu da bilinmektedir. Olgunluk ifadesi olan görücü ve işitici sıfatlarını yaratılmışlara verip de her şeyi Yaratan bu sıfatlardan yoksun saymak imkansızdır. Bir çok yaratılmış varlıklar işitici ve görücü olduğuna göre, onları yaratan yüce Allah öncelikle görücüdür ve işiticidir.
Kelâm sıfatı : Allah mütekellimdir yani konuşucudur. Onun kelam sıfatı zatiyle kaim bir sıfattır. Onun kelâmı harf ve ses cinsinden bir şey değildir. Onun vücudu nasıl başkalarının varlığına benzemezse, kelâmı da insanların sözlerine benzemez. Allah' ın kelâmı dille okunur, hafızalarda saklanır, mushaflarda yazılır. Fakat kelâmın kendisi dile, hafızaya veya kitaba hulül etmiş değildir. Eğer kelâmın zatı kitaplara girseydi, Allah' ın zatının yazılı olduğu yere girmesi gerekirdi. Yahut "ateş" sözünün yazılı olduğu yere, bizzat ateşin girip yakması beklenirdi. Bunlar imkansız olduğuna göre, Allah' ın kelâmımn bizzat kitaplara hul'ül etmesi de imkansızdır.
Allah'ın kelâmı kadimdir. Onun bütün sıfatları da kadimdir. Bu sıfatlar yaratılmış olsalardı , Allah' ın zatının hadiseler için mahal olması gerekirdi. Hâdis olanlar ise değişkendir. Allah'ın zatı ise, her türlü değişmeden münezzehtir. Allah' ın kelâmı kadimdir. Zatıyle kaimdir. Yaratılmış olanlar, sesler ve harflerdir.
Allah' ın ilmi de kadimdir. Allah ezelden beri zatiyle bilicidir. Sonsuza kadar da bu böyle olacaktır. Yaratılmış olanları ihdas ettikce, onun ilmi hudus etmez. Aksine ezelde bildiği şeyler ortaya çıkarılmış olur. Bunu bir örnekle anlatalım: Eğer biz Zeyd'in güneşin doğmasiyle birlikte geleceğini bilsek, bu bilişimiz güneş doğuncaya kadar devam etse ve neticede güneş doğarken Zeyd gelse, bizde yeni bir ilim değişikliği olmaksızın Zeyd'in gelişi gerçekleşmiş olur. Bu söz gelişi örnekle Allah' ın ilminin kadim olduğu daha iyi anlaşılır.
Allah' ın iradesi de kadimdir. Eğer hadis olsaydı , Allah' ın zatı bir takım olayların yeri olmuş olurdu Allah ise bundan münezzehtir. Eğer irade Allah' ın zatının gayrındadır diye iddiada bulunan çıkarsa, ona denir ki: Bu durumda murid olan Allah değil, Allah'ın zatının dışında birisi olur. Bu ise imkansızdır. Bu, Allah' ın iradesini inkara veya çeşitli ilahların varlığını iddiaya varır. Allah' ın zatının gayrında bir şeyle murid olduğunu söylemek, bir insanın kendi zatının dışındaki hareketle yürüdü ğünü iddia etmeğe benzer.
Demek oluyor ki Allah ilimle alim, hayatla diri, kudretle kâdir, irade ile murid, kelâmla mütekellim, sem'le işitici ve görme ile görücüdür. Onun bu vasıfları , kadim sıfatlarındandır.
Allah'ın Filleri Ve Kullarm iktisabı
Her hâdis olan, Allah' ın fiili, yaratmas ı ve ihtiraıdır. Allah'tan başka yaratıcı yoktur. Mahlükat ı yaratıp onlara kudret veren odur. Bütün kullar ın hareket ve fiilleri onun takdiriyle olur. "Allah her şeyi yarattı' âyeti de her şeyin Allah' ın emriyle olduğunu isbatlamaktadır. Bunu "Allah sizi ve yaptıklarınızı yaratandır" , "sözlerinizi ister gizleyiniz, ister açıklayınız, o kalpleri bilir; her şeyi haber alan, lâtif olan ve yaratan Allah bilmez mi"" âyetleri de doğrulamaktadır.
Fiillerin Allah tarafından yaratılmış olması , onların kullar tarafından iktisap edilmesine engel değildir. Allah, kudreti de, takdir edileni de yaratandır. Hem kullarına iktisap için seçim hakkı vermiştir, hem de her şeyi ezelde takdir etmiştir. Onun takdiri kullarını zorlama anlamına alınmamalıdır. Allah ezdi ilmiyle her şeyi bildiği için, kulların iktisap edecekleri fiilleri Levh-i Mahfuza yazmış ve takdir etmiştir. Kulun kudreti, kulun vasfıdır ve fakat Allah tarafından yaratılmıştır. Hareket de öyledir. Allah tarafından yaratılmış, kulun vasıf ve kesbi olmuştur: Kulun kesb ve seçim vasfını inkar eden cebriyeciler ve insanın kendi fiilini yarattığını söyliyen Mu'tezililer yanılmaktadırlar. Doğru olan görüş, fillerin Allah tarafından yaratılması, insanlar tarafından da iktisap edilmesidir. Bu iktisap, kulun kudretinin Allah tarafından takdir edilmiş fiile iktiran ve taalluk etmesiyle olur.
Şunu da belirtmek gerekir ki âlemde olan her şey Allah' ın kaza ve takdiriyledir. "Allah yaptığından sorumlu değildir. İnsanlar ise sorumludurlar". Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "eğer Allah isteseydi, bütün insanları hidayete götürürdü". "Eğer isteseydik her insanı hidayete kavu ştururduk"." Bu âyetler de hayır ve şerrin Allah tarafından yaratıldığını göstermektedir.
Yaratma ve teklif Allah üzerine vacip değildir: Yüce Allah yaratmada hürdür. Kullarına görevler yükletmektede hürdür. Allah' in her şeyi insanın iyiliği için yapması gerektiğini söyliyen Mu'tezililer yanılmaktadırlar. Allah, emir veren, yasak koyan ve dilediğini yapandır. Onun fiilleri için bir yapma mecburiyeti düşünülemez.