ATEİZM Mİ AGNOSTİSİZM Mİ? BERTRAND RUSSELL’IN TERCİHİ - 2

Bu bağlamda Russell’ın Tanrı düşüncesine baktığımızda şunu görürüz ki, Russell’ın Tanrı karşısındaki tutumu felsefi anlamda agnostiktir. F. C. Copleston’un kendisine sorduğu “Tanrı konusundaki tutumunuz ateist mi yoksa agnostik mi?” şeklindeki sorusuna ‘Benim tutumum agnostiktir” şeklinde cevap vermiş ve “Tanrı’nın var olmadığını kanıtlayabileceğimi iddia etmiyorum. Hıristiyan Tanrısı da, Mısır’ın, Babil’in veya Olimpos’un Tanrılarıda var olabilir. Ancak bu varsayımlardan hiçbiri diğerinden daha geçerli değildir. Bu tür şeyler, bilgi alanının dışındadır ve bu yüzden onlardan herhangi birini ele almak gereksizdir” görüşünde olduğunu ifade etmiştir.

Russell, 1947’de “Am I an Atheist or an Agnostic?” adıyla kaleme aldığı yazıda kendisinin agnostik mi, ateist mi olduğu tartışmasına değinerek kendisine dininin ne olduğu sorulunca bunu cevaplandırmanın zor olduğunu, ateist mi yoksa agnostik mi olarak nitelendirileceğini bilmediğini, ama filozof olarak tümüyle felsefi bir izleyici karşısındaysa kendisini agnostik olarak nitelendirdiğini, çünkü Tanrı’nın kesin olarak olmadığına dair bir delilinin bulunmadığını belirtir. Öte yandan, sokaktaki sıradan bir insana doğru izlenimi verebilmek için de ateist olduğunu, çünkü ilahi dinlerdeki ‘tanrının yokluğunun ispatı yok’ demenin yanında bir de ‘Homerik tanrıların da yokluğunun ispatı yok’ diye de eklemesi gerektiğini belirtir ve şöyle devam eder: “Homer’in tanrılarının gerçek olma olasılığını düşünmeyiz bile; ama size ‘Zeus, Hera, Poseidon ve diğerlerinin olmadığını ispatlamanız’ gibi bir görev verilse, bunu da yaparken zorluk çekeceksinizdir, çünkü böyle bir ispat yoktur. Bu açıdan felsefi bir dinleyici kitlesine agnostik olduğumu söyleyeceğim, ancak popüler olarak birçoğumuz ateist olduğunu söyleyecektir”.

Russell’ı ateist olarak değerlendirenlerin temel çıkış noktasıda genel bir değerlendirme olan “Eğer Tanrı’ya inanmıyorsanız, ateistsinizdir” çıkarımıdır. Dini metinlerden hareketle meseleye yaklaştığımızda sonuçta ateizmle agnostisizmin aynı şekilde değerlendirilebileceğini, ama kavramlara felsefi düşünüş açısından yaklaştığımızda içerik olarak farklı şeyleri ifade ettiğini belirtmek zorundayız. Russell bu yazısının ‘Skeptisizm’ kısmında ise “Hıristiyan Tanrısı ile Homerik tanrıların var olmaları arasında tamamen aynı derecede bir olasılık vardır.

Bu ikisinin de olmadığını ispatlayamam, ancak var olma ihtimallerini ciddi ciddi göz önüne almaya değer birer alternatif olarak görmüyorum. Buna mukabil bu çizgideki bir yaklaşım dâhilinde ateistim diyeceğim” demektedir. Sadece bu kısma baktığımızda ateist diye kendini niteliyor diyebiliriz. Fakat gerek yazının baştarafındaki ifadelerine ve gerekse 3 Kasım 1953 yılında American Look dergisinde yayınlanan “What is an Agnostic?” adlı makalesinde dini düşünce açısından durumunu açıkça ifade ettiğini görmekteyiz. Bu yazıda agnostik kelimesini tanımlarken, “bir agnostik, Tanrı ve dünya ötesi yaşam hakkında doğruyu bilmenin imkânsız olduğunu düşünür” der ve devamla, ‘agnostikler ateist midir?’ şeklinde bir soru sorar ve bu sorusuna cevap arar. Ona göre bir ateist, bir Hıristiyan gibi, Tanrı’nın var olup olmadığını bilebileceğini düşünür. Teist, Tanrı’nın var olduğunu, ateist ise var olmadığını söyler. Agnostik ise böyle sonuca bağlanamayacak metafizik bir konuda onay ya da inkâr anlamında herhangi bir şey söylemez. Tanrı var veya yok olabilir; bu bir agnostiğin ilgileneceği konu değildir. Ama bir agnostik Hıristiyan da, kendi tanrısının Olimpos tanrıları kadar olasılıksız olduğunu düşünebilir ve bu konuya yaklaşımı açısından pratikte ateistlerle birdir.

Yani kendisinin agnostik olduğunu kabul eden Russell’a göre agnostisizm, ateizmden farklı, ancak ondan uzak değildir. Çünkü agnostisizm, ateizm gibi metafizik fenomenleri kendisine bir problem alanı olarak benimsemez; teizmin Tanrı’nın varolduğunu kabul edip ispata çalıştığı gibi, ateizm de Tanrı’nın varolmadığını kabul etmekte ve ispata çalışmaktadır. Ateizm olumsuz anlamda da olsa bir inançtır. Hâlbuki agnostisizm, bu tür metafizik konularla ilgili olarak, lehte veya aleyhte herhangi bir şey söylemez ve metafizik şeyler konusunda da bir inanca sahip değildir.

Agnostik olmanın aslında önemli nedenleri vardır. Zira Tanrı’nın varlığını bilmiyorsak neden varlığından bahsedelim? Neden varlığını bilmediğimiz bir şeyi olumlama ya da olumsuzlama yoluna gidelim? Çünkü söylemlere baktığımızda ateist veya teist aslında Tanrı hakkında bildiklerinden daha fazlasını söylemektedirler. Her ikisinin de olgusal anlamda kanıtları yorumsaldır. Bir ateist Tanrı’nın olmadığını aslında bilimsel anlamda bilemez. Teist için de durum aynıdır. Yani inançsızlık bir bilgi değildir; tabi bu durum olayın tersi içinde geçerlidir. Çünkü bilgi olduğunda inanmak ya da inanmamak gibi bir durum söz konusu olmaz.

Russell’ın agnostisizmi savunmasının en önemli sebeplerinden biri ise kesin kabullerin insanın düşünme melekesini körelttiği, insanın bilimsel bir ruh kazanmasını engellediği şeklindeki değerlendirmesidir. Bundan dolayı Russell, bilimsel düşünceyi etkileyen zihinsel araştırmadan geçmeyen her türlü kabulü zararlı olarak görür. Çünkü bilginin tek kaynağı olan bilim, Tanrı’ya ya da ölümsüzlüğe inanmak için hiçbir dayanak getirmez. Hatta felsefenin bile bilimsel olması gerektiğini, filozofun da bilimsel bir ülkü taşıması gerektiğini, etkinlik alanının yalnızca bilimsel olarak incelenebilen sorunlara uzanması gerektiğini belirtir. Russell’a göre felsefi düşüncede bulunması gereken bazı özellikler vardır. Bunlar eleştiri, her türlü önyargıdan uzak olma, bilgiyi amaç edinme ve şüpheciliktir. Russell, hiçbir şeyden emin olunmaması, insanın içinde her zaman biraz şüphe bulunması gerektiğini düşünür ve felsefedeki şüpheciliği vazgeçilemez bir yöntem olarak görür. Ludwig Wittgeinstein’ın felsefeye karşı felsefi bir tavır olarak ileri sürdüğü “Tractatus Logico–Philosophicus”un meşhur yedinci ve son aforizması “Üzerinde konuşamadığımız şeyler konusunda susmalı!” sözü adeta Russell’ın din ve onunla alakalı konulardaki tavrını özetlemektedir. Zaten Mantıkçı Atomculuğu savunan bir düşünürün felsefi anlamda ateizmi savunması mümkün değildir. Çünkü bu, savunmuş olduğu görüşün temelleriyle çeliştiği anlamına gelir ki, Russell gibi dikkatli ve eleştirel zihne sahip olan bir düşünürün böyle bir hataya düşmesi beklenemez. Dolayısıyla düşünsel anlamda Russell’ın bir agnostik olduğunu, ama günlük hayatta Tanrı yokmuşgibi hareket ettiğini söyleyebiliriz.


KAYNAKÇA

AYDIN, Mehmet. Din Felsefesi. 8. Basım. İzmir: İ.İ.F.V. Yayınları, 1999.

BENEDİCT, Gerald. “Agnostisizm maddesi”, The Watkins Dictonary of Religions and Secular Faiths. London: Watkins Publishing, 2008.

BOZKURT, Nejat. ÇağdaşFelsefeden Kesitler. İstanbul: Sosyal Yayınları, 1990.

DALKILIÇ, Bayram. Bertrand Russell Yirminci Yüzyılda Bir Ateist Düşünür. Konya: Kendözü Yayınları, 2000.

DURKHEİM, E. The Elementary Forms of Religious Life. çev. Karen E. Fields. New York: The Free Press, 1995.

DÜZGÜN, Şaban Ali. Allah, Tabiat ve Tarih. Ankara: Lotus Yayınları, 2005.

ELMALI, Osman. Bertrand Russell’da Ahlak Felsefesi. İstanbul: Ataç Yayınları, 2005.

ERDEM, Hüsamettin. BazıFelsefe Problemleri. 2. Baskı, Konya: Hü-er Yayınları, 2009.

FRANK, Phlipp. Doğa Bilimlerinde Pozitivizm. 2. Baskı. çev. Yılmaz Öner. İstanbul: Spartaküs Yayınları, 1999.

HİLL, Daniel J., Rauser, Randal D., Christian Philosophy A-Z, Edinburgh: Edinburgh University Press, 2006.

IŞIK, Aydın. Mutlu Bir Karamsardan Din Üzerine Russell. Ankara: Lotus Yayınları, 2008.

KELENBERGER, James. “İmanın Üç Modeli”, der. ve çev. Temel Yeşilyurt. Dinin Bilginin İmkânı. İstanbul: İnsan Yayınları, 2003. s. 213–236.

KENNY, Anthony. The Unknown God: Agnostic Essays. London: Continuum Press, 2004.

MEPHERSON, Thomas. Philosophy and Religious Belief. London: Hutchiman, University Library, 1974.

ÖZCAN, Zeki. “Özel Sözlük, Agnostisizm”. Frédérick Ferré, Din Dilinin Anlamı: Modern Mantık ve İman, çev. Zeki Özcan. Bursa: Alfa Yayınları, 1999. s. 219–228.

PLANTİNGA, Alvin. “Agnosticism”, A Companion to Epistemology. ed. Jonathan Dancy ve Emest Sosa. Madlen: Blackwell Publishing,
2006.

REİCHENBACH, Hans. Bilimsel Felsefenin Doğuşu. çev. Cemal Yıldırım. İstanbul: Remzi Kitabevi, 1981.

RUSSELL, Bertrand. Düşünceler. 4. Basım. çev. S. Eyüboğlu, V. Günyol. İstanbul: Say Yayınları, 1982.

RUSSELL, Bertrand. Eğitim ve Toplum Düzeni. çev. Nail Bezel. İstanbul: Varlık Yayınları, 1969.

RUSSELL, Bertrand. İnsanlığın Geleceği. çev. Memduh Balaban. İstanbul: Ataç Kitabevi, 1964.

RUSSELL, Bertrand, Neden Hıristiyan Değilim,çev. Ender Gürol. İstanbul: Varlık Yayınları, 1966.

RUSSELL, Bertrand. Sceptical Essays. London: George Allen ve Unwin Ltd., 1928.

RUSSELL, Bertrand. “Why is an Agnostic?”,The Basic Writings of Bertrand Russell. 2. Basım. edt. Robert E. Egner ve Lesterr E. Denonn. London: George Allen ve Unwin Ltd., 1962.

RUSSELL, Bertrand. Why I am not Christian?. London: George Allen ve Unwin Ltd., 1967.

SLATER, John G.. Bertrand Russell. Bristol: Thoemmes Press, 1994.

STARK, Rodney. Tek Gerçek Tanrı; Tektanrıcılığın Tarihsel Sonuçları. çev. Çiğdem Özüer. İstanbul: Literatür Yayınları, 2005.

SWATOS, William. Encylopedia of Religion and Society. Walnut Creek, CA: AltaMira Press, 1998.

TOPALOĞLU, Aydın. Tanrıtanımazlığın Felsefi BoyutlarıTeizm Ya da Ateizm. İstanbul: Kaknüs Yayınları, 2001.

WİTTGENSTEİN, Ludwig. Tractatus Logico–Philosophicus. trans. Charles Kay Ogden. New York: Routledge, 2005.

1 | 2

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP